Ahmet Zeki Üçok'tan flaş açıklamalar...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "PYD/PKK'ya yapılan silah yardımını uluslararası yargıya taşıyacağız" açıklamasını eski Hava Kuvvetleri Savcısı Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok değerlendirdi. Üçok ''ABD, Nikaragua'da bu yüzden mahkûm oldu. O zaman da ' Kontralar'ı kimse terör örgütü olarak görmüyordu. Bu sürecin sonunda da mahkûm olmaktan kurtulamayacaklar.'' dedi.
Eski Hava Kuvvetleri Savcısı Ahmet Zeki Üçok Akşam Gazetesi'nden Pınar Işık Ardor'a verdiği röportajda önemli açıklamalar yaptı.
İşte o çarpıcı röportaj...
TSK'nin Afrin Harekâtının birçok yönü tartışılmasına rağmen, harekâtın hukuki alt yapısı çok gündeme getirilmedi. Bu harekât sizce uluslararası hukuka uygun gerekçelere sahip mi?
“TSK'NIN BU AÇIKLAMASI BANA GÖRE ÇOK SINIRLI”
Savaş meydanlarında kazandığımız fakat masada kaybettiğimiz birçok zafere şahidiz. Savaşın sadece harekât kısmına odaklanıyoruz. Zeytin Dalı Harekâtı’yla ilgili olarak TSK harekâtın amacını bölgedeki teröristleri etkisiz hale getirmek ve dost ve kardeş bölge halkını bunların baskı ve zulmünden kurtarmak olarak ifade etti. Harekâtın hukuki dayanağı olarak BMGK'nin terörle mücadeleye yönelik özellikle 1624, 2170 ve 2178 sayılı kararları ve BM sözleşmesinin 51'inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkını gerekçe gösterdi ama TSK'nın bu açıklaması bana göre çok sınırlı. Kamuoyu daha geniş bilgilendirilmeliydi.
Nasıl geniş kapsam? Gerçekten bende merak ettim nedir bu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1624, 2170 ve 2178 sayılı kararları?
Meşru savunma BM’nin 51. maddesinde yapılmış ve 'BMGK uluslararası barış ve güvenliği sağlayacak tüm önlemleri alana dek, askeri saldırıya uğramış BM üyesi ülkenin bireysel ya da kolektif meşru müdafaa hakkına zarar veremez. Üyeler tarafından alınan önlemler anında Güvenlik Konseyi'ne bildirilir' denilerek devletlerin meşru müdafaa hakkı güvence altına alınmıştır. Bu maddeye göre birinci şart silahlı bir saldırının varlığı, ikinci şart durumun derhal Güvenlik Konseyi'ne bildirilmesidir. Ama 'silahlı saldırı' ifadesi açılmalı. Suriye'deki rejimin bize yönelik olarak bir saldırısı yok. Ancak PKK/PYD terör örgütünden yapılan saldırılar söz konusu. Bu durumda 51.madde yeterli bir hukuki gerekçe olmayacaktır.
Zannederim aynı kanaatte olan TSK'de Güvenlik Konseyi’nin üç kararına daha atıfta bulunmuş. Kısaca bu kararları da açıklar mısınız?
“KIBRIS’LA İLGİLİ KARAR AFRİN’DE DE KULLANILDI”
TSK'nin gerekçe yaptığı 1624 sayılı kararı, çok ilginçtir ama Kıbrıs’la ilgili bir karardır. Kararın en önemli maddelerinden birisi, Türk Kuvvetlerinin Lefkoşa ve çevresindeki tampon bölge içindeki mayınlı alanları temizlemeye başlamasıyla ilgilidir. Kanaatimce, benzer biçimde terör örgütleri tarafından mayın döşenmiş bulunan Suriye sınır bölgesindeki, Afrin'in mayınlardan temizlenmesi için BM Güvenlik Konseyi'nin bu kararı çok yerinde olarak hukuki gerekçe yapılmıştır.
