'128 milyar dolar nerede?' sorusunun yanıtı burada!

Muhalefetin son günlerde sık sık gündeme getirdiği; Merkez Bankası rezervinin eksiye düştüğü ve 128 milyar doların "buhar olduğu" argümanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kısa süre önce cevaplandırıldı. Ancak başta CHP olmak üzere, muhalefet partileri söz konusu söylemi tekrar etmekten vazgeçmiyor. Konuyla ilgili halkı yanıltıcı içerikler barındıran afişleri kaldırılan partililer, manipülasyonlarını sosyal medyada sürdürüyor. Peki işin aslı ne? Madde madde bakalım...

Koronavirüs pandemisi nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi, TCMB döviz rezervleri de azaldı. Diğer ülkelerden farklı olarak ise, Türkiye pandemi sürecinde büyüme sağlayan ender ülkelerden birisi oldu.

Türkiye 2020 yılında G-20 ülkeleri arasında 2’inci, dünyada en yüksek büyüme oranına sahip 4’üncü ülke olurken, muhalefet bu durumu görmezden gelip Türkiye ekonomisini karalama girişimlerine devam etti.

"128 milyon doların buhar olduğunu" öne süren başta CHP'liler olmak üzere muhalif kesim, iddiaların bilgi ve belgelerle yalanlanmasına rağmen bu söylemlerini gündeme getimeyi sürdürdü.

İşte konuyu anlamak istemeyenler için olayın madde madde perde arkası:

• Ekonomide rezervlerin artış ve azalışının gerekçeleri basit ve olağandır. Bir grup ekonomistin iddia ettiği gibi 128 milyar dolar ne buhar olmuştur, ne peşkeş çekilmiştir, ne de çalınmıştır. Rezervler, güncel ekonomik işleyiş çerçevesinden sadece yer değiştirmiştir. Bütün gerçekler Merkez Bankası bilançolarında açıkça yer almaktadır. Merkez Bankası bilançosunda, bankaların ve kurumların kayıtlarında, ödemeler dengesi hesabında rezervlerin seyrine dair somut rakamsal veriler bulunmakta olup; her şey şeffaf ve denetlenebilir bir ortamda işlemektedir.

• Ekonomide hiçbir şey durduk yere ortaya çıkmaz; ya da ortadaki değerler durduk yere yok olmaz. Bir tarafta üretim diğer tarafta ise finansal araçlar (para, altın ve diğer kıymetli madenler vb. finansal enstrümanlar) sürekli olarak el değiştirirler. Bu durum ekonomik hayatın rutin bir sürecini oluşturmaktadır.

• TCMB'nin döviz rezervleri 2000-2001 döneminde 20-25 milyar dolar düzeyindeydi. Rezervler ilk kez 50 milyar dolar çıtasını 2005 sonunda, 100 milyar dolar çıtasını ise 2012 yılı ortasında geçebildi. Kasım 2013'te 135 milyar dolara yaklaşarak, en yüksek rakamı görmüştür. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2002 yılında sadece 238 milyar dolar iken, 2019 yılında 761 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Kişi başına GSYH ise bu dönemde 3 bin 608 dolardan 9 bin 213 dolara yükselmiştir.

• Ocak 2020'den itibaren dünyayı, marttan sonra ise Türkiye'yi etkisi altına alan Kovid-19 pandemisi nedeniyle Türkiye, 2019'a göre, mal ihracatında 12 milyar, hizmet ihracatında ise 30 milyar dolarlık bir kayıp yaşamıştır. Bu nedenle, Cumhuriyet tarihinde ilk kez, 2019'da yıllık bazda 6,8 milyar dolar fazla veren cari işlemler dengesi, 36,7 milyar doları açık vermiştir. En basit haliyle 2019'a göre cari işlemler dengesinde 45 milyar dolar sapma yaşanmıştır. Bu sapmanın tamamı TCMB'nin döviz rezervleriyle karşılanmıştır.

• Kovid-19 salgının ilk şokunun yaşandığı dönemde, dünyada dolar likiditesinin sıkıştığı anda, ödemeler dengesinin devamlılığını sağlamak için Merkez Bankası'nın rezervlerini kullanmak elzemdi. Bu yaşanan süreçte TCMB elindeki rezervleri kullanmasaydı istihdam, büyüme, reel sektör, bankacılık kesimi dahil her sektörü etkileyen bir ekonomik kriz ile karşı karşıya kalınabilirdi. Her kriz ortamında dillendirilen faiz artışlarıyla bu süreç atlatılamazdı.

• Kovid-19 pandemisi nedeniyle yaşanan belirsizliğin küresel ticaret ve dünya ekonomisi üzerinde bu kadar kapsamlı bir tahribata sebep olduğu ve geçtiğimiz mart ayı ile temmuz ayı arasında küresel ölçekte dolar ve avro likiditesinin sıkıştığı, paranın dolaşım hızının neredeyse çöktüğü bir süreçte, Türkiye'nin üretimini ve ihracatını sürdürebilmesi adına, reel sektörün hammadde, ara mamul ve makine ithalatını gerçekleştirmesini sağlayacak döviz likiditesi desteği TCMB tarafından sağlandı.

'128 milyar dolar nerede?' sorusunun yanıtı burada!

• Kovid-19'la tarihi bir mücadele verilirken, sadece ödemeler dengesi üzerinden 41 milyar dolarlık net döviz çıkışı TCMB'nin rezervleriyle finanse edilmiştir. 2018 yılından 2020 sonuna, reel sektör ve finans kurumlarının dış borçlarında net kapatılan borç 21 milyar doların üzerindedir. 2020'de, ödemeler dengesindeki 41 milyar dolarlık net döviz çıkışının 9 milyar doları özel sektörün net dış borç ödemesinden kaynaklanmaktadır.

