Afganistan dün ne idi, Taliban ile ne bekliyor?
Taliban ABD’nin 20 yıl boyunca eğitip donattığı, maaşa bağladığı Afganistan ordusunu, polisini bir hafta içinde dağıttı. Para kaynağı kuruyunca başta ağaları olmak üzere, kamu görevlisi, asker, polis hepsi teslim bayrağını çekti…
Bu kadar hızlı gelişmeler kuşkusuz ki, Türkiye’nin Afganistan’da bulunma nedenlerini ve şartlarını da gözden geçirmesini ve yeni bir yol belirlemesini gerektirmektedir ki, bunun da yapılmakta olduğu görülüyor.
Türkiye’nin Taliban ile görüşülebileceği yolundaki açıklamaları bazı etki ajanlarınca dile dolanmış ve ülkemiz açısından uluslararası sorun yaratacağı iddia edilmişti. Yaşananlar gösteriyor ki, ABD, Rusya, Çin, İngiltere gibi ülkeler bu görüşmeleri zaten yapmışlar ve anlaşmalara varmışlar…
Türkiye’nin Taliban ile birlikte bu ülkenin yükünü üstlenmesi için bir de projeksiyon yapmışlar. Tüm bağırma çağırmalar Türkiye bunu anladığını göstermek için en üst düzeyde açıklamalarda bulunduğu içinmiş…
Milli bir mesele karşımıza çıktığında hepimize düşen sağduyu, akıl ve ortak çıkarlarımız doğrultusunda harekettir.
Nitekim iktidar da, muhalefet de Afganistan konusunda benzer hassasiyetler üzerinde buluşmuş ve Türkiye’nin politikasının ülkemize, insanlarımıza ve Mehmetçiğimize fatura çıkmaması yönünde olması gerektiğini ifade etmiştir.
Bunda da haklıyız. Demografik yapısı itibariyle nüfusunun bir kısmı Türk soylu ve önemli bir kısmı Müslüman olsa da Afgan halkı ile aramızda çok ciddi farklar bulunmaktadır.
Görevi nedeniyle geçmiş yıllarda üç buçuk yıl bulunan ve oralarla dostları üzerinden irtibatı süren bir arkadaşım tarafından yapılan kısa ve öz şu değerlendirme bu farkı ortaya koymaktadır:
“1. Nüfusun büyük bir bölümü okuma yazma bilmiyor. Okuryazarlık oranın düşük olmasının sebeplerden biri uzun yıllardır içinde olduğu savaş batağı ve geçim sıkıntısı.
2. İnsanların asgari kazancı maksimum 100 dolar civarı olan ülkede her şey ithal olduğu için haliyle fiyatlar çok yüksek kaliteli gıda ve sağlık hizmetlerine erişim sadece zenginler tarafından elde ediliyor.
3. Ülkede en yaygın ve baskın töre algısı “hakim” yani başlık parası bunun belirgin özelliklerinden biri, örnek olarak Peştu bir kız ile evlenmek isteyen 5.000 dolar, Tacik bir kız ile evlenmek isteyen 8.000 dolar, Türkmen yada Özbek bir kız ile evlenmek isteyen10.000 ila 20.000 dolar başlık parası ödemek zorunda (düğün masrafları hariç). Bu durumda aylık 100 dolar elde eden birinin sadece evlilik için 20 yıl çalışması gerekiyor. Beççebazilik denilen çarpık ilişkiler de bu nedenle yaygın.
4. Ülkedeki savaş ve coğrafi koşulların getirmiş olduğu dezavantajdan dolayı kesin nüfus sayımı yapılamıyor ve ülkenin gerçek nüfusu nedir bilinmiyor.
5. 2005 yılına kadar kadınlar sadece taksilerde, aracın bagajında yolculuk edebiliyordu. Kadınlar sosyal yaşantının içerisinde yok denecek kadar az. Savaşın getirmiş olduğu ölümlerden dolayı dul kalmış kadın oranı çok yüksek. Buna bağlı bir fuhuş ekonomisi de var.
6. Etimolojik olarak 5 ana guruptan oluşuyor. Baskın grup Peştular. Dağlı Farsçası olarak anılan Darice dili ülke geneline hâkim. Peştu bölgelerinde konuşulan tek dil ise Peştucadır. Etnik gruplar bir birlerine tamamen zıt kutuplarda ve aşırı düşmanlık beslemektedirler.
7. Pazarlarda uyuşturucu madde (çars) bulmak çok kolay, her yerden alınabiliyor. Bebekler sancılandıkları zaman sakinleşmesi için zaman zaman damaklarına sürülüyormuş. Ölüm algısını dünyada en basite indirgemiş ülke diyebilirim. Cenaze izni bile almaya gerek duymuyorlar… Doğum olduğunda eğer erkek olursa ciddi kutlamalar yapılıyor doğum müjdesini de Erkek oğlan oldu diye belirtiliyor. Kız çocuğu olursa çocuk oldu deyip matem havasında yakın akrabalara söyleniyor.
8. Afganlar ekseriyetle çok saygılı ve örfe, anneye uyan insanlar fakat ülkenin getirmiş olduğu koşullardan dolayı illegal işlere çok müsaitler. Hırsızlık çok garipsenen bir durum değil ‘’Aç kalırsan hayatta kalmak için alabilirsin’’ fetvasını esas alanlar bir hayli var.
9. Ülkede başta Altın, Zümrüt, Yakut gibi değerli taş madenler ziyadesiyle mevcut. Kaçakçılığı çok yapılmakta fakat çıkartma ve işleme noktasında teknolojileri buna müsait değil.
10. Başta Pakistan, İran ve Türkiye olmak üzere ciddi nüfusları bulunmaktadır. Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan ülkelerine Afgan mültecilerin girmesini kesinlikle kabul etmiyor. Ülkenin kuzeyinin Türkmen ve Özbek çoğunluktan olmasına rağmen soydaşlarını bile almıyorlar.”
Kısacası Afganistan’da yaşanan bu gelişmelerle birlikte tüm dünyayı bekleyen büyük bir sıkıntı söz konusu.
ABD, kendi adına savaşması için 300 bin kişiyi eğitip donatıp asker ve polis yaptığını düşünüyordu. Çekildiğinde de bunların Taliban’a mukavemet edeceğini ve belli ölçüde ülkede denetimi elinde tutacağını hesaplıyordu. Afganistan ordusu olarak kurdukları yapının insanların “hayaletlerle” doldurdukları, içi kof, para aldıkları zaman görünen, almayacaklarını öğrendikleri andan itibaren ülkeleri, vatanları, milletleri ve namusları için bile tek kurşun atmayacak olan kâğıttan kaplanlar olduğunu gösterdi…
Elbette bu bir şeyi daha gösterdi, ABD’nin dünyanın değişik bölgelerinde kendi adına vekâleten savaş için yetiştirip eğitip donattığı diğer yapıların da aynı şekilde para kaynağı kuruyunca buharlaşacağını…
Taliban gibi düzenli olmayan, yarı aç, sefil, berbat bir yapı bile ABD’nin 20 yılda kurduğu orduyu bir haftada dağıtabiliyorsa vay diğerlerinin haline…