Çok zekice, ‘daha önce bana Kıbrıs'ta bu yetkiyi vermiştin şimdi aynı durum mevcut, burada da bu hakkımı kullanıyorum’ diyoruz. Peki, 2170 ve 2178 sayılı kararlarının kapsamı nedir?
Güvenlik Konseyi'nin 2170 sayılı kararının en önemli tarafı, terörizmin her tür ve tezahürünün, uluslararası barış ve güvenliğe yönelik en önemli tehdit olarak kabul edilmesidir. Ne zaman ve her kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin gerekçesine bakılmaksızın her tür terörist eylemin suç oluşturduğu ve haklı görülemeyeceği kesin bir dil ile ifade edilmiş olmasıdır. TSK'nin, terörle mücadele için alınan her bir tedbirin uluslararası hukukun, özellikle de uluslararası insan haklan, mülteci ve uluslararası insancıl hukukun yükümlülükleriyle uyumlu olmasını sağlamak zorunda olduklarını belirten bir kararı gerekçe yapmış olması, bugün çeşitli kesimlerden gelen eleştirilere verilmiş en güzel cevaptır. Suriye'de yaşayan insanlara uygulanan etnik, dinsel, mezhepsel ve siyasal baskıların, işkence düzeyine varan zulümler dikkate alındığında, Afrin Zeytin Dalı Harekâtının amacının haklılığını ortaya koyan en güçlü hukuki dayanaklarından birisi olmuştur.
2178 sayılı kararda sanırım benzer ve daha güçlü bir şekilde terör ile mücadeleye yönelik olan bu harekâtımızı destekliyor.
“2178 SAYILI KARAR TC’NİN TERÖRLE MÜCADELESİNİN MANİFESTOSUDUR”
Evet. Bu karar adeta TC Devletinin terörle mücadelesinin bir manifestosu olarak hazırlanmıştır diyebiliriz. Kararın 14.maddesinde, yabancı terör örgütü mensuplarının müdahil olduğu silahlı çatışmalara sınırları olan devletlere, terör örgütü savaşçılarının kara ve deniz sınırından seyahat etmesini engellemek ve yasaklamak dâhil olmak üzere söz konusu savaşçıların tehditlerine cevap vermek için savaşma kapasitelerini attırma hakkı veriyor. Hemen Suriye sınırımızda bulunan Afrin'deki PKK/PYD terör örgütüne karşı yapılan bu harekâtın hukuki haklılığının kısa bir açıklamasıdır. Bu madde ayrıca Türkiye'nin, tüm taraf ve hatta taraf olmayan devletler ile diplomatik ilişkiler kurmasının hukuken de doğru bir adım olduğunu göstermektedir.
Geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye'nin Afrin'e düzenlediği operasyonun 'terörizme karşı' olarak gerçekleşmesi gerektiğini, operasyonun 'işgale dönüşmemesi' gerektiğini söyledi. Zaten öyle değil mi?
“MACRON’A EN GÜZEL CEVAP BUDUR”
Benzer açıklamaların yapılacağı bekleniyordu. Bazı kesimlerde bu harekâtın Kürtlere karşı olduğu yönünde açıklamalarda bulundu. Bunlara en güzel cevap 'Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra edilmektedir' diyen TSK'nin açıklamasıdır. Ayrıca dediğim gibi TSK'nin hukuki gerekçe yaptığı 2178 sayılı Güvenlik Konseyi kararı başta Fransa Cumhurbaşkanı Macron olmak üzere Zeytin Dalı Harekâtının Kürtlere karşı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik olarak yapıldığı iddialarında bulunan tüm kesimlere karşı gösterilebilecek, en sağlam hukuki gerekçedir.
Afrin’le ilgili başka ne söylemek istersiniz?
