15 Temmuz'daki BAE-Suudi parmak izleri
Star gazetesi yazarı Ardan Zentürk, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Yazısında İsrail ve BAE'nin anlaşmasının İran'a karşıymış gibi gözükse de Türkiye'yi hedef alacağını söyleyen Zentürk, 15 Temmuz'daki BAE-Suudi parmak izlerini gösteren bazı ilişkileri de gün yüzüne çıkardı.
Star gazetesi yazarı Ardan Zentürk, bugünkü “İSRAİL-BAE: 15 Temmuz'un arkasındaki ekibin son adımı…” başlıklı yazısında “FETÖ’nün Evanjelik-Siyonist lobi ile güçlü bağlarını ve bu lobi tarafından sonu 15 Temmuz’a kadar dayanan kullanılma serüvenini iyi anlamak ve ilişkiler ağını incelemek için Joel C.Rosenberg, Haham (Rabbi) Marc Schnier ve Yossi Klein Halevi isimlerini bir kenara iyice yazın. Bu ilişkiler ağı bize, aynı zamanda, 15 Temmuz saldırısındaki BAE-Suudi parmak izlerini, Abu Dabi- Riyad hattındaki çok özel telefon görüşmelerinden kaydedilmiş sevinç çığlıklarını, bir İsrael-BAE ortak kurumu olan Washington’daki Demokrasileri Koruma Vakfı’nın Türkiye karşıtı çalışmalarını, oradaki Aykan Erdemir’i, FETÖ’nün yurtdışındaki yayınlarının arkasındaki Dubai sermayesini de gösteriyor” ifadelerini kullandı.
İşte Zentürk'ün o yazısı:
"Joel C.Rosenberg’i yakından tanımanın zamanı geldi. 1967 New York doğumlu yazar ve Amerikan Evanjelik hareketinin önde gelen ismi… Kendi ifadesiyle Yahudi aile geçmişi olan bir baba ile İngiliz/Evanjelik annenin evladı olarak dünyaya geldi, 17 yaşında kendini şöyle tanımladı: Ben İsa’ya inanan bir Yahudiyim…
Joel C.Rosenberg günümüz dünyasının şekillendiren Evanjelik-Siyonist lobinin sembol ismidir.
Amerikan Başkanı Donald Trump’ın yanına Evanjelist Mike Pence’i koyarak başkanlık yolunu açan (330 milyon nüfuslu ABD’nin 100 milyonu Evanjelik Hıristiyandır) bu lobinin Beyazsaray’daki adamı, Johnie Moore Jr.’dır.
Burada bir not düşeyim: Evanjelik kilisesi papazlarına, pastor denir. Evanjelizmin Siyonizmle işbirliği içinde bir dini inanç sistemi olmaktan çok, siyasi harekete dönüşmesi, özellikle ABD’de “anti-laik/radikal Hıristiyan ve radikal Siyonist” sistem kovalamasından sonra hiçbir pastor sadece pastor değildir. Burada hemen, Rosenberg-Moore ikilisinin, aslen CIA ajanı olan Pastor Andrew Brunson’un Türk cezaevinden bırakılması için sürdürülmüş kampanyanın ana planlayıcıları olduğunu hemen belirtelim. Trump’ın Pastor Brunson tarafından Oval Ofis’te bir tür vaftiz edilmesi görüntülerinin tezgahçılarından söz ediyorum…
VELİAHTLARI SİYONİST KILMA HAREKETİ…
Başkan Trump açısından, başkanlık seçimi kampanyasının en önemli adımlarından biri olan BAE-İsrail Anlaşması’ndaki bir madde aşılması çok zor bir inanç engeliydi. Filistin’e dönük ihanetin kılıfı olarak hazırlanan “İsrail bu anlaşma çerçevesinde ilhak kararını askıya almıştır” cümlesi aslında Rosenberg-Moore engeline takılmalıydı. Çünkü bu ikilinin inançlarına göre, önce Yahudiler, kendilerine vaat edilen topraklarına tamamına sahip olacak, devamında kıyamet kopacak ve İsa-Mesih de dünyaya dönüp Evanjelik inanç doğrultusunda insanlığı tek dinde birleştirecekti.
