8 Mart protestocularından özür dileyenlere çıkıştı
Esra Elönü "Ezan protesto edilmedi" diyerek özür dileyenlere yüklendi
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Taksim'de gerçekleştirilen yürüyüşün yankıları sürüyor.
Gazeteci Esra Elönü "ezan" tartışmasına farklı bir perspektiften yaklaştı.
Elönü, yürüyüşe katılan eylemcilerin "ezanı değil polisi protesto ettiğine" yönelik mesajlar sonrası geri adım atarak daha önceki suçlamaları için özür dileyen kişilere yüklendi.
Esra Elönü bu isimlere; "Ne güzel söylemiş Cahit Zarifoğlu 'Bir duruşu olmalı insanın' Afedersiniz de siz kimden özür diliyorsunuz!" diyerek çıkıştı.
İşte o köşe yazısı;
- Ezan ürüyenlere değil, Allah'a yürüyenlere çağrıdır
Düştüğümüz hale acımaktan halsizim.
Şimdi ne kılıç bileyeceğim şu sefil zihniyetin sırtında, ne özür dileyeceğim hakkı yargılayan gaddar mütegallibenin karşısında! Sadece üzerine toprak attığınız arşivinizi yüzünüze vurup çıkacağım! Yazdıklarım beni bağlar tabii şu çözülmüş garabetimizi, şu dağılmış bahçemizi, şu secdeden önce bozguncuların yoluna koyduğumuz dağılmış başımızı, bağlayacak değil ya (!) beni bağlar yazdıklarım.
İki günden beri Ezan tartışmalarını izliyorum. Ruhum acı acı gülme stoğu. Hani şu 8 Mart Kadınlar Gününde Taksim yürüyüşündeki protestocuların ıslıkladıkları ezan mıydı yoksa polis engeli miydi tartışması. İster taş atın, ister o siftahsız vicdanlarınızla nefret salyalarınızı köpürtün üzerime, ister kudurun tırmanın pankart pankart İstiklal yokuşuna, orada protesto kelebelekleriyle modifiye edilmiş arsızca bir saygısızlık var Ezana, kutsala, inandıklarımıza.
O içlerindeki hıncı, nefreti azmettiren ses Ezan. O ıslık ve düdük gargarasını yükseltip bastırmaya çalıştıkları hakikat Ezan. Şuraya bakın masum insanlara inandıkları yüzünden buram buram ZAN’lı yayın yapanlar bu saygısızlığa karşı bizden Hüsnü ZAN bekliyorlar.
Tepkilere karşı kıvırma konforu yüksek diye, kaçacak deliği bol diye, akşamdan ıslatılmış Analı bacılı pankartları sebil diye bu alçaklığı iç edip muazzam bir camia ezikliğine dönüştürecekseniz orada yokum! Ve kimse kusura bakmasın Özür de dilemiyorum.
İşin en garabate mahkum olmuş tarafı da burası. Ben Allaha muhalif particiklerin pankart arkasında pusuya yatmalarını anlayabiliyorum lakin bazılarının salağa yatmasını hiç anlayamıyorum. Ne güzel söylemiş Cahit Zarifoğlu “Bir duruşu olmalı insanın”. Afedersiniz de siz kimden özür diliyorsunuz! Anlamadım SAĞĞ duyu mu dediniz..
Minareye ıslık çalıp kılıfını hazırlamışlardan özür mü diliyorsunuz? Peki !
15 Temmuz Gecesi hani şehadetle başı cennete ermiş lakin kalbini tank paletlerinin altından kazıdığımız KADIN’ların şehit olduğu gece sala okudu diye darp edilen müezzinden kim özür diledi? Hani SOL DUYU!
“O ezanlar ki şehadetleri dinin temeli ama benim yurdumun üstünde ebedi inlemesin artık nolur yaaa! Resmen ağzıma ağzıma okunuyor her sabah”
Diyen, ismini kağıdın ağzına ağzına yazmak istemediğim Chp’li vekil kimden özür diledi? Nefretin en işlek caddesi bir ağızda mısralarının ruhu delik deşik edilen Mehmet Akif’ten kim özür diledi? Hani SOL DUYU!
Yürüyüşün olduğu sırada ahıra bağladıkları klavyeyle ve içlerindeki büyükbaş nefretle Ezana “ böğürtü” yazanlar kimden özür diledi!
Kimse kusura bakmasın beş duyusunu kine, nefrete, küfre harcayanların ayaklarına serecek bir SAĞ duyum yok!
Sadece ve sadece hakaretin, vicdansızlığın, zorbalığın zengini şu acizlere karşı da özür fukarasıyım! Nasıl bir zenginlik (!) ki kıvıra kıvıra özür dileniyorsunuz!!
Ebu Cehilin bin ıslığı Bilâlin ilk ezanını bastıramadığı için kuduruyorsunuz. Bilmiyorsunuz ki Ezan, ürüyenlere değil yürüyenlere çağrıdır.