• 2020 yılında tüm dünyayı kökten sarsan pandemi şokunun ekonomik ve toplumsal etkilerinin sonucunda dövize olan talep artmıştır. Artan talebi karşılamak için Türkiye ya IMF’e gidecekti ya da faizleri şok bir biçimde arttırarak kendi reel sektörüne zarar verecekti. Ancak, Türkiye bu yolları tercih etmemiş ve reel sektörün döviz ihtiyacını karşılamak için TCMB rezervlerini kullanmıştır.

• TCMB rezervleri, Türkiye’nin üretimini ve ihracatını sürdürebilmesi için, reel sektörün hammadde, ara mamul ve makine ithalatını gerçekleştirmesini sağlayacak döviz likiditesi için harcandı. Verilen bu destekler sonucunda, pandeminin yarattığı olumsuz koşullara rağmen 2020’nin son 4 ayında Cumhuriyet tarihi aylık ihracat rekorları kırıldı. İhracatta yaşanan artış 2021’im Ocak, Şubat ve Mart aylarında da devam etti. Hatta, tarihte ilk kez, aylık ihracat 18 milyar doları bile aştı.  Türkiye 2020 yılında G-20 ülkeleri arasında 2’inci, dünyada en yüksek büyüme oranına sahip 4’üncü ülke oldu. G-20’de Çin’le birlikte pozitif büyüyen yegane ekonomidir. TCMB’nin üretimi destekleyici politikaları olmasaydı, bu büyüme rakamlarına ulaşması güçtü.

• Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Birliği (UNCTAD), Kovid-19 salgınının geçen yıl dünyadaki tüm ekonomileri ciddi şekilde etkilediğini ve trilyonlarca dolarlık gelir kaybına uğrattığını; salgınla birlikte ülke ekonomileri ciddi gelir kayıplarına uğrayarak küçüldüğünü ancak birkaç ülkenin ekonomisinin beklenmedik bir şekilde direnç göstererek diğer ülkelerin aksine büyüdüğünü açıklamıştır. UNCTAD raporunda, Türkiye'nin, 2020 yılında sürpriz bir şekilde 1,6 oranında büyüme kaydettiğini; Türkiye’nin salgınında ekonomiyi kurtarmak ve ekonomik durgunluğu önlemek amacıyla yaptıkları harcamalar sayesinde bu ülkelerde emtia ve varlık fiyatlarının büyüme üzerinde olumlu etkisi olduğu ve sürpriz bir şekilde ekonomilerinde büyüme gerçekleştiğini belirtmiştir.

Dünya standartlarında tutulan veriler ve TCMB bilançosu şeffafça ortadayken, buharlaşan veya kaybolan bir TCMB döviz rezervinden bahsetmek anlamsız. Tüm veriler ortadayken, bundan ısrarla bahsetmek ekonomi bilmemektir. Öncelikle, en az 41 milyar doları 2020 yılının ödemeler dengesi açığını kapatmak adına, en az 30 milyar doları da reel sektörün, bankacılık sektörünün ve hane halkının döviz açık pozisyonunu döviz varlıklarını artırarak kapatması amacıyla kullandırılmıştır. Yani, ekonominin işleyişi çerçevesinde, 30 milyar dolar yine Türkiye ekonomisinde bir yerden başka bir yere aktarılmıştır.

• TCMB’nin uyguladığı etkin politika sayesinde Türkiye, bütün finans, döviz, para piyasalarının dengesini bozma potansiyeli taşıyacak derecede büyük boyutlu bir finansal operasyonla başa çıkabilmiştir. Türkiye'nin Şubat 2021 itibariyle döviz rezervi ise 95,5 milyar dolar iken, Nisan ayı başında 87,6 milyar dolardır. Türkiye'nin uyguladığı etkin ekonomi politikaları ile üretim devam etmiş ve Kovid-19 küresel salgını sürecinde toplam 311 Milyar TL'lik destek ve teşvikler hayata geçirilmiştir.

• 30 milyar dolar rezerv, bugün TCMB'nin rezervinde değil; ama yine reel sektör, finans sistemi ve hane halkının döviz varlığı olarak, yine Türkiye'nin uluslararası rezervleri içerisinde durmaya, reel sektör için yatırıma, hammadde ve makine ithalatını finanse etmek adına kaynağa; bankacılık sektörü tarafında ise reel sektöre dış ticaretin ve yatırımların finansmanında kullandırılmak üzere finansman imkanına dönüşmüştür, dönüşmeye de devam edecektir.

TCMB DÖVİZ REZERVİNİN 18 YILLIK SEYRİ

2002: 27,5 milyar dolar
2005 sonu ilk kez 50 milyar dolar çıtasını aştı
2012 ortası: 100 milyar doları geçti
Kasım 2013: Gezi provokasyonlarına rağmen 135 milyar dolara yaklaştı
Ekim 2017: 117,8 milyar dolar
Ağustos 2018: ABD Başkanı Trump'ın Türkiye'ye ekonomik operasyonları ve kur saldırıları başladı.
Eylül 2018: 84,7 milyar dolar
Şubat 2020 (ekonomi yönetiminin tedbirleriyle): 107,7 milyar dolar
Şubat 2021: 95,5 milyar dolar
Nisan 2021: 87,6 milyar dolar

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.