“ARTIK HEM SAVAŞTA HEM DE MASADA KAZANAN BİR TÜRKİYE VAR”
TC Devleti BM’nin önemli bir üyesi ve BM kararlarına saygılı bir devlettir. Biz tarihimiz boyunca uluslararası barış ve güvenliğe yönelik terör eylemlerinin sebep olduğu tehditlerle mücadele ettik. Bu mücadelemiz süresince bizi eleştirenlerin başka ülkelerdeki terör örgütlerine silah yardımı yapmak, terör örgütlerini eğitmek, terör örgütlerine mali yardımda bulunmak suçlarından Uluslararası Adalet Divanı tarafından mahkum edilmiş ülkelerden birisi olması ve yine geçmişleri bu coğrafyada sayısız katliamlar ile elleri kana bulaşmış ülkelerin olması bizi hiç şaşırtmamalı. Biz eskiden savaşta kazanır ancak masa başında kaybederdik. Artık o devirler geçti. Şimdi hem savaşta hem de masada kazanan bir Türkiye var. Herkes bunu böyle bilsin.
Uluslararası Adalet Divanı tarafından mahkûm edilmiş derken Amerika Birleşik Devletleri'ni mi kast ediyorsunuz?
“PYD'Yİ TERÖRİST SAYMAMALARI ONUN TERÖRİST OLDUĞU GERÇEĞİNİ DEĞİŞTİRMEZ”
Evet. 1979’da Nikaragua'da iktidara Amerika’nın istemediği Sandinista hükümeti geldi. ABD, bu hükümeti devirmek için 'Kontra' adı verilen teröristlerle işbirliği yaptı. Bugün Suriye'de PKK/PYD ile yaptığı gibi. Silahlanmaları için binlerce silah temin etti. Finansal destek sağladı. Kontralar sayısız terörist eylemlerde bulundu. Ancak Kontralar başarısız oldu. Bunun üzerine Nikaragua, Uluslararası Adalet Divanı'na başvuruda bulunarak ABD aleyhine tazminat talebinde bulundu. Uluslararası Adalet Divanı 3'e karşı 12 oyla, ABD'yi tazminat ödemeye mahkûm etti.
“BU KARARLA ABD’NİN DARBECİLİĞİ TESCİLLENMİŞTİR.”
Bu kararla ABD’nin darbeciliği tescillenmiştir. Amerika'nın PKK/PYD terör örgütüne binlerce TIR dolusu silah yardımında bulunması, eğitmesi ve maddi destek vermesi, işlediği ne ilk ne de son uluslararası suç.
Başta ABD, Fransa, İngiltere olmak üzere tüm ülkeler, PYD'nin terör örgütü listelerinde yer almadığını, bu nedenle Türkiye'nin operasyonlarını haklı bulmadıklarını söylüyor. PYD bir terör örgütüdür. Nikaragua'da '"Kontralar" da hiçbir uluslararası terör örgütü listesinde ver almıyordu. Adalet Divanı ‘siz ne dersiniz bilmem ama biz burada 'teröriste terörist deriz' demiştir. ABD ya da başka bir ülkenin PYD'yi terörist saymaması onun hukuk önünde terörist olduğu gerçeğini değiştirmez. Uluslararası Adalet Divanı öyle diyor.
Birde, bize 'işgalci' imasında bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un da kendi tarihlerine bakmasını öneririm. Daha düne kadar işgalleri altında bulunan Kuzey Afrika ülkelerinde ve özelliklede Cezayir'de yaptıkları katliamları yazmaya kelimeler kifayetsiz kalır. Beni en çok sinirlendiren şey, bu dünyada bize en son laf söyleme hakkı olanların konuşmaları. Kendilerini dünyanın sahibi sanıyorlar ancak böyle olmadığını çok acı bir şekilde görecekler.
-Amerika’nın bu şımarık tavrına dur denmeyecek mi?