Jarusalem Post yazarı Maayan Jaffe-Hoffman’a göre uzun tartışmalar sonrasında siyaset dilinin öne çıktığı, ilhakın da ertelendiğini anlıyoruz.(1) Bu, BAE’yi ihanetini yumuşatmak için kullanılan “ilhak konusunun” iptal olmadığını aksine yakın gelecekte yine gündeme geleceğini göstermesi bakımından önemli.
Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018 günü İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu binasında korkunç bir infaz sonucu hayatını kaybetti, cesedi bulunamıyor. MİT’in gücünü dünyaya duyuran çalışması sonucunda azmettiricin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman olduğunu artık dünya biliyor.
İlginç olan Evanjelik liderler Joel C.Rosenberg ile Johnie Moore Jr.’ın bu korkunç infazdan yalnız 2 hafta sonra yanlarına 12 pastorü de alarak gerçekleştirdikleri Körfez ziyaretidir.
Amerikan Evanjelik hareketin lideri Joel C.Rosenberg ve 12 pastorun Muhammed bin Zayed ile 2018 buluşması İsrail-BAE Anlaşması’nın başlangıç tarihiydi.
“Tarihi” olarak nitelenen bu ziyaret çerçevesinde “bölgeyi ziyaret eden ilk Hıristiyan heyet” olarak tanımlanan Rosenberg başkanlığındaki pastor grubu 30 Ekim 2018 günü BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed ile bir araya geliyor. Rosenberg’in anlatımıyla –şimdi sıkı durun, işin nereye gideceğini anlayacaksınız- DİNLERARASI DİYALOG VE HIRİSTİYAN-MÜSLÜMAN BİRLİKTELİĞİNİ ele alan sohbet önceden planlanan 30 dakikalık görüşmenin ötesine geçiyor ve 2 saat sürüyor!.
Bu sohbetin devamının, Papa 1.Francis’in yine “tarihi” olarak nitelenen BAE ziyaretindeki bir toplantıya uzandığını görüyoruz. Bir Papa’nın tarihte Arap yarımadasına ilk ayak basışı olarak nitelenen bu ziyaret çerçevesinde 4 Şubat 2019’da Abu Dabi’de düzenlenen büyük konferansın adı: İnsani Kardeşlik Toplantısı.
Abu Dabi’ye özel olarak çağrılmış Kahire’deki El-Ezher Üniversitesi’nin Başmüftüsü Şeyh Ahmet el-Tayyib’in Papa 1.Francis’i kapıda karşıladı “dinlerarası diyalog” hedefli toplantıda bir isimle karşılaşıyoruz: Haham Marc Schneier.
Haham, Evanjelik Rosenberg’in bir numaralı dava arkadaşı, son 12 yıldır, New Yorklu bir “idealist” (!) haham olarak Bahreyn-BAE-Mısır-Ürdün hattında mekik dokuyan bir karakter.
İsrail-BAE Anlaşması’nın (BAE ziyaretinden hemen sonra 12 pastor ile birlikte Suudi Arabistan’a geçip Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’la da görüşen) Rosenberg’le birlikte en önemli ikinci ismi…
Joel C.Rosenberg, Muhammed bin Selman ile 2018 ve 2019’da Riyad’da iki kez görüştü, devaımnda, Trump, Kaşıkçı cinayetini ört-bas etti.
(Başkan Trump, Joel C.Rosenberg’in 1 Kasım 2018’de Riyad’da gerçekleşen Muhammed bin Selman görüşmesinden sonra Veliaht’ı Kaşıkçı cinayetinde resmen korumaya aldı, bu koruma devam ediyor. Rosenberg-Muhammed bin Selman birbirlerini çok sevmiş(!) olmalılar, Rosenberg’i bu kez 8 Evanjelik pastor ile birlikte 11 Eylül 2019’da yine Riyad’da Veliaht ile el sıkışırken gördük. İsrael-BAE Anlaşması’nın Beyazsaray’daki esas aktörü “damat” Jared Kushner’in son açıklamasında “BAE’yi Suudi Arabistan’ın takip etmesini ve İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesini bekliyoruz” demesi bu açıdan ilginç, belki de biz burada Kaşıkçı cinayetini aydınlattığımızı düşünürken, Evanjelik-Siyonist hareket bu bilgiyi başka bir amaçla kullanıyordu.)
