ABD Suudi sermayesiyle Rakka’da Kürt devleti kuracak!

İşte Çelikdönmez'in o yazısı...

Daha başlamadı ama Afrin harekâtının gidişatına bakılırsa TSK; Mare Koridorunda kontrolü sağladıktan sonra Münbiç operasyonuna ‘Bismillah’ diyecek. Sonrasında PYD’nin davul zurnayla özerkliğini ilan ettiği kantonları, PKKlı zorbaların tasallutundan kurtarıp, bölge halkının yönetimine kent konseylerine bırakacak. Tüm bunları nereden çıkarıyorum? Çünkü ABD Türkiye ile görünürdeki anlaşmazlığını çözüme kavuşturmak için adım atmaya hazırlanıyor. Bu çerçevede ilk düşünülen ABD’nin, Kürtlerden gelebilecek olan herhangi bir ayrılıkçılık terör hareketine ve PYD-PKK arasında olası işbirliğine Washington’un aktif olarak karşı çıkacağı konusunda Ankara’yı inandıracak taahhütte bulunması. Washington bir yandan da Suriyeli Kürtlere dönerek Türkiye’nin PYD kontrolündeki bölgelere askeri operasyon düzenlemesinin önüne geçeceği sözünü verebilmesi.

(1) Amerikalıların Türkleri ikna etmesi için Türkiye’nin talebi belli. Terör örgütünü meşrulaştırmaya yönelik her türlü siyasi ve askeri destekten vazgeçilmesi, Türkiye’nin sınır hattı boyunca terör koridoru işlevini üstlenecek sözde kanton yapılanmasının dağıtılması. PKK uzantısı PYD’nin değil Türk devletinin muhatap kabul edilmesi. Bu perspektife göre Amerikalılar; Münbiç’e yönelik TSK harekâtına ses çıkarmayabilir.

Amerikalılar neden Türkleri hatırladılar ya da müttefikliğine ihtiyaç duydular? Suriye’de konuşlu ABD’nin özel kuvvetleriyle mevcut savaş gücü ve asker sayısı ile Türkiye ile Suriye arasında 911 km’lik bir kara sınırını kontrol etmesi mümkün gözükmüyor. Ayrıca Suriye’de Rusya ve Suriye’nin söz geçiremediği İranlı ve Lübnanlı paramiliter güçlerin bölgedeki ABD üslerine ve ordusuna saldırması ihtimali söz konusu. Suriye rejiminin daveti ile ordusunu konuşlandıran Rusya’nın, uluslararası ve devletlerarası hukuk kriterleri açısından kendisine göre işgalci konumundaki ABD varlığına yönelik rahatsızlığın krize dönüşme potansiyeli var. ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı, ülkesinin ulusal güvenlik stratejisine göre, Rusya Çin ile birlikte ‘ABD değerlerine (biz buna çıkarları diyelim) meydan okuyan rakipler’ olarak yer almıştı. Dolayısıyla rakiplerin Suriye’deki vekâlet kavgası asılların savaşına dönüşebilir. Bir diğer konu da ABD’nin Pasifik ve Doğu Avrupa’daki egemenlik mücadelesinin savaşa evrilmesi durumunda Türkiye’ye duyduğu ihtiyaç. Bu nedenle Türkleri yeniden yanında görmek istiyor. Bunun birinci yolu da Türkiye’nin Suriye politikasına örtülü onay vermesinden geçiyor.

Amerikalı sığır çobanlarının üzerinde durdukları bir diğer konu da PYD saflarında toplanan Kürtleri kaybetmemek. Bu konuda akıllarına ilk gelen öncelikle Türkiye ile PYD yönetimini bir araya getirmek, görüşmelerini sağlamak ve Suriye’de birbiriyle savaşan iki müttefiki uzlaştırmak. Amerikalılar ‘gerçekçi ol ve imkânsızı iste’ düsturundan hareket etseler de ünlü sihirbaz David Copperfield’ın yapamadığını yapmaya çalışıyorlar. Buldukları formülü Türkiye kabul eder mi zaman gösterecek? Formülü ilk kez Türk ve dünya medyasında deşifre eden gündeme getiren Kafkassam başkanı Doç. Dr. Hasan Oktay oldu. Oktay, 2017 Ekiminde PYD/YPGlilerden oluşturulan Suriye Demokratik Güçlerinin terör örgütü IŞİD’den anlaşmalı olarak ele geçirdikleri Rakka şehrini, Amerikalıların yeni bir Kürt devleti başkentine dönüştürmek istediklerini açıklamıştı.