“CUMHURBAŞKANI’NDAN BAŞKA DİRAYET GÖSTEREN YOK”
Bence bunu ilk seslendiren Cumhurbaşkanımız oldu. Ama şunu görüyoruz Cumhurbaşkanı kadar diğer ülkelerde bu konuda bir cesaret, bir dirayet göremiyoruz ne yazık ki. ‘Dünya beşten büyüktür’ kadar önemli çünkü niye ne yaparsa yapsın bugüne kadar Amerika’nın hep yanına kaldı. ‘Dünya beşten büyüktür’ nasıl şu anda yavaş yavaş tüm dünyada kabul görmeye başladıysa bu Amerika’nın yargılanması konusunu da önümüzdeki günlerden konuşacağımız konulardan biri olacak.
-Hava Kuvvetleri Afrin’de bir destan yazıyor. Burada sivilden geçen pilotlar mı etkili? TSK, FETÖ’den sonra darbe almıştı ama görüyoruz ki Afrin’de büyük bir mücadele var.
“TSK İÇİNDEN HAİNLER TEMİZLENDİKÇE GÜÇLENDİ”
Türk milleti asker doğar asker ölür. Türklerin savaşlarda gösterdikleri kahramanlıklar tarih kitaplarına sığmaz. FETÖ mensupları TSK’dan atıldıkça herkeste TSK’nın zayıflayacağı gibi bir kanaat vardı ancak şu anda Afrin’de bunun böyle olmadığını gördük. Tam aksine TSK içindeki bu hainleri attıkça daha da güçlendi. Hava kuvvetlerinde geçtiğimiz yıllarda şu söylenirdi. ‘Dağları taşları bombalıyorlar ’diye. Çünkü FETÖ’nün PKK ile olan işbirliğinden kaynaklanan birbirini kollama nedeniyle de gerçek hedefler FETÖ’cü pilotlar tarafından vurulmuyordu.
FETÖ- PKK organik bir bağla mı bağlılar?
Evet, aynı yerden kontrol ediliyorlar çünkü
Herhalde kontrol noktaları ABD’de birleşiyor.
“AMERİKANCILAR ÇEKİLDİKÇE MİLLİ ORDU ORTAYA ÇIKTI”
Evet. Fetullah nerede şu anda ve PKK/PYD kimin kontrolünde ABD’nin. Bunların birbirini yok edecek hali yok. Şimdi TSK içindeki bu FETÖ’cüler, Amerikancılar çekildikçe gerçek Türk milli ordusu ortaya çıkmaya başladı. Onlar da çok başarılı çocuklar. Zaten bizim pilotlarımız geçtiğimiz yıllardan da bilinir dünyanın en iyi pilotlarıdır. Afrin’de de gördünüz işte.
Siz TSK içerisinde ki kripto FETÖ’cüler üzerine defalarca uyarı yaptınız. Görüyoruz ki subaylardan itiraflar var. Bu subayların ifadeleri nasıl teyit edilmeli? FETÖ, 15 Temmuz sonrası TSK’da kaybettiği mevzilerini itirafçılar aracılığı ile tekrar geri mi alıyor?
Eskiden itirafçı olanlar ne oluyordu tekrar görevine devam ediyordu. Ancak Sayın Bakanımız geçici görevden uzaklaştırma yetkisini devreye koydu ve itirafçı olanlar artık TSK’da görevlerine devam etmiyorlar geçici görevden uzaklaştırılıyorlar. Kripto subaylar hepsi tespit edildi mi derseniz kesinlikle öyle bir şey yok.
-Siz neye dayanarak bunu söylüyorsunuz? ‘TSK içerisindeki en güçlü grup FETÖ mensuplarıdır’ şeklinde bir ifadenizi okudum. Bu TSK’yı yıpratmıyor mu? Bu sözleriniz çok marjinal bulunmuyor mu?
