AK Parti'den Babacan açıklaması: Dikkate değer bir şey bulmak mümkün değil!
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, yeni parti kurma hazırlığındaki Ali Babacan'ın dün yaptığı açıklamalara "Dikkate değer bir şey bulmak mümkün değil." şeklinde yanıt verdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, NTV canlı yayınında Funda Görey'in sorularını yanıtladı.
Ünal'a parti kurma hazırlığındaki Ali Babacan'ın dün bir TV programında yaptığı açıklamalar soruldu. Babacan için "Açıklamalarında dikkate değer yeni bir şey bulmak mümkün değil" diyen Ünal, "Konuşmamızı gerektiren bir konu olarak görmüyorum" ifadelerini kullandı.
Yeni kurulacak bir partinin ancak 'siyasi boşuk' olması durumunda başarılı olabileceğine işaret eden Ünal, "Türkiye'de bir siyasi boşluk AK Parti nezdinde yok" diye konuştu.
Ünal, konu üzerinden CHP'deki tartışmaları hatırlattı ve "CHP nezdinde baktığınızda ise ciddi bir boşluk var" değerlendirmesini yaptı.
Mahir Ünal'ın canlı yayında sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
"(Ali Babacan tarafından kurulacak yeni parti) Siyasi girişimler olabilir. Ama Türk siyasi tarihine baktığınızda hem istikrarlı hem iktidara geldikten sonra Türkiye'nin en temel sorularını çözmüş, terör sorununu çözme konusuna yaklaşmış bir siyasi hareketten bahsediyoruz. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle trenden inenler oldu. Hangi argümanları ortaya koyduklarını gördük. Açıklamalarında dikkate değer yeni bir şey bulmak mümkün değil. Türkiye'nin değişken dünyanın sabit olduğunu düşünüyorlar. 15 Temmuz'a, teröre hiç değinmeyeceksiniz, AB'de ortaya çıkan değişmelere değinmeyeceksiniz, bölge okuması yapmayacaksınız, dış politikaya dair yeni bir şey söylemeyeceksiniz yeni bir dil geliştirdiğinizi söyleyeceksiniz, böyle bir şey yok.
Türkiye'nin bölgesinde olanlar sorulduğu zaman Esed, Sisi sorulduğunda FETÖ sorulduğunda hiç bir cevap vermeyeceksiniz. Bir akademisyenin de çıkıp konuşabileceği günü geçmiş neoliberal tezleri savunacaksınız. Bizim açımızdan dikkate değer bir şey değil. AK Parti olarak çizgimizde devam ediyoruz. Konuşmamızı gerektiren bir konu olarak görmüyorum bunu. Türkiye'nin yaşadığı sorunları, dünyanın yaşadığı daralmaya değinmeksizin Türkiye'deki sorunlar üzerinden bir analiz yapamazsınız. Rubin Türk ekonomisinin istikrara kavuştuğunu açıkladı.
Berat Albayrak enflasyon ve büyüme rakamlarıyla ilgili olumlu veriler paylaştı.Türkiye her alanda hızla toparlanıyor. Türkiye terörle ilgili sorunlarını konuşurken bugün buralarda insanların özgür ve güven içerisinde yaşayacağı iklim oluşturmuş. Artık Türkiye terörü sınırdışında kaynağında boğuyor. Türkiye etrafında oluşturulan terör koridorunu parçalamış. Siz bunların hiçbirisinden konuşmayacaksınız, ekonomik iyileşmeden konuşmayacaksınız, geçmişte küreselcilerin birbiriyle ilişki içerisinde konuştukları dünya barışı, dünya vatandaşlığı gibi terminat ekonomi üzerinden yorum yapacaksınız. Bunlar kalmadı artık.
Efendim dünya barışı Türkiye'nin yalnızlığı... Türkiye yalnız falan değil. Türkiye uluslararası alanda önemli bir aktör. Kararlı bir diplomasiye sahip. Biz gündemimize bakıyoruz. Bu konuyu değerlendirmemiz gereken bir durum olarak görmüyoruz.
"AK PARTİ NEZDİNDE SİYASİ BOŞLUK YOK"
AK Parti kurulduğu günden beri saha araştırmalarına önem veren bir siyasi hareket. Biz kamuoyu araştırmalarını güncel olarak takip ediyoruz. Geriye dönüp baktığımızda 24 Haziran'ın sonucunu beklediler. İstedikleri sonuç çıkmadı, 31 Mart'ta istedikleri sonuç çıkmadı. 23 Haziran sonuçlarını beklediler. Türkiye'de bir siyasi boşluk AK Parti nezdinde yok. CHP nezdinde baktığınızda ciddi bir boşluk var. CHP, Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığında. Bir çok şey söylenebilir. CHP bir odaya giriyor, kilitliyor. Kapının anahtarını pencereden atıyor ve beni kilitlediler diye bağırıyor. Kendi yarattığı kriz üzerinden siyasi rakiplerine yönelik suçlama yapıyor.
