ABD ve Şam yönetimine SİHA ayarı!
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Tel Rıfat ve Münbiç'te gerçekleştirdiği SİHA'larında kullanıldığı ve 57 teröristin etkisiz hale getirildiği operasyonda terör örgütlerinin yanı sıra ABD ve Şam yönetimine de mesaj verildi.
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Yahya Bostanlı, MİT'in Suriye'de gerçekleştirdiği ve 57 teröristin etkisiz hale getirildiği operasyonla ilgili yazı kalema aldı. Bostanlı, SİHA'ların devreye girdiği operasyonda yalnızca terör örgütlerinin değil onlarla işbirliği içerisinde olan ABD ve Şam yönetimininde kendine pay çıkarması gerektiğini yazdı.
İşte Yahya Bostanlı'nın dikkat çeken yazısı...
Terör örgütü PKK’nın Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin planını daha önce yazmıştım. Buna göre, örgüt seçimlere kısa bir süre kala eylemsizlik kararı almış, saldırı planlarını seçim sonrasına ertelemişti (Bakınız; Kandil’in 29 Mayıs Planı Deşifre Oldu).
Beklendiği gibi de oldu. Özellikle Suriye sınırında hareketlilik gözlemleniyor. En son 11 Haziran’da Fırat Kalkanı Bölgesi’ndeki Cibrin Üs Bölgesi ile Öncüpınar Polis Yerleşkesi’ne terör saldırısı düzenlendi. Neyse ki can kaybı olmadı.
Bu tür durumlarda Türk Silahlı Kuvvetleri, terör örgütüne meşru müdafaa kapsamında kara ateş destek vasıtalarıyla cezalandırma atışları yapar. Saldırıyı yapan unsurlar etkisiz hale getirilir. Ancak bu kez daha önce yaşananlardan farklı bir durum vardı. Teröristlere verilen karşılık obüs atışlarıyla sınırlı kalmadı. SİHA’lar -uzun bir aradan sonra- Suriye hava sahasına girerek Tel Rıfat ve Münbiç’te mini bir sınır ötesi operasyon gerçekleştirdi. Daha önce tespit edilen hedefler vuruldu, 57 terörist etkisiz hale getirildi.
Bu mini sınır ötesi operasyon ilgilileri için çok boyutlu mesaj taşıyor. Şöyle anlatayım..
Terörle mücadelede kritik bir eşikten geçiyoruz. Konunun güvenlik ve diplomasi boyutlarını ilgilendiren önemli gelişmeler yaşanıyor.
Güvenlik boyutunda yapılacak ilk tespit şudur: Yurtiçi ve yurtdışında terör örgütünün etki alanı önemli ölçüde daralmıştı. Öyle ki Kandil yurtiçinden adam devşirmede güçlük çekmektedir. Örgütün sözde eyalet sorumlularını yurtiçinden devşiremediği, bu görevlere artık daha çok Iraklı ve Suriyeli isimlerin getirildiği belirtiliyordu. Son günlerde yaşanan üç gelişme Irak ve Suriye’nin yanısıra Avrupa başkentlerinin de örgütün eleman devşirme merkezi haline getirildiğini gösteriyor.
Bir. Almanya’daki Anayasayı Koruma Teşkilatı bir rapor yayınlayarak Almanya’daki en büyük yabancı terör örgütünün 14 bin 500 destekçisiyle PKK olduğunu açıkladı. Örgütün Almanya’dan eleman devşirdiği raporda vurgulandı. İki. Bundan bir hafta önce Irak’ta yapılan bir SİHA saldırısında öldürülen teröristin Alman uyruklu olduğu ortaya çıktı. Üç. Yine geçtiğimiz günlerde, beslenemediği için bağırsakları delinen bir kadın terörist Irak’ta bir mağarada bulundu. Teröristin Avrupa’nın göbeğinde, Paris’te yaşarken örgüt tarafından devşirildiğini öğrendim. Ek bir bilgi: Bu kadın terörist Mehmetçik tarafından Türkiye’ye getirildi, bir hastanede ameliyat edildi. Tedavisi sürüyor.
Konunun güvenlik ve diplomatik ayağında ise birbirine zıt ilerleyen iki eksen var. Birinci eksende ABD duruyor. ABD’li komutanların Suriye’nin kuzeydoğusunda, terör elebaşlarıyla görüşmeleri basına sızmış, Pentagon’un Suriye’nin kuzeyi ile Kuzey Irak’taki Süleymaniye arasında ilişki tesis ettiği ortaya çıkmıştı.
ABD, Suriye’nin batısında da boş durmuyor. 20 Ocak’ta ABD’nin rejim muhaliflerini PKK/SDG çatısı altında birleşmeye zorladığını yazmıştım (Bakınız, ABD Patentli Girişimlere Hazırlıklı Olun). Bu bilgiyi teyit eden bir gelişme geçtiğimiz günlerde yaşandı. Örgütten bazı isimlerin İdlib’e giderek HTŞ ile petrol tedariki konusunda görüştüğü ortaya çıktı. İki örgütün ekonomik anlaşmaya varması halinde işbirliklerini siyasi birlik noktasına taşıyabileceği belirtiliyor. Diğer bir deyişle Türkiye, Suriye’deki terör alanını daraltırken, ABD genişletmeye çalışıyor.
İkinci eksende Ankara ve Moskova’nın Suriye’de örtüşen çıkarları yer alıyor. Terör örgütü PKK Türkiye’ye açık tehdit. Rusya için ise bir ABD aparatı. Moskova bu konuda rahatsızlığını dile getiren en ileri açıklamayı bu hafta Astana’daki dörtlü toplantıda yaptı. Rus heyeti Başkanı Mihail Bogdanov, “Suriye’deki ayrılıkçı Kürt grupların” ABD’nin baskısı nedeniyle Şam’la masaya oturmadığını, bunun Moskova açısından bir numaralı konu olduğunu söyledi.
Tüm bunlara bir de İran ve Suriye’nin, Türkiye-Suriye normalleşmesinde ayak sürüdüğü tespitimizi ekleyelim. Rusya’nın, Moskova’da yapılan son toplantıda, İran ve rejimi masaya biraz da zorla oturttuğunu geçtiğimiz hafta belirtmiştik.
57 teröristin öldürüldüğü o mini sınır ötesi operasyon tam olarak bu denklemde gerçekleşti. Operasyonda bu kez Suriye hava sahasına giren SİHA filosu da kullanıldı. O bölgede hava kontrolü Ruslarda bulunuyor.
O halde mini operasyonla verilen mesajın tek muhatabı terör örgütü değil. Ülkenin batısında rahat durmayan ABD’nin de Türkiye ile normalleşmede ayak sürüyen Şam yönetiminin de bu mesajdan alacağı bir pay var.