''Ak Parti'yi Erdoğan'dan kopartmak için erketede bekleyen fırıldaklar...''
Sabah Gazetesi yazarı Salih Tuna, İİT kararı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarihe geçen sözlerinin ardından ''Muhalif Şebelekleri'' zor bir dönemin beklediğini yazdı.
Tuna yazısının ilerleyen bölümünde ise, Ak Parti'yi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kopartmak için erketede bekleyen karanlık odakların olduğu tespitini yaptı.
İşte Salih Tuna'nın çok konuşulacak o yazısı...
Sayın muhalif şebek bakalım şimdi ne yapacaksın
Yeryüzü egemenleri ırkçı Siyonistlerin 2011'den beri Erdoğan'ı indirmek için her yolu denediğini biliyorsunuz.
Bundan da asla vazgeçmeyecekler.
Hele hele..
Erdoğan, "Kudüs kararı tarih önünde hükümsüzdür.
Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanımaya çağırıyorum" dedikten sonra, asla.
Her yolu deneyecekler.
E tabii öncelikle "taşeronlarını" devreye sokacaklardır.
Vatan savunması için vatandaşın vergileriyle alınan silahlarla (15 Temmuz'da) bu vatana saldıranlardan ve bu saldırıya karşı direnişi "tiyatro" tesmiye edenlerden zaten her şey beklenir.
Hiç kuşkunuz olmasın; algı operatörleri de daha sıkı çalışacak, "Erdoğan nefretine" tavan yaptıracaklardır.
Lakin gelinen nokta itibariye "muhalif şebeleklerin" işi artık o kadar kolay değildir.
Şimdiye değin Erdoğan'ın karşı çıktığı her şeye, Erdoğan nefretiyle zehirledikleri sosyolojiye güvenerek sahip çıkıyorlardı.
Erdoğan, FETÖ'ye karşı çıkıyor, tevil marifetiyle sahip çıkıyorlardı.
Erdoğan PKK terörüne karşı çıkıyor, Kandil muhibbi sömürge aydınları imza kampanyaları düzenliyorlardı.
Bakalım şimdi ne yapacaklar?
Erdoğan karşı çıkıyor diye Trump'ın "Kudüs kararına" sahip çıkabilecekler mi?***
Erdoğan, maazallah, giderse müstevlilerin taşeronları geri döner.
Bundan hiç kuşkunuz olmasın.
Zaten örgütlü yapılar. Arkalarında da yeryüzü egemenleri var.
Biraz kamuflaj, biraz makyaj, üç -beş uyduruk hikâye, velhasıl "algı faaliyeti" geri dönüşlerine yeter.
Bir de bakarsınız ki...
Kanal D'nin o dizisindeki gibi, "FETÖ'cüler aslında vatan için vatan hainliğini göze almış kahramanlar" olarak zerk ediliyor.
PKK da gerilla, özgürlük savaşçıları.
Sonra, "kimle savaşırsanız onunla barışırsınız" üfürükleri yeniden başlar.
Bilirsiniz, fareler üfürdükleri yerden kemirirler. Ülke işgal edilir, gözünüz görmez; paramparça edilir, ruhunuz duymaz.
***
Diyeceksiniz ki olur mu böyle şey bu saatten sonra?
Olur, maalesef olur.
AK Parti'yi ruhundan yani Erdoğan'dan kopartmak isteyen AKP'li fırıldaklar da mürailer de erketede bekliyor.
Romantik Atatürkçüleri kandırmak kolay. Sözcü gazetesi matine-suare beyinlerini iğdiş ediyor. Biraz İzmir Marşı, bir parça "yaşam tarzı" muhabbeti iktiza.
Amerikancı solcular zaten kucakta...
Muhafazakârlar derseniz, onları dinle, dini efsanelerle kandırmaktan daha kolay ne var.
Tarih boyunca kitleler hep "din" üzerinden kandırılmadılar mı? "Dine karşı din" üzerinden...
***
Müstevli taşeronlarının hiçbir zaman geri dönmemesi için milletin adamakıllı bilinçlendirilmesi şart.
Bakınız, 15 sene evvel, Fetullahçılığın Siyonizmden daha tehlikeli olduğunu yazan Atasoy Müftüoğlu bir konuşmasında ne diyor:
"Tam 30 yıldan beri Neo-nurculuk diye bir şeyden söz ediyorum (...) Emperyalizm tarafından araçsallaştırılan bu akım, 15 Temmuz'da, insanlık tarihinde benzeri görülmeyen çok aşağılık bir ihanet sergiledi.
Türkiye 15 Temmuz'dan bugüne gelinceye kadar bu hareketin referanslarını konuşmak yerine hasar-tespit çalışması yapmaya çalışıyor. Bunların referanslarını konuşmuyor..."
Referanslarını da konuşmak zorundayız.