ABD'den Reza Zarrab ve ailesine yeni kimlik!
ABD'de devam eden davada tanık 7 suçlamayı kabul ederek tanıklık yapan Reza Zarrab’ın savcılıkla yaptığı işbirliği anlaşmasında, “Zarrab, ailesi ve sevdiklerine yeni kimlik verilebilir ve başka bir yere yerleştirilebilirler” denildi.
ABD New York’ta tutuklu bulunan eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı davada, kendisine yöneltilen 7 suçlamayı kabul ederek tanıklık yapan işadamı Reza Zarrab’ın savcılıkla yaptığı işbirliği anlaşmasının detayları mahkeme kayıtlarına geçti. Suçlarının ve bu suçlar için istenen hapis cezalarının tek tek sıralandığı anlaşmada, Zarrab’ın işlediği 7 suçun toplamda 130 yıl hapis cezası olduğu belirtildi.
Gazete Habertürk'ün haberine göre anlaşmada, “Sarraf’ın savcılıkla yaptığı işbirliği nedeniyle kendisi, ailesi ve sevdiklerine şiddet, güç ve tehdit uygulanabilir. İşbirliği sebebiyle fiziksel bir zarar söz konusu olduğunda savcılık, Sarraf’ın yazılı talebi üzerine kendisinin, ailesinin ve sevdiklerinin güvenliğini sağlamak için makul ve gerekli adımları atacak. Bu adımlar ‘Tanık Koruma Programı’nı içerebilir... Onaylandığı takdirde Zarrab, ailesi ve sevdiklerine yeni kimlik verilebilir ve başka bir yere yerleştirilebilirler” denildi.
SERDAR TURGUT: EBRU GÜNDEŞ SORUSU KAYITLARA GEÇTİ
Serdar Turgut bugünkü köşe yazısında ABD'de devam eden davadan izlenimlerini yazdı...
SANIK DIŞINDA HERKES SUÇLANIYOR
İKİNCİ haftanın üçüncü gününde dava başlamadan önce sorgulayıcı Avukat Cathy Fleming’in herkesten önce neden salona girip tek başına oturduğu belli oldu.
Öyle anlaşılıyor ki ilk günü fazla başarılı bulunmayan avukat, ikinci günün detaylı planlarını yapıyormuş. Zaten çoğunluk içeriye girmeden önce ayağa kalktı ve bazı delilleri bizzat düzenlemeye başladı.
- Zarrab’ı bir gün önce kaldığı yerden sorgulamaya başlayınca izlediği strateji de net bir biçimde ortaya çıktı. Savunma, Reza Zarrab’ın Halk Bankası’nda bir tek Hakan Atilla ile yakın ilişkisi olmadığını ortaya koymaya çalışıyor.
Zarrab, Hakan Atilla’nın Süleyman Aslan gibi kendisiyle yüz yüze görüşme talebinin bir kez bile olmadığını, hatta onun odasının hangi katta olduğunu bile bilmediğini söyledi.
Zaten birçok telefon görüşmesi tapelerinin dinlendiği davada Hakan Atilla ile ilgili sadece dört görüşme var.
‘TABİİ Kİ YALAN SÖYLEDİM’
Sonuçta Zarrab bir sorun olursa aşmak için alt düzeydeki yetkililerle konuşur çözermiş. Eğer çözemezse direkt Süleyman Aslan ile konuşup sorunu halletme yoluna gidermiş.
Bunlar anlatılırken bir kez bile Hakan Atilla’nın adının geçmemesi, savunmanın lehine bir puan olarak görüldü.
- Zarrab bir ara soruları cevaplarken, yapılan işin esasını bilmeyen bir personel aradığında “Onlara gayet tabii ki yalan söylerdim” deyince, bunun jüri üzerinde etkisinin ne olacağı merak edildi.
Çünkü savunma, tüm stratejisini “Devamlı yalan söyleyen bir tanığın suçlamasıyla Hakan Atilla sanık koltuğuna oturtulmuştur” yaklaşımı üzerine kuruyor.
- Israrlı sorular nedeniyle Zarrab, yalan söylediğini defalarca vurgulamak istermiş gibi birkaç kez tekrarlamak zorunda kaldı.
EBRU GÜNDEŞ KONUŞULDU
- Avukat, dünkü sorgulamasının bir bölümünde Zarrab’ın, Ebru Gündeş ile olan birlikteliğini de dava kayıtlarına geçirdi.
Zarrab meşhur bir insanla birlikteliğinden dolayı hep basının ilgisinin üzerinde olduğunu ve hakkında yüzde 90’ı asparagas olan haberler yapıldığını savundu, ona aldığı hediyeler konusunda yapılan haberlerin yalan olduğunu da ekledi.
Avukatın bu sorgulamadan ne tür sonuç çıkaracağı tam anlaşılamadı.
Daha sonra bazı konularla bağlantısının kurulmasına çalışılacağı düşünülüyor.
CHP, BEYAZ SARAY’DA
NEW York’ta Reza Zarrab davası tüm hızıyla sürerken CHP, Washington’da Beyaz Saray temasları yapıyor.
New York’taki davayı izleyen CHP milletvekillerine, “Sizce bu ziyaretin zamanlaması uygun mu?” diye sorduğumda, “Biz zaten 2 ay arayla düzenli görüşmeler yapıyorduk. Bu defaki de bugüne denk geldi” dediler.
Eski diplomat, milletvekili Öztürk Yılmaz başkanlığındaki heyetin Beyaz Saray’da Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’ın yardımcısı ve Avrupa işlerinden sorumlu Fiona Hill ve Türkiye işlerine bakan Alton Boulad ile görüştükleri söylendi.
Amerikan tarafı, Beyaz Saray’ın bu kritik dönemde Türkiye hakkında muhalefetin de görüşünü almak istemesinin gayet doğal olduğunu, bunu tecrübeli bir diplomat olan bir siyasetçiden almalarını da bir şans olarak gördüklerini söylediler.