15 Temmuz Gazisi Anlattı: Yüzleri Kapalı, Ellerinde Büyük Silahlarla Ortaya Çıktılar!
FETÖ terör örgütü tarafından 15 Temmuz hain darbe girişiminde şehit olan Özel Harekat Polisi Eyyüp Oğuz’un babası Tevfik Oğuz ile 15 Temmuz gazisi ve şehit eşi Türkan Güder o karanlık geceden bahsettiler.
FETÖ terör örgütü tarafından 15 Temmuz’daki hain darbe girişiminin üzerinden tam 6 sene geçti. Hain darbe girişiminde Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırıda Elazığlı Özel Harekat Polisi Eyyüp Oğuz, şehir düşmüştü.
68 yaşındaki baba Tevfik Oğuz, oğlunun şehadet mertebesine ulaşmasının yıl dönümünde İHA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Aradan yıllar geçmesine rağmen oğlunun acısının unutulmadığını belirten şehit babası Tevfik Oğuz, “Bayramlarda ve özel günlerde olsun her gün oğlumuzun acısı yüreğimizde. Eyyüp çok görevler üstlendi ve çok zor görevlerde çalıştı. 13 sene Diyarbakır’da 10 sene de Ankara’da çalıştı. Hainlerin saldırısına uğradı. Ankara’da Özel Harekat binasına bomba attılar. Orada Eyyüp’le birlikte 52 tane şehidimiz oldu. Eyyüp’ün acısını unutulmuyor. Oğlumuzun acısı sürekli yüreğimizde. O bombayı atanların ataları ve dedeleri birlikte Çanakkale Savaşında şehit olmuşlar. Ona rağmen bunların dertlerinin ne olduğunu bilemiyoruz. Bunlar Amerika’nın oyunu, başka bir şey değil. Hain Amerika dünyayı karıştırarak ülkeleri birbirine salıyor.
Olay günü oğlum İstanbul Havalimanına gidecekti, fakat uçak kalkmadı. Telefonda oğlum Güven’le konuşurken darbe olduğunu söyledi. Bende televizyonu açtım olayları gördüm. Hemen Eyyüp’ü aradım ilk başta telefonu çaldı ama cevap vermedi. Gece saat 24:30 civarında tekrar aradım ama bu sefer telefonu dahi çalmadı. Telefon çalmayınca içimize bir his girdi. Televizyonlar da Özel Harekat binasının bombalandığını söyleyince Eyyüp’ün şehit olduğunu düşündük. Hemen kalkıp çarşıya gittim. Çarşı’da bilet baktım Ankara’ya ama bana havalimanlarının kapalı olduğunu söylediler. Ondan dolayı bilet alamadım ve eve geldim. Sabah Emniyet ve jandarma ekipleri gelerek oğlumun şehit olduğunu söyledi. Taktiri ilahi demek ki kaderinde varmış” ifadelerine yer verdi.
Suriye ve Irak’ın durumunun ortada olduğundan bahseden Oğuz, "Ülkeye sahip çıkmazsak öyle olacağız. Zaten Amerika durmadan ortalığı karıştırıyor. Her ne kadar acımız olsa da gururluyuz. Darbe gecesinde Cumhurbaşkanımıza bir şey olsaydı inanın ki ülkeyi teslim alırlardı. Çocuklarımız da şehit değil hain ilan edilirdi. Cumhurbaşkanımız dirayetli davrandı ve halkımız da arkasından gitti. Bugüne kadar darbeler ile bir ülkenin başbakanını astılar 5 kişi çıkıp yürüyüş yapamadı. Fakat Cumhurbaşkanımızın herkes peşinden gitti. Eğer öyle olmasaydı bu hainler darbeyi kazanırlardı. Cumhurbaşkanımızın dirayetli olması darbe girişimini engelledi” dedi.
15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Ankara’da bulunan Akıncı Hava Üssü’nde darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu 3 yerinden yaralanan ve eşini şehit veren Türkan Güder, eşinin cenazesine bile katılmadığından söz etti.
