Afganistan mı?
Ekonomi yok. Devlet yok. Sistem yok. Terör ve kargaşa ortamı…
Sovyetler girdi. Bir milyonu aşkın ölüm, sayısı belirsiz yaralı, bitmiş bir ülke bıraktı çıktı…
Kabileler, mücahit grupları savaşı başladı… Sayısız ölüm, kayıp nesiller, umutsuz insanlar bıraktı…
Taliban geldi, tam bir terör dönemi başladı, herkes yerinden yurdundan oldu. Ölen kurtuldu, ölmeyen çileli hayata devam etti…
Amerika girdi. Yirmi yıl kaldı.
Bilinen en az iki yüz elli bin sivil öldü.
Bir milyon insan yaralandı.
Beş milyondan fazla insan ülke içinde yerinden edildi.
En az üç buçuk, dört milyon insan mülteci haline geldi. Yirmi milyon insan hâlihazırda acil yardıma muhtaç.
Şimdi Amerika arkasına bakmadan çıktı gitti.
Tahliye ettiği yüz beş bin insan ile övünüyor.
Milyarlarca dolar değerinde, son sistem silah ve mühimmatları ülke içinde bırakmış, hepsi Taliban’ın eline geçmiş.
Dünyaya barışçıl mesajlar verse de baskı ve dayatmalarına ilk günden başlayan Taliban’dan kaçmak için insanlar dağlar tepeler aşıp komşu ülkelere sığınmak için yollara düşmüşler…
Amerika açıklama yapıyor, “Başarılı bir tahliye operasyonu yaptık…”
Gerçekten başarılı. Ülke içinde neredeyse insan bırakmadılar.
Ülke içinde şimdi tam bir terör dönemi var. Taliban’dan olanlar bile geleceklerinden emin değiller.
Ülkenin komşuları oradaki terörün ve radikalleşmenin kendilerine sıçramasından korkuyorlar.
Normalleşme hiç kolay değil.
Tarihsel bağlarımız, dini, milli ve kültürel yakınlıklarımız dolayısıyla samimi dileklerimiz ve üzüntülerimiz var Afganistan için.
Geçmişte de böyle oldu.
Afgan direnişine “Afgan Düğünü” toplantılarında alyanslarına kadar bağışlayan, her ibadetinde muzafferiyet için dua eden insanlarımız oldu.
Şimdi yine dualarımız, dileklerimiz bu ülkenin ve insanlarının iyiliği için.
Ama görünen o ki, öyle alyanslarla, yardımlarla iflah olacak, dualarımızla düzelecek bir ülke görünmüyor…
Türkiye’nin ilişkisi “devletten devlete” ilişki. Oradaki rejimler, sistemlere bağlı hareket edemeyiz.
Türkiye’nin Afganistan ile ilişkilerini mutlaka sürdürmesi gerekiyor.
Ancak, Taliban ile ilişkinin Türkiye dâhil hiçbir ülke açısından kolay olmayacağı açık.
Her ne kadar mesajları Türkiye ile iyi ilişkiler arzuladıkları ve yardım bekledikleri biçiminde şekillense de işler kendi iç çatışmaları ile karmaşıklaşacak…
Yoksulluk ve çaresizliğe şimdi bir de Taliban’ın ülke içinde estireceği terör eklenecek, intikam savaşları başlayacak.
Taliban içinde güç çekişmeleri yine halka yansıyacak. Etnik yapılara sirayet edecek.
Karşımızda ABD’yi kovduğunu düşünen, her şeyi yapabileceğine inanan kibirli ve cahil bir yapı var.
İktidara hazırlıksız, intikam hırsıyla dolu, kin ve nefrette zirve yapmış, yakaladığı her muhalifi yok etmeye hazır, helikopterlerden idam sahnesi izleten bir güruh…
Sınırlarımızı korumaya alsak da, irademizi ortaya koysak da hem Türkiye hem de dünya yoğun bir Afgan göçüne hazır olmalı…