AB'nin kararına Türkiye'den sert tepki!
Görev süresi ekim sonunda bitecek olan mevcut Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, 2019 Genişleme Paketi kapsamında son Türkiye Raporu'nu açıkladı. Türkiye'nin AB üyelik sürecinin durma noktasına geldiği belirtilen raporda, mevcut durumda yeni fasılların açılmasının veya açılan fasılların kapanmasının söz konusu olmadığı vurgulandı. Türkiye'den bu karara sert bir şekilde tepki gösterildi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı, Avrupa Birliği'nin (AB) bugüm yayımladığı 'Türkiye İlerleme Raporu'ndaki ifadelere sert tepki gösterdi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı'nın konuşmasından satır başları;
Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin temeli tam üyeliğe dayanmaktadır. Biz AB ile al-ver ilişkisine dayanan bir ilişkiden yana değiliz. Biz hem Avrupa'nın hem de Türkiye'nin çıkarına olacak tam üyelikten bahsediyoruz.
Raporda, tüm aday ülkelerden sadece aday ülke olarak bahsedilirken, Türkiye'den hem aday ülke hem de stratejik ortak ve bölgesel ortak olarak bahsedildi. Bu Türkiye'nin ağırlının rapora yansıma demektir.
Raporda, Türkiye'nin AB'den uzaklaştığına dair tutarsız ifadeler var. Türkiye, sapsağlam yerinde duruyor. Türkiye, Avrupa'dır. Ancak AB'yi Avrupa'dan ve aday ülke Türkiye'den uzaklaştırmaya çalışan bazı çevreler de var. Biz bunlara itibar etmek istemiyoruz.
AB, katılım sürecimizi Kıbrıs'ı bahane ederek müzakerelere başladıktan kısa bir süre zorlaşmıştır. Şu anda müzakere sürecimizde 14 fasıl siyaseten engellenmiş durumda. 16 fasıl açtık, 1'ini kapattık. Eğer siyasi engellemeler olmasaydı, şu anda rahatlıkla 25-30 faslı açıp kapamış olabilirdik.
Raporda Kıbrıs konusunda Yunan tezlerini savunan bazı iddialar var. AB'nin üçüncü ülkelerle sınır belirleme yetkisi yoktur. Türkiye bu konuda uluslararası hukuka uygun hareket etmektedir. Hem kendi haklarını, hem de KKTC'deki insanların haklarını korumak zorundadır. Hem Mogherini, hem Hahn AB'nin ikili sorunları ithal etmemesi gerektiğini ifade etti. Kıbrıs sorunu çözülmeden, Güney Kıbrıs'ın AB'ye alınması büyük bir hatadır, bugün de Avrupa'da bu hata kabul edilmektedir.
AB'nin Gümrük Birliği'nin güncellenmesi için atması gereken adımı atmasını istiyoruz. Bunun için görüşmelere başlanmasının siyaseten engellenmesinin kimseye bir faydası yok.
Raporda gümrük birliğine ilişkin negatif bir engelleme olmaması dikkat çekici. Raporda vize serbestisi ve çalışma gruplarımızın kaydettiği gelişmelere atıflar var, belli çevrelerin iddialarını yansıtmıyor. Vize serbestisinde 66 kriter yerine getirildi. Vize serbestisi sürecinde ilerleme gerekli ve yararlı.
Siyasi kriterler, temel hak ve özgürlüklerle ilgili bölüm, sadece belli çevrelerin fikirlerini yansıtmaktadır. AB, ülkenin karşı karşıya kaldığı tehditleri kabul etmekle birlikte bu tehditlerin boyutunu anlamaktan uzaktır.
Türkiye, özgürlük-güvenlik dengesi için çaba harcıyor.
FETÖ'den bir sivil toplum örgütüymüş gibi bahsedilmesi kabul edilemez.
Raporda OHAL kaldırıldıktan sonra siyasi reform sürecine yönelik attığımız önemli adımlara yeterince atıf yapılmaması bizim açımızdan yeterli görülmemiştir.
Ayrıntılar geliyor...