Adım adım amiral muhtırasına nasıl gelindi?
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne subay-astsubay yetiştiren okullar üzerinden başlatılan sistematik saldırılar 104 emekli amiralin darbe imalı bildirisi ile yeni bir aşamaya evrildi. Peki, TSK kışkırtma tuzağına düşmeyince devreye sokulan amiral muhtırasına gelinen sürece kadar Türkiye'de neler yaşandı, hangi tuzaklar kuruldu... İşte kronolojik olarak yaşananlar...
24 MART 2021
Türk ordusuna yönelik saldırıların tohumu ilk olarak 'irtica' tartışmaları ile atıldı. Harp Okullarının 1972, 1975, 1979 yönetmeliklerinde olmayan ve 28 Şubat döneminde mevzuata giren irtica kavramı üzerinden "İrticaya yeşil ışık yakılıyor" yorumları yapıldı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise yapılan bu yorumlara "Değişiklik, yönetmeliği daha etkin hale getirme çabası" açıklamasında bulundu.
26 MART 2021
"Tekkedeki gizemli apolet" başlığı altında yayınlanan bir haber ile Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı'nın fotoğrafları paylaşıldı. Fotoğraflarda sarık taktığı ve ibadet ettiği görülen Sarı hakkında Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından inceleme başlatıldı.
Cumhurriyet Gazetesi ise Mehmet Sarı’nın, "sivil üniversiteyi bitirdikten sonra mühendis kadrosundan “sözleşmeli subay” olarak istihdam edilmek üzere Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na alındığı" şeklinde bir yalan habere imza attı.
Deniz Lisesi mezunu olan Amiral Sarı'nın liseden sonra Deniz Harp Okulu’na geçtiği, eğitimini 1991 yılında Deniz Harp Okulu’nda tamamlayarak teğmen rütbesiyle mezun olduğu ortaya çıktı.
30 MART 2021
Daha sonra Sözcü gazetesi yazarı Saygı Öztürk, Mustafa Kemal Atatürk'ün adının, askeri kurs yönergelerinden çıkarıldığı iddiasında bulundu.
Bu iddianın gerçeği yansıtmadığını ise SuperHaber ortaya çıkardı. Atatürk isminin kurs yönergesinde yer aldığına ilişkin belge yayınlandı.
31 MART 2021
Bunun ardından ise Milli Savunma Üniversitesi'nde "Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi" dersinin kaldırıldığı öne sürüldü ve bu iddianın da gerçeği yansıtmadığı belirlendi.
2 NİSAN 2021
Kanal İstanbul projesiyle tartışmaya açılan Montrö Boğazlar Sözleşmesine ilişkin geçen sene yapılan bir açıklama yeniden gündeme getirildi. 126 emekli diplomatın "Marmara Denizi üzerindeki mutlak egemenliğinin kaybedilmesine yol açar. Kanal İstanbul'dan vazgeçilmelidir" ifadelerinin yer aldığı açıklama tekrar sosyal medyada dolaşıma sokuldu.
3 NİSAN 2021
Cumhuriyet'in ikinci haberinde ise bu kez de 15 Temmuz darbe girişimi gecesi FETÖ'cülerle canı pahasına savaşan kahraman komutan Davut Ala hedef gösterildi. Ala'nın kandil mesajı üzerinden kışkırtmalar yapıldı.
Bu haberler yayınlanırken emekli subaylar tarafından 'Ayasofya imamı konuşuyor, niye Genelkurmay açıklama yapmıyor' diye yazılar yazılıp, kışkırtmalara destek verildi.
3 NİSAN 2021'İ 4 NİSAN 2021'E BAĞLAYAN GECE
Türk Silahlı Kuvvetleri tüm bu kışkırtmalarda tuzağına düşmeyince 104 emekli amiral devreye sokuldu. Amiraller, gece yarısı "Montrö Boğazlar Sözleşmesi" ve "laiklik" vurgusu yaparak Türkiye'nin askeri vesayet etkisindeki karanlık günlerini hatıurlatan bir bildiri yayınladı.
CHP'NİN SUFLÖRÜ RAND MI?
Peki bu planın arkasında kim ya da kimler var?
2020 yılının ocak ayında Amerikan düşünce kuruluşu RAND'ın hazırladığı raporda Amerikalılar; Türk ordusunu tekrar Amerika'ya yakın bir ordu yapabilmek için Milli Savunma Üniversitesi'nin müfredatına etki etmek gerektiğini yazdı.
Adım adım amiral muhtırasına uzanan bu operasyon akıllara ister istemez CIA güdümündeki RAND'ın o raporunu getirdi.
AHaber yazarı Bülent Erandaç, bugünkü köşe yazısında bu rapora dikkat çekerek 'CHP'nin suflörü ABD'li RAND mı?' sorusunu yöneltti.
Erandaç, yazısında "Gölge CIA RAND stratejık kurumu öyle haybeye rapor hazırlamaz. ABD darbe mekanızmalarını çalıştırarak, Türkiye'de darbeleri yönlendirdiğini çok iyi bilinmektedir." dedi.
"Son olarak ABD-CIA'ın kuklası FETÖ, 15 Temmuz darbesi'nin arkasındaki beyinler de RAND içinde cirit atıyordu." hatırlatmasında bulunan Erandaç, "Ne tesadüf. Aradan bir yıl geçti, CHP-Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Ordusu'na yönelik algı operasyonlarına başladı. Hem de RAND raporundaki istenilenler gibi. Bu tesadüf mü?" diye sordu.