FETÖ İLE BAĞLANTILI KARAKTERLER…
Joel C.Rosenberg’in –tabii ki şaşırmadık- blog sayfasında 21 Temmuz 2016’da yer alan Fetullah Gülen’i 15 Temmuz ihanetinde aklamaya çalışan bir yazıyı görüyoruz. (2)
Yakın çalışma arkadaşı Haham Marc Schneier ise Gülen ile yakın çalışma arkadaşı. Mesela, 28 Ağustos 2011 günü İsrail’in ABD Büyükelçisi Michael Oren’in verdiği iftar yemeğinde FETÖ’nün imamı Abdullah Antepli ile aynı masada oruç açarken görüyoruz.
(ABD’nin Duke Üniversitesi’nde İslami Araştırmalar dersi veren Abdullah Antepli’yi Evanjelik-Siyonist lobinin desteğinde 2010 yılında Amerikan Kongresi’nin açılışında bir Müslüman din adamı olarak ettiği dua ile tanıyoruz.)
Siyonist yazar Halevi (solda) ile FETÖ’cü imam Antepli, casusluk/terör örgütünün Evanjelik-Siyonist lobi ile bağlantısında köprü rolündeler…
FETÖ’nün Evanjelik-Siyonist lobi ile bağlantısında Abdullah Antepli’nin çok özel bir yeri olduğu açık. Çünkü, Haham Marc Schnier’in yakın çalışma arkadaşı, Siyonist yazar Yossi Klein Halevi ile (Amerika doğumlu, İsrail’de yaşıyor) birlikte Müslüman Liderlik İnisyatifi isimli bir hareketin eş başkanlığını yapıyor.
Söz konusu inisyatif Siyonist bir kuruluş olan Shalom Hartman Enstitüsü’nün bünyesinde kurulmuş bir yapılanma, Halevi de zaten Enstitü’nün önde gelen ismi.
Siyonist Halevi ile FETÖ’cü Antepli’nin birlikte yürüttükleri çalışmanın esası ise, Kuzey Amerika’daki Müslüman ve Yahudi toplumlar arasında uyumu sağlamak falan, geçiniz…
Bu arada, bu çalışmanın Siyonist propaganda amacı olduğu çoktan anlaşılmış durumda, ABD’nin aklı başında Müslüman kanaat önderleri, Leyla El-Haddad, Kamal Ebu Shamsieh, Zareena Grewal, Hatem Bazian ve Omid Safi, programın sonlandırılması için 2015’te imza kampanyası başlatmıştı.(3)
Genç araştırmacılar için ifade ediyorum: FETÖ’nün Evanjelik-Siyonist lobi ile güçlü bağlarını ve bu lobi tarafından sonu 15 Temmuz’a kadar dayanan kullanılma serüvenini iyi anlamak ve ilişkiler ağını incelemek için Joel C.Rosenberg, Haham (Rabbi) Marc Schnier ve Yossi Klein Halevi isimlerini bir kenara iyice yazın.
(Bu arada Haham Marc Schneier’in ahlaksızlıkları yüzünden 2015’te Amerika Hahamlık Üst Konseyi’nden atıldığını söyleyelim. 6 kez evlenmiş, bütün boşanma nedenleri, aldatma üzerine. Skandalların tamamı başında olduğu Sinagog çevresinden. 5 eski eşine vermekte zorunda olduğu nafakalar nedeniyle BAE’den yüksek paralar kopardığı da ifade ediliyor, bu tür adamlar ile yola çıkan nereye varır?..)
Bu ilişkiler ağı bize, aynı zamanda, 15 Temmuz saldırısındaki BAE-Suudi parmak izlerini, Abu Dabi- Riyad hattındaki çok özel telefon görüşmelerinden kaydedilmiş sevinç çığlıklarını, bir İsrael-BAE ortak kurumu olan Washington’daki Demokrasileri Koruma Vakfı’nın Türkiye karşıtı çalışmalarını, oradaki Aykan Erdemir’i, FETÖ’nün yurtdışındaki yayınlarının arkasındaki Dubai sermayesini de gösteriyor.
SONSÖZ: İsrail-BAE Anlaşması, İran’a karşı(ymış) gibi bir anlaşmadır. BAE Dışişleri Bakanı daha 10 gün önce Tahran’daydı, ihtimal, İran’la bir meseleleri olmadığını anlaşma açıklanmadan ifade etti. Bu anlaşma, doğrudan Türkiye’yi hedef alacaktır, İran, şimdilik bir gerekçedir. Siyonizm, dedeleri İngiliz casus Lawrance’ın arkadaşı olanları karşımıza dikecek, bilin…"