“FETÖ’YÜ HALA DAHA ANLAMADINIZ”
Ankara Cumhuriyet Savcılığının darbe sonrasında yapmış olduğu soruşturmalar var. Orada, özellikle 2006-2015 yılları arasında subay, astsubay okulları, harp okulları, askeri liselere öğrenci alımında en iyi rakamla söylüyorum yüzde 80’i FETÖ ile iktisatlı olarak girdiğini tespit etti. Bu ne demek biliyor musunuz? Her yıl beş bin civarında öğrenci alıyoruz bunun yüzde 80’i 4 bin eder on yılda 40 bin eder. Sadece teğmen, üsteğmen, yüzbaşı rütbesindekilerin sayısı bu. Son 30 yılda da her yıl bin kişi girdiğini düşünseniz 70 bin civarında ediyor. Kaç bin kişi atıldı TSK’dan 9700. Matematik ortada. İnsanlar bunu çok abartılı sanıyor ama bu FETÖ’yü maalesef daha halkımız anlayamadı.
“ALGI OPERASYONLARINA YENİLİRSEK GAFLET GÜNLERİMİZE DÖNERİZ”
FETÖ, sosyal medyadaki etkinliğiyle insanları yanıltıyor. Darbeye katılanları zavallı memurlar, emekliler, gariban öğrenciler düzeyine getirdiler. Bu bir algı operasyonu. TSK’da eğer bu darbe öne alınmasaydı 6 yıl sonra TSK’da FETÖ’cü olmayan general kalmayacaktı. Bu böyle olduğu halde biz hala ‘abartılıyor, bilmem ne yapılıyor dersek’ yine eski gaflet günlerimize döneriz. O dönemde de çok ikaz ediyorduk. ‘Bunlar çok yapılanıyor, şu şu isimler şöyle dedikçe herkes dedi ki; abartıyorsun, uçuk kaçık rakamlar söylüyorsun, marjinaldik biz eskiden, öyle söylüyorlardı. Keşke marjinal olsam, keşke söylediklerim doğru olmasa.
Bu sözler TSK’yı yıpratıyor diyorlar. Afrin’de savaşıyor teröristlerle ordumuz. O yüzde size kızıyorlar. ‘Çok konuşuyor’ diyorlar.
“KAHRAMANLIK YAPANLAR MİLLİ ÇOCUKLAR”
İnsanlar şunu kafalarına koysun. FETÖ mensupları TSK’nın hep kaymak görevlerinde yer aldı. Irak’ta, Güneydoğu’da çatışanların hepsi bu FETÖ’cü olmayan milli çocuklar niye çünkü oraları riskli. FETÖ’cüler riskli işlere girmezler. Bu emniyette de böyleydi. Şu anda Afrin’de çatışanları bunlarla karıştırmasınlar. TSK’nın mevcudu 600 bin. Bizim Afrin’de ki kahramanlarımız kaç kişi ki? Kahramanlığı yapanlar FETÖ’cüler değil aman ha böyle bir şey olmasın. TSK içinde FETÖ’cüler hala çok yoğun.
Onlar şu an kendilerini gizliyor mu?
“ADAM GİTSE KENDİNİ PATLATSA NE OLURDU?
Tabi gizliyorlar. Düşünün bir ay öncesine kadar Yaşar Güler’in koruma müdür yardımcısı FETÖ’cü çıktı yüzbaşı. Yani siz düşünebiliyor musunuz şimdi bu Yüzbaşı Akın, Kara Kuvvetleri Komutanının yanında MGK toplantısına gidip orada Cumhurbaşkanı, Başbakan bir sürü bakanlar var, kuvvet komutanları var eğitilmiş bu adam burada kendini patlatsa ya da bunlara suikast yapsa bu ülkenin hali ne olur? O yüzden insanların bu FETÖ’yü iyi anlamasını istiyorum. Siz kalkıyorsunuz her şey bitmiş gibi yeniden böyle şey yapılıyor bunu yapmasın insanlarımız.
