ABD belgelerinde İsmet İnönü ve Turancılık Davası IV
İddia makamı, cezalara ek olarak, Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan ve Cihat Savaşfer'in daimi olarak kamu görevinden menedilmesi ve askeri Doktor Fethi Tevet ile Üsteğmen Alpaslan Türkeş'in ordudan ihraç edilmelerini talep etmiştir.
Bilinmeyen bir nedenden ötürü, muhtemelen matbaacıların dikkatsizliğinden dolayı, Ankara gösterisine aktif katılım nedeniyle yargılanan sanıklardan Saim Bayrak'ın adı, yayınlandığı şekliyle davanın özetinde yer almamıştı.
İddia makamı tarafından yapılan suçlamaların sonuçlanması üzerine mahkeme, sanığın savunmasını hazırlamasını sağlamak amacıyla ileri bir tarihe ertelenmişti.
Irkçı ve Turancı propaganda çalışmalarında bulunmak üzere gizli cemiyet kurmak ve hükümeti yıkmak suçlaması ile 26 kişi hakkında başlatılmış olan yargılama nihayet 29 Mart 1945’te karara bağlanmıştı.
Yargılama heyeti kararı 29 Mart günü saat 15.00’te suçlamaya muhatap isimlere, huzurda oldukları halde, açıklanmıştı.
Verilen karar gereğince;
Zeki Velidi Togan; hükümeti devirmek üzere gizli cemiyet kurmaktan suçlu bulunmuş ve ilgili ceza kanunu gereği 10 yıl ağır çalışma ve güvenlik güçlerince 4 yıl süreyle Adapazarı’nda murakabe altında tutulması, daimi surette memuriyetten uzaklaştırılması ve mahkeme giderleri için 38 lira para cezasına çarptırılmıştı.
Reha Oğuz Türkkan; hükümet aleyhinde gizli komploya iştirak etmekten suçlu bulunmuş ve 6 yıl hapis cezası verilmiş, ancak 21 yaşından küçük olduğu için ceza 5 yıla indirilmiş ve 2 yıl süreyle Diyarbakır’da emniyet memurlarının murakabesi altında tutulması şeklinde cezalandırılmıştı. Türkkan ayrıca, propaganda yapma suçundan ötürü 1 yıl hapis cezası da almıştı. Fakat bu ceza da yaşı gerekçesi ile 10 aya indirilmişti. Toplamda 5 yıl, 10 ay hapis cezası ve memuriyette bulunmama cezası verilmişti.
Cihat Savaşfer ve Nurullah Bariman; gizli cemiyet üyesi olmaktan suçlu bulunmuş ve her biri 4 yıl ağır çalışma cezasına, 2 yıl Uşak ve 2 yıl da Kırşehir’de yaşamaya mahkûm edilmişlerdi. Ayrıca her biri 4 yıl süre ile devlet memuriyetinde bulunmaktan mahrum da kılınmıştı.
Heybetullah İdil ve Hamza Sadi Özbek beraat etmişlerdi.
Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaşfer, Nurullah Bariman, Muzaffer Eliş, Zeki Özgür, Yusuf Kadıgil, Hikmet Tanyu ve İsmet Tümtürk, Bozkurtçular cemiyetine üye olmaktan ve sonuç olarak hükümeti yıkmayı amaçlayan gizli cemiyete üye bulunmaktan ötürü suçlu bulunmuşlar, fakat daha önce istifa etmiş olmaları ve cemiyetin kapanmış bulunması nedeni ile beraat etmişlerdi.
Fehiman Altan, cemiyete kendi iradesi dışında katılmış olduğu anlaşıldığından ve faaliyetlerine iştirak etmekten kaçınmış bulunduğundan beraatın karar verilmişti.
Necdet Taner propaganda suçundan ötürü 1 yıl 2 ay hapis cezası almıştı.
Üsteğmen Alparslan Türkeş ise propaganda suçundan ötürü 9 ay 10 gün hapis cezası almıştı.
Yüzbaşı Dr. Fethi Tevet yazmış olduğu siyasi makalelerden ötürü 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.
Zeki Velidi Togan, Muzaffer Eliş, Zeki Özgür, Hamza Sadi Özbek, Hikmet Tanyu, İsmet Kasım Tümtürk, Cihat Savaşfer, Nurullah Bariman, İhtiyat Tabip Yüzbaşı Hasan Ferit Cansever, Hüseyin Namık Orkun, Orhan Saik Gökay ve Fazıl Hisarcıklı propaganda suçlamasından beraat etmişlerdi.
Nihal Atsız Büyük Millet Meclisi ve Hükümet’in manevi şahsını aşağılamaktan suçlu bulunmuştu. Toplumda heyecan uyandıracak gösteriler düzenlemek, propaganda yapmak, propagandanın askeriyeye sıçratmasına sebebiyet vermekten dolayı Askeri Ceza Hukuku’nun 148., Türk Ceza Hukuku’nun 159, 161, 142, 79, 80 ve 70. Maddeleri gereği 4 yıl, 30 ay, 15 gün ağır çalışma cezasına, 3 yıl Adana’da ikamet etmesine ve ömür boyu devlet memuriyetinden bulunmaktan mahrumiyetine karar verilmişti.
Cemal Oğuz Öcal ve Cebbar Şenel’in Ankara gösterilerinde ve daha evvelki öğrenci hareketlerine iştirakleri dikkate alınarak durumları da görüşülmüş ve ilgili kanun dâhilinde her birine 11 ay hapis cezası verilmiş,
Sait Bilgiç ise gösterilerde aktif olarak yer almadığı dikkate alınarak beraat etmiştir.
Irkçı ve Turancı olmak, gizli cemiyet kurarak hükümeti devirmeyi amaçlamak suçlaması ile görülen dava Türk hukuk tarihi bakımından oldukça önemli bir vaka olarak tarihe geçmiştir. Söz konusu dava neticesi, yargı önüne çıkarılan isimlerin kendi delilleri ve itirafları hükümet aleyhtarı gizli bir cemiyet kurduklarını ve Almanya Büyükelçiliği ile de ilişki içerisinde olduklarını ortaya koymuş olarak takdim edilmiştir. Sanıkların Sovyetler Birliği'ne saldırıyı ve Sovyet topraklarına el koymayı savunduğu da ayrıca iddia edilen bir husus olmuştur.
Zeki Velidi Togan'ın sadece 10 yıl hapis cezasına çarptırılmış olması bazı çevrelerce az bulunmuştu.
Bir kısım Türk siyasi çevrelerinde ise mahkemenin davaya dair vermiş olduğu karar tam bir anlayışsızlık örneği olarak değerlendirilmiş ve öfke ile karşılanmıştı.
Demokratik çevreler ise verilen cezayı, yetkililerin durumu yeterince dikkate almamaları halinde, mevcut Turancı hareketi istikbalde Sovyetler Birliği'ne karşı yürütülecek olan düşmanca faaliyetlerin bir devamı niteliğinde olacağına bir işaret olarak değerlendirmişlerdi.
Halide Edip’e göre “İsmet Paşa; Kendini tamamıyla Gazi’nin emrine adayan ve sadece herkesi asmak isteyen biridir. Şüphesiz İsmet, karakterinde sertlik olan biridir. Gazi ile imrenilir bir birliktelik oluşturmaktadırlar. İsmet her zaman için reformların icracısı olmamış, fakat zaman zaman şefinden daha reformcu da olmuştur.”
Halide Edip tespitlerinde galiba haksız değildi.