Ankara'nın Kahramankazan ilçesinde ikamet eden Türkan Güder, 15 Temmuz gecesi ailesiyle birlikte hain darbecileri önlemek için gittiği Ankara Akıncı Hava Üssü'nde, darbeci askerlerle mücadele ederken elinden, belinden ve ayağından yaralandı. Eşi Ümit Güder, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine Akıncı Hava Üssü'nde F-16'ların kalkışına engel olmak için gittiğinde başından vurularak şehit olurken, oğlu Mertcan Güder ise ayağından yaralandı.
Hain darbe girişiminden haberdar olunca ilk olarak eşinin çıktığını, ardından oğlunun çıktığını ve oğlundan ve eşinden haber alamayınca kendisinin çıktığını ifade eden Güder, “Saat 1'de hava üssünde buluştuk. Hava üssü, biz gittiğimizde çok kalabalıktı. Sonra saat 3,5 4 gibi, o zamana kadar biz bekledik. Bize niye geldiğimizi sordular. Biz de ‘Buradan giden uçaklar Ankara'yı bombalıyor, haber geliyor diye onun için geldik' dedik. Bize, ‘Yok Suriye sınırına gidiyor' diye söylediler. Suriye sınırına gitmediğini biliyorduk. Elimizdeki telefonlara mesaj geliyordu sürekli. 3,5-4 sıraları aramızdan siyah motorlu birisi geldi. O geldikten sonra asker değişimi oldu. Bize ateş edenler asker değildi. Ben onlara asker desem, askerime şey olmuş olurum, askerimiz değildi çünkü. Ayakları kot pantolonlu, spor ayakkabılı, üstünde sadece kamuflaj, elleri yüzleri kapalı, ellerinde büyük silahlarla asker değişiminden sonra onlar çıktı ortaya” dedi.
Güder, 15 Temmuz şehidi Ümit Güder'in vurulduktan 5 gün sonra şehit olduğunu hatırlatarak, “2 tane araç arka arkaya çektiler. Orada emir komuta ben de diyen, o bizim aramızdan geçen, komutayı o vermiş. Biz sağ taraftaydık, onlar sol taraftan bizi çapraz ateşe tuttular. Eşim arkadaydı ben oğlumla birlikte öndeydim. Bizi orada çapraz ateşle vurdular. Ben 3 kurşun yedim, oğlum yine ona keza. Eşim 1 kurşun kafasına tek gelmişti, beşinci gün şehit oldu. Çok acı yaşadık, çok şeyler gördük. Şükürler olsun rabbime. Devletimiz yanımızda, ayaktayız. Bayrak için, vatan için ben şu anda gaziyim, şehit eşiyim, gururluyum, mutluyum. Her zaman için ben acımı içime gömdüm. Bu vatan için, bu bayrak için, seve seve canımı vermeye de hazırım” ifadelerine yer verdi.
15 Temmuz Gazisi Türkan Güder, Akıncı Hava Üssü'nde darbeci askerlere karşı koyduktan sonra yaralanınca eşi ve oğluyla beraber 3 farklı hastanede ayrı ayrı tedavi gördüklerini belirterek, ”Biz 3'ümüz 3 farklı hastaneye düştük. Oğlum yoğun bakımdaydı. Ben hep gelenlere oğlumun yoğun bakımda olduğunu, haberi vermemeleri gerektiğini söylüyordum. 5'inci günü bana haber geldi. Ben eşimin cenazesine bile katılamadım, oğlum ona keza. Oğlum, iki ay kaldığı yoğun bakımdan çıktıktan sonra doktor eşliğinde söyledik. Oğlum bizimle küstü, konuşmadı bile 'Babamın öldüğünü haber vermediniz' diye. 6 ay hastanelerde tedavi gördük. Hala benim oğlum 1 2 ay önce ayağından yine ameliyat oldu. Acımız büyük ama vatan her şeyin üstünde geliyor” ifadelerini kullandı.
Gazi Türkan Güder, Akıncı Hava Üssü'nde vurulduktan sonra 3 yerinden yaralandığını, defalarca ameliyat olduğunu ve hastanede ayağındaki açık yarayı kapatmak için parça eklediklerini belirtti. Ayrıca elini kullanmakta hala sıkıntı yaşadığını ifade eden Güder, hala fizik tedavi gördüğünü kaydetti.
(İHA)