O zaman siz mücadeleyi yeterli bulmuyorsunuz diyebilir miyiz?
“MÜCADELE EDENLERİ TOPLASANIZ 1000 KİŞİYİ GEÇMEZ”
Mücadeleye en başından gelelim. Bu mücadelenin en başında Cumhurbaşkanı vardı ve şu anda da o var. TSK içinde bir grup var mücadele ediyor. Emniyetin içinde de savcılıklar da da var ama toplasanız gerçekten elini taşın altına koyup da mücadele eden adam sayısı bini geçmez. Türkiye’de her gün operasyon yapılıyor bunu yapanlar kahraman dediğimiz polis çocuklar, gece gündüz çalışan savcılar, TSK’da bulunanların da isimlerini vermeyeyim onlar da hakikaten adli müşavirlikte görevli arkadaşlarımız. İşte bu mücadele Cumhurbaşkanı’nın sırtında bu çocuklarla beraber gidiyor.
KKK. Org. Yaşar Güler’in Koruma Md. Yrd. Yzb. Akın dediniz. Akın’ın FETÖ üyesi olması hangi mesajları içeriyor?
Ben hala en önemli yerdeyim. TSK içerisinde yıkılmadım, ayaktayım. Kara Kuvvetleri Komutanını on defa öldürürüm.
Çok acayip şeyler söylüyorsunuz. Niye öldürmedi peki?
Konjonktürü uygun bulmamıştı. Onunla ilgili zamanı gelmemiştir. Bakın çok profesyonel bir örgüt bu ve bu eylemleri ne zaman yapacağını gayet iyi bilen bir örgüt.
O zaman FETÖ yeni bir savaşa hazırlanıyor diyebilir miyiz?
“FETÖ YENİ BİR SAVAŞA HAZIRLANIYOR”
Bence hazırlanıyor. Özellikle AB ve Amerika’nın sınırsız desteği oldu. ‘FETÖ’yü görmüyoruz bu darbede’ deyince bu destek örgütü toparladı. Artık eski ifadeleri verenler ifadelerini reddediyor. FETÖ’nün toparlanma sürecini tamamlamak üzere olduğunu düşünüyorum.
FETÖ’nün suikast timleri iddiasını ortaya attınız. Makedonya’da bir çiftlikteler dediniz. Bize bu konuyu açar mısınız? Bilgilere nasıl ulaştınız? Kim bu suikast timleri? Sizce amaçları ne?
“ÖLDÜRÜLECEKLER LİSTESİNDEYİM AMA KORUMA STATÜM DÜŞÜRÜLDÜ”
İlgili yerlerden, bu konuyla ilgili çalışma yapanlardan aldım bilgileri. Onlarla çok mu ilişkim var diyorsanız hayır ama öldürülecekler listesinde hep varım. O listelerde ki en rütbesiz, en fakir adamım ama bütün listelerde varım. Bütün listelerdeyim ama öldürülme riskim arttıkça koruma kararlarım düşürülüyor maalesef. Özel korumamız vardı, özel koruma statümüz düşürüldü. Hatta itiraz ettim o bile reddedildi. İçişleri Bakanımız herhalde bizi gözden çıkardı diye düşünüyorum.
Bunu duyurmuş oldum ben de. İlgililer mutlaka dikkate alacaklardır. Makedonya’ya tekrar dönelim
Bana söylenenleri söylüyorum. Biliyorsunuz bu UCK falan vardı. Yugoslavya dağıldıktan sonra orada çok eski savaşçılar vardı onların hepsi o savaştan sonra işsiz güçsüz kaldılar yani para karşılığında kolaylıkla bu tür eylemlere yönlendirilebilecek kişiler. Yine bizim TSK’dan yurt dışına kaçanların olduğunu söylediler. Bir de tabi iki bu işi bilen profesyoneller olduğu ve bunları eğiten kişilerin olduğu söylendi. İnşallah bu konuşmalardan sonra bunlara önlem alınmıştır diye düşünüyorum
Türkiye’de suikastlar olabilir diyorsunuz
“SUİKASTLER İÇİN ORTAM MÜSAİT”
Tam ortamlar da çok uygun yani seçim dönemi geliyor. Seçim öncesi karışıklıklar yaratmak Afrin’de şimdi TSK tam mücadele verirken suikastlar için zemin var. Geçtiğimiz yıllarda da biz bunu yaşadık ülke olarak. Türkiye’nin ne zaman birlik beraberlik ihtiyacı olsa suikastlar, terörist eylemler ortaya çıkar.