(2) Neden Rakka? Çünkü Rakka, Türkiye sınırına 1 saat 40 dakika, 107 Km uzaklıkta. Türkiye’nin planladığı operasyonlar tamamlandıktan sonra Rakka ile Türkiye arasında güvenli tampon bölge oluşturulacak. Bu proje kapsamında Azez, Afrin Cerablus, Mare, El Bab, Haseke ve Kamışlı hattı, Türk askerinin kontrolünde olacağından Rakka’daki ABD destekli PYD yapılanması Türk tarafınca tehdit unsuru algılanmayabilir. İşte Amerikalılar şimdi buna çalışıyor. Bu şu demek, Türk ordusunun sınır boyunca kanton tiyatrolarına operasyon düzenlemesi ve kontrolü sağlaması bahara kadar tamamlanacak.

Rakka’da oluşturulacak kukla devletin projesi Amerikalıların. Faturasını Suudilere çıkarmışlar. Trump’ın Suudi Arabistan ziyareti sırasında tarafların bu yönde bir anlaşma yaptığı ve PKK’nın DEAŞ bahanesiyle işgal ettiği bölgelerin imarının Suudi Arabistan tarafından üstlenileceği anlaşılıyor. Hatırlarsanız DAEŞ’le anlaşma neticesinde Rakka’ya giren YPG’lileri kutlayan ABD’nin DAEŞ’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk ve Suudi Arabistan’ın Körfez İşleri Bakanı Thamer El Sabhan olmuştu. İkili Suriye’nin kuzeyine geçmişler, Şehir Konseyi’yle bir araya gelmiş ve Rakka’nın yeniden inşasını görüşmüşlerdi. El Sabhan; Rakka’nın inşası için ülkesinin PYDlileri destekleyeceğine dair söz vermişti.

(3) Suudi bakan Rakka’ya bağlı Ayn İsa kasabasında, McGurk ile birlikte aşiret reisleri, Rakka Yerel Meclisi ve Yeniden Yapılanma Komitesi ile ayrı ayrı görüşmüştü. Suudi Arabistan’ın terör örgütü PKK’nın kontrolünde bulunan Rakka ve diğer kentlerin yeniden imarı için 1 milyar dolarlık bütçe ayırdığı belirtilmişti. Buna göre Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE’nin Haseke, Deyrer Zor, Rakka ve Halep’in kuzeyinde imar kapsamında 1 milyar dolarlık bütçe tahsis etti. Afrin’deki askeri hareket öncesindeki diplomatik temaslar ve harekâtın bizzat kendisinin yol açtığı tsunamiye bakılırsa bazı bölge ülkelerinin mevcut de facto durumu yanlış okuma temayülünde olduğu söylenebilir. Lübnanlı Güvenlik uzmanı (Askeri Strateji Uzmanı), siyasi analist, emekli General Emin Hutayt da yanlış okuyanlar kervanına katılanlardan. Ona göre Türkiye’nin Afrin harekâtıyla Amerika’nın Suriye’yi dolaylı yoldan bölme projesine hizmet ediyor. bu marazi zihniyete göre; Afrin harekatı Amerika’nın çıkarları doğrultusunda atılmış bir adımdır ve bu saldırıyla Suriye’deki çatışmaları uzatmak, Suriye’nin dolaylı bir şekilde bölünmesinin zeminlerini yaratmak ve Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde istikrara kavuşmasını engellemeyi öngören Amerikan projesine hizmet edilmiştir.

(4)Allah akıl fikir versin!