ABD elçiliğinden "Murat Bardakçı" skandalı!
ABD Büyükelçiliği'nin FETÖ firarisi Ergun Babahan'ın, MHP liderine ilişkin tweetini beğenmesinin ardından aralarında terör örgütleri ile iltisaklı hesapların da olduğu çok sayıda gazeteciyi takip ettiği ortaya çıkmıştı. Takipteki hesapların büyük kısmının muhalif gazeteciler olması da dikkat çekmişti. Elçiliğin takip ettiği isimler arasında Murat Bardakçı da vardı. Oysa ünlü tarihçi-yazar Bardakçı'nın bir sosyal medya hesabı bulunmuyordu. Özetle Elçilik fake hesabı takip ediyordu.
Geçtiğimiz günlerde FETÖ firarisi Ergun Babahan'ın Bahçeli tweetini beğenen ve sonrasında özür dilemek zorunda kalan ABD Büyükelçiliği bir skandala daha imza attı. Hükümete muhalif gazetecileri takibe alan elçilik Murat Bardakçı'nın olmayan hesabını takibe aldı. Daha doğrusu Bardakçı adına açılan fake hesabı...
Yani koskoca ABD Büyükelçiliği, hiç araştırma yapmadan fake bir hesabı takip aldı.
Bu skandalı Murat Bardakçı köşesinden şöyle yazdı:
Gazetelerde ve internetteki haber sitelerinde herhalde okumuşsunuzdur: Ergun Babahan geçen gün Devlet Bahçeli hakkında gayet yakışıksız bir tweet attı, Birleşik Amerika’nın Ankara’daki büyükelçiliği bu tweeti “like”ladı, yani beğendi ama hadise basına yansıyınca “Yanlışlık yaptık” deyip “like”larını geri aldılar…
Derken, Amerikalılar’ın sosyal medyada ne yazıp ne söylediklerini yakından takip ettikleri gazetecilerin isimleri yayınlandı…
Amerikalılar, yazılanlara bakılırsa çok sayıda gazeteciyi, özellikle de iktidara muhalif olanları takip ediyorlarmış ve Sam Amca’nın twitter hesaplarını izlediği gazetecilerin arasında bendeniz de bulunuyormuşum!
Bilmem ki ne diyeyim, ne yapayım, sevineyim mi yoksa hicap duyup yerin dibine mi geçeyim? “Dünyanın hâkimi havasındaki koskoca Amerika’nın Ankara’daki diplomatları tenezzül gösterip bendenize kıymet vermişler, muhalif sınıfına koymuşlar ve hesabımı da takip buyuruyorlarmış! Ne şeref, ne lûtuf!” diye zil takıp oynamam mı lâzım, yoksa “Bu adamların beni izlemeleri yüzünden başıma bir iş gelmesin?” diye dertlenip karalar mı bağlamalıyım?
Ama ortada küçük, minnacık bir tuhaflık mevcut: Amerikalılar Twitter’daki hesabımı takip ediyorlar ama benim Twitter hesabım yok!
Üstelik sadece Twitter’ı değil Facebook’u, Instagram’ı vesaireyi de kullanmıyorum ve sosyal medyada hayatımda bir defa olsun mesaj atmadım! Bu işe hiç merak salmadım, zira aslında son derece faydalı olabileceği halde bizde maalesef bir tatmin çöplüğü hâline getirilen bu mecralardan hiç mi hiç hoşlanmıyorum!
Sözünü ettiğim çöplüğün son mahsulünden örnek vermemi ister misiniz?
Akıl, iz’an, saygı, davranış ve daha birçok hasletin fukarası olan hatunun biri dün Erzurum’daki Aziziye Tabyası’na gitmiş, bir tarafını açarak fotoğraf çektirmiş, sonra bu fotoğrafı hesabından paylaşmış!
Hem bu işi beceren hatunun, hem de Aziziye Tabyası’na onunla beraber gidip fotoğraflarını çekenin edepsizliklerine “sosyal medya çöplüğünün tepesine dikilmiş tüy” demeyecek de ne diyeceksiniz?
Böyle düşündüğüm için sosyal medya ile alâkadar olmadım, hâlâ olmuyorum ama adıma açılmış dünya kadar “fake” hesap mevcut. “Sosyal medyada yokum” diye senelerden buyana defalarca yazıp söylemiş olmama rağmen benimle alâkası bulunmayan bu hesapları açanlar dünya kadar, hattâ binlerce takipçi buluyorlar, bazı sahtekârlar millete benim ağzımdan mesajlar gönderip duruyor ve bazı safdiller bu palavraları okuyup güya irşad oluyorlar!
Safdiller meğerse Amerikan Büyükelçiliği’ne kadar girmişler!