Bir darbe tehlikesi daha var mı?
“CUMHURBAŞKANI’NIN BAŞINA BİR ŞEY GELSE KESİN DARBE OLUR”
Sayın Cumhurbaşkanı’nın başına bir şey gelirse eceliyle bile vefat etse bu ülkede kesin ve kesin yeniden darbe olur. Bu darbeden de TSK’nın en aktif olan grubu FETÖ’cüler yararlanır. Bu hapiste gördüğümüz kamu görevlilerin hemen hepsi 3-5 ay içerisinde çıkarlar. Bakın kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar büyük karışıklıklar ve bunun sonucunda da darbe olur.
15 Temmuz gecesi için 187 general neredeydi diye soruyordunuz. Cevabını aldınız mı?
“NİNELER, DEDELER SOKAKTAYDI PEKİ KARDEŞİM SİZ NEREDEYDİNİZ?”
O gece 7 den 70’e kadar insanlar, dedeler, nineler, çocuklar sokaklara çıktı. Şehit oldu, gazi oldu. Peki, arkadaş bu ülkeyi korumakla görevli olan askerler, generaller, yarbaylar, birlik komutanlarından bir tanesini sokakta gördünüz mü? Bunlar neredeydi arkadaş? Bunun cevabını bize verin. Senin varlık nedenin bu zaten. Peki, neredeydin çık anlat
FETÖ lideri ölse yerine isim hazırlanmış mıdır?
“FETULAH GİDER FEYZULLAH GELİR”
Şimdi düşünün siz bir istihbarat örgütüsünüz ve yeni bir örgüt yaratmışsınız 169 ülkede örgütlemişsiniz. STK’lar, okullar, ticari kuruluşlar yapmışsınız adeta dünya çapında bir imparatorluk gibi düşünün 60-100 milyar dolarlara hükmeden bir yapı. Böylesine bir örgütü bir tane adam öldü diye herhalde dağıtacak değilsiniz. Zaten Fetulah’ın bir fonksiyonu olduğunu düşünmüyorum. Amerika ya da CIA’in ya da üst aklın kuklası o, onu değiştirir. Fetulah gider Feyzullah gelir
ByLock’ta mor beyin ortaya çıktı. Namaz saatleri uygulamasıyla mağdurlar yaratıldı. Sizce başka nelerin içerisine gizlemiş olabilir kripto yazılımlar?
“BYLOCK’U KİMSE İTİBARSIZLAŞTIRMASIN!”
Mor beyini insanlar açısından talihsizlik olarak düşünüyorum. Bir kere şunu herkes bilmeli yaklaşık 240 bin civarında Bylock kullanıcısı var. Bunların içerisinde yüzde beş civarında 13 bin kişi bir sistem mağduru. Ama biz burada buna kitlenip Bylock’u acaba delil midir değil midir diye tartışmaya girersek bu tam olarak Fethulah’ın istediği bir şey olur. Çünkü Bylock bu örgütün tamamıyla kontrolünde olan ve bu örgütün haberi olmadan özellikle de 1 Temmuz 2014 tarihinden sonra örgütün onayı ve izni olmadan Bylock’a kimsenin giriş yapamayacağı bir sistem. O yüzden de kimse kalkıp bunu basitleştirmesin.