"CHP BALTAYI TAŞA VURDU"
CHP'nin durumunu Türk siyaseti artık taşıyamıyor. Son olayda da CHP baltayı taşa vurdu. Kılıçdaroğlu grup toplantısında bu konuya hiç değinmedi. Burada yazan belli konuşan belli doğrulayan belli. Çin Seddi, kumpas nereden çıktı? Bunlar kendileri çalıp kendileri oynuyor. Olay tamamen kendileriyle ilgili. Ben sizinle ilgili bir iddiada bulunuyorum, sonra ispat istiyorum. İddia size ait, ortada belge bilgi delil yok. Bu olay üzerinden birilerini suçluyorsunuz. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bizim bu meseleyle bir ilgimiz yok. CHP kendi iç kavgalarına lütfen bizi karıştırmasın. Orada bir siyasi boşluk görünüyor. AK parti'nin kendi tabanıyla ilgili bir boşluk ise yok.
(Gündemin değiştirilmek istendiği iddiaları) Bu iddiayı biz mi ortaya attık. 'Tank-palet fabrikasını sattınız' diyorsun. Satılmadı. 'Peşkeş çekildi' diyorsunuz, çekilmedi. 'Orada Fırtına Obüsü üretiliyordu' diyorsunuz, orada üretilmiyor. 'Orada tank üretiliyor diyorsunuz', üretilmiyor. Bir deli kuyuya taş atıyor, biz o taşı çıkarmayacağız. Artık Kemal Kılıçdaroğlu'nun yalanlarıyla oluşturduğu gündemin çamurunu bize bulaştırmaya çalışmasından yorulduk. Kemal Kılıçdaroğlu ile hiçbir şey konuşabilme imkanımız yok. Mahkeme karar veriyor kendisiyle ilgili o kararın nasıl verildiğini biliyorum diyor. Sayın Genel Başkanımız senin iftiralarına sessiz mi kalsın?
"KİRLİ İŞLERE BİZİ BULAŞTIRMASINLAR"
CHP'nin kendi içinde parti disiplininin olmamasını parti içi demokrasi diye anlatırlar. İkisi farklı şeyler. Siz kurullarınızda konuşursunuz, tartışırsınız ortak bir karar alırsınız o kadar herkesin kararıdır. Türk siyasi tarihinde AK Parti istişare ve aldığı kararları uygulamasıyla bilinir. CHP parti içi disiplini olmayan bir partidir. CHP kendi içinde kumpas ve hizipçiliğiyle bilinir ve konuşulur. Bunu CHP'liler de kabul eder. Kemal Kılıçdaroğlu'nun nasıl genel başkan olduğunu biliyoruz. Kumpasla gelen kumpasla gider. Bu kirli işlere bizi bulaştırmasınlar.
'Bu kadına haddini bildirin' cümlesi bu toplumun zihninde travmadır. Bir milletvekilinin başörtüsü nedeniyle Meclis'ten atılması her açıdan travmadır. Bunu tetikleyenler yine başörtülü bir milletvekiline 'ulan, haddini bildirin' diyerek bu travmayı tetikledi. Bir özürle biz bitirdik diyemezsiniz. Sorumlusu CHP'dir. CHP'nin sorunu kendisiyle geçmişiyle yüzleşememesi. Bu nedenle kendi iç krizlerinden kurtulamıyor. Maalesef kendi pisliklerini de siyasetin diğer paydaşlarına bulaştırıyor.
ENGİN ÖZKOÇ'UN DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRALIM AÇIKLAMASI
Engin Özkoç'un açıklamasını şimdi duydum. Bu ifadeyi kullanan kim olursa olsun, hukuki sorumluluk doğrudan bir açıklama. Cumhurbaşkanımız da bunun siyasi sorumluluktan ziyade hukuki bir sorumluluk taşıdığına dikkat çekti."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'e yönelik sözleri üzerinden tepki gösterdiği CHP'li Özkoç, "Eğer dokunulmazlık söz konusuysa, sen de bende dokunulmazlıklarımızı kaldıralım ve yasalar önünde eşit şekilde yargılanalım. Hodri meydan" demişti.