1 gramı bile yurt dışına gitmiyor: "Dolar basamıyoruz ama altın basıyoruz"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Şeref Kalaycı Türkiye'deki altın üretimi hakkında bilgi verdi. Üretilen altının 1 gramının bile yurt dışına gitmediğini belirten Kalaycı, "Dolar basamıyoruz ama altın basabiliyoruz" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Şeref Kalaycı, maden kanunu taslağında maden sahalarının rehabilitasyonunun zorunlu hale geleceğini, “köstebek çukuru gibi yerler olmayacağını” belirtirken, işletmelere caydırıcı cezalar verileceğini açıkladı.
Türkiye’nin 2020’de 42 ton altın üretimine ulaştığını dile getiren Kalaycı, “Hedef 100 ton. 1 gramı yurtdışına gönderilmiyor. Merkez Bankası Türk lirası üzerinden alıyor. Dolar basamıyoruz ama altın basabiliyoruz. Yabancıların üretiminin yüzde 60’ı Türkiye’de kalıyor.” dedi.
TAŞ DEVRİNE DÖNERİZ
Şeref Kalaycı, TBMM İklim Araştırma Komisyonu’nda Türkiye’nin enerji sektöründeki, “arz güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilir piyasa” politikalarını anlattı.
Milliyet gazetesinden Önder Yılmaz'ın haberine göre, dünyadaki ticareti yapılan 90 madenin 70’inin Türkiye’de bulunduğunu kaydeden Kalaycı, maden çeşitliliği açısından Türkiye’nin dünyada 7., miktar bazında 21. ve değer bazında ise 31. sırada olduğunu söyledi.
TOGG VE CEP TELEFONU
Türkiye’nin milli arabası TOGG’da kullanılan 30 maden çeşidini tek tek sıralayan Kalaycı, TOGG’da 908 kilo demir - çelik, 41 kilo alüminyum, 23 kg. karbon, 18 kilo bakır, 18 kilo cam, 11 kilo kurşun, 10 kilo çinko, 8 kilo manganez, 7 kilo krom, 4 kilo nikel, 2 kilo magnezyum, 1 kilo sülfat, 1 kilodan az olmak kaydıyla 18 ayrı madenin daha bulunduğunu bildirdi.
Cep telefonlarındaki madenleri de açıklayan Şeref Kalaycı, 100 gram ağırlığındaki bir akıllı cep telefonlarında belli oranlarda altın, gümüş ve paladyum gibi değerli madenler kullanıldığını aktardı.
BİNDE 1'İNDE ÇIKARILIYOR
“Madencilik yapılmasın, çevreye zarar veriyor” algısı oluşturulmaya çalışıldığını ancak bunun haksızlık olduğunu belirten Kalaycı, “Türkiye’nin yüzölçümü 780 bin kilometrekare, maden çıkarılan alanlar 825 kilometrekare yani binde 1’i maden üretimi için kullanılıyor. Kanada, Avustralya gibi ülkelerde bu oranlar çok daha yüksek” dedi.
“Madenlerin çevreye elbette etkisi var” diyen Kalaycı, ancak kanunlarla ciddi tedbirlerin geliştirildiğini söyledi. Denetimlerin sıkılığına işaret eden Kalaycı, “Enerji Bakanlığı olarak 2019’da 8 bin 602 madeni denetlemişiz. 2018’de rakam yine 8 binlerde. 2020’de pandemi dolayısıyla 5 bin 553’te kalmış” bilgisini verdi.
KALP AMELİYATI ÖRNEĞİ
Kalaycı, “madenciliik için ormanlar kesiliyor” iddiasına karşılık da, “Ormanlık alanlarının on binde 3’ü altın üretimi için kullanılıyor. Çok tartışıldığı için altın oranını aldık, on binde 3. Diğerleri de farklı değil” dedi.
Maden çıkarırken doğanın olumsuz etkilendiğini ‘kalp ameliyatı’ örneği ile açıklayan Kalaycı, “Madenleri ameliyata benzetiyorum. Madeni çıkarırken yer kabuğuna zarar veriyorsunuz. Madeni çıkarıp işlemleri tamamladıktan sonra o alanların rehabilite edilmesi lazım” dedi.
Türkiye’de rehabilite edilmemiş, ‘köstebek çukuru’ gibi duran pek çok maden sahası bulunduğunu kaydeden Kalaycı, “2021 sonbaharında yeni maden kanunu Meclis’e gelecek. Yasayla maden sahalarının rehabilitasyonu zorunlu hâle geliyor. Cezalar caydırıcı olmadığı için rehabilitasyon ihmal ediliyor. Yeni yasada ceza caydırıcı olacak” diye konuştu.
"ALTININ 1 GRAMI YURT DIŞINA GÖNDERİLMİYOR"
Kalaycı, Türkiye’de altın madenciliğine ilişkin verileri açıklarken şunları söyledi:
“2000’de hiç altın üretimi yok. 2001’de 1.4 ton üretimle başladık. 2020’yi 42 ton altın üreterek geçirdik. Hedef 100 ton. Bilinen rezerv 1500 ton, potansiyel rezerv 6 bin 500 ton altın. Geçen yıl ürettiğimiz altının ekonomiye katkısı 2.4 milyar dolar. Türkiye’de üretilen altının 1 gramı yurt dışına gönderilmiyor. Merkez Bankası, Londra Altın Borsası’nda oluşan fiyat üzerinden satın alıyor, ödemesini de Türk lirası olarak yapıyor. Yani dolar basamıyoruz ama altın basabiliyoruz. Yabancılar da Merkez Bankası’ndan aldıkları Türk lirasının maksimum ancak yüzde 40’ını dövize çeviriyorlar, yüzde 60’ı yine ülkemizde kalıyor.”