6 ay içerisinde 10 kilo zayıflayıp para ödülü almak ister misiniz?
Türkiye'nin tütün ürünleriyle mücadelesine önemli katkı sağlayan isimlerden Sağlık Bakanı Recep Akdağ bu kez obeziteye savaş açtı.
Obeziteyle mücadeleye okullardan başlanacağını vurgulayan Akdağ, Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet ile sohbetinde önemli mesajlar verdi.
Bakan Akdağ ile konuştukları konuları bugün köşesinde paylaşan Mehmet Acet, kendisinin yaptığı bir öneriye de Bakan Akdağ tarafından olumlu yaklaşıldığını not düştü.
Acet o önerinin, "6 ay içerisinde 10 kilo zayıflayanlar para ödülü verilmesi" olduğunu belirtti.
İşte o köşe yazısı;
- Sağlık Bakanı ile 4 saat neler konuştuk?
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, başarılı bakanlığının yanı sıra iyi bir entelektüeldir aynı zamanda.
Bir dönem bakanlıktan ayrıldıktan sonra dünyanın sayılı üniversitelerinden biri olan Harvard'dan davet aldı, eğitim programlarına eğitmen olarak katıldı, dersler verdi.
Davet almasının elbette bir nedeni vardı.
Ak Parti'nin ilk yıllarından başlayarak sağlık alanında yaptığı devrimler, dünyada ses getirmiş, dikkat çekmişti.
Harvard'daki programlara, dünyanın onlarca ülkesinden onlarca bakan katıldı, Akdağ, bu bakanlara dersler verdi, tecrübelerini aktardı.
Entelektüel derken, sadece sağlıkta yaptığı reformları da kastetmiyorum.
Mesela, yıllar önce ekonomide Türkiye'nin orta gelir tuzağından çıkmak için Ar-Ge çalışmalarına yönelmesi gerektiği, yüksek teknolojiye yapılacak reformlarla ancak, yüksek gelir seviyesine ulaşabileceği fikrini ilk defa kendisinden dinlemiştim.
Dün sabah Sağlık Bakanı ile bir araya geldik, bir saati canlı yayın olmak üzere 4 saat boyunca sohbet ettik.
SAĞLIKTA YENİ HEDEFLER
Sohbet sırasında Ülke tv Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çelik sordu.
“Biz sizi yaptığınız devrimlerle tanıdık. Yeni bakanlığınız döneminde ne yapacaksınız?” diye.Recep Akdağ, uzun uzun anlattı.
Birkaç başlığı buraya taşıyalım:
1-Sağlık Bakanı, bu aralar İstanbul ile özel olarak ilgileniyor.
İstanbul, yüksek yaşam maliyetleri nedeniyle sağlık çalışanlarının fazlaca tercih etmediği bir kent.
Doktorların, hemşirelerin diğer sağlık personelinin İstanbul'a yönelimini artırmak için özel bir teşvik programı devreye sokulacak.
2-Yine İstanbul ile ilgili bir diğer sıkıntı, kamuya ait sağlık kurumlarının hem yetersiz hem de eski binalarda hizmet veriyor olması.
Kamu/özel hastane dengesinde özel hastaneler lehine, devlet hastaneleri aleyhine bir açık oluşmuş.
3-4 yıl içerisinde hedeflere ulaşacak şekilde hem personel, hem hastane ihtiyacını gidermek için İstanbul'a özel bir çalışma programı hazırlandı ve hızlı bir şekilde uygulamaya kondu.
3-Recep Akdağ yeniden Sağlık Bakanı olduktan hemen sonra, kanser hastalarına cerrahi müdahalelerin özel hastanelerde de ücretsiz yapılmasına dönük bir gayret içine girmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla çalışma başlatıldı.Sordum, bir ay içerisinde meselenin çözüleceği müjdesini verdi.
Bu konu önemli.
Neden derseniz, kanser uzmanı doktorların nitelikli olanları son dönemde özel hastaneler tarafından kapışıldığı için, insanlar mecburen özele yönelmeye başladı.
Pahalı ameliyatlar yüzünden ekonomik darboğaza girenlerin sayısı arttı.
Sağlık alanında bu durumlar için “katastrofi” tabiri kullanılıyor.
Misal:
Bir evde, diyelim ki bir baba kanser hastalığına yakalandı.
Ailenin diğer bireyleri seferber oluyor, herkes kendi durumuna göre yer yer evini barkını satmak zorunda kalıyor, borçlanıyor, iş düzenini kaybediyor, iflas ediyor.
Sonra durum “katastrofik” hale geliyor.
TÜİK'in araştırmasına göre bir ara 10 binde 14'e kadar düşen bu oran, sonradan 10 binde 30'a kadar yükseldi.
Gelir düzeyi bakamından Türkiye'ye benzer durumda olan ülkelerde bu oran yüz de 2'lere kadar yükselmiş durumda.
Ancak bu, yine de üzerinde durulması gereken bir konu.
Sözünü ettiğim çalışma tamamlandıktan sonra, yani özel hastanelerdeki kanser ameliyatları ücretsiz hale gelince, bu rakamın daha aşağılara düşmesini bekleyebiliriz.
İŞİN ÖZÜ: EZBER BOZMAK
Recep Akdağ'ın ifadesiyle, sağlık alanında yapılan reformların özünde “ezber bozmak” var.
Yeni fikirlere açık olmak, sorunlara geleneksel formüller dışında çareler üretmek, çalışmak ve sıkı bir şekilde takibini yapmak.Farklı fikirlere açık olmak derken bir örnek vereyim.
Önümüzdeki dönemin en önemli sağlık sorunu obezite diyor, Sağlık Bakanı.
Hareketsiz yaşam ve şişmanlık, bütün hastalıklara davetiye çıkarıyor.
Bu konu üzerinde konuşurken, normalde sağlık meselelerini derinlemesine bilmeyen biri olarak, benim bir fikrim geldi.
Dedim ki;
“6 ay içerisinde 10 kilo zayıfladığını ispat edenlere para ödülü verebilirsiniz.”
Akdağ, benim biraz da sohbet babında gündeme getirdiğim bu fikre sahiplendi, ciddiye aldı.
Ayrılırken, “Bunun üzerinde çalışacağız, bir takım teşvikler hazırlayabiliriz” dedi.
Gülerek ısrar ettim.
“Zayıflayanlara ödül olarak para vermelisiniz” dedim.
Fikir nasıl?