Alaçatı'nın başı mafyayla dertte mi?
Huzurlu sokakları, küçük butik işletmeleriyle bilinen Çeşme Alaçatı'da son zamanlarda silahlı kişilerin kol gezdiği iddia edildi. İnsanları büyük tedirgin eden bu grupların, hemen her gün bir mekanda olay çıkardığı söyleniyor. Öte yandan Alaçatı'da mafyalaşma iddialarına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan sert yanıt geldi.
Hürriyet'ten Savaş Özbey'in gündeme taşıdığı olaya göre, Alaçatı'nın başı silahlı gruplarla dertte. Sakin ve huzurlu ortamıyla bilinen Alaçatı'da son günlerde mekanlarda kurşunlar adeta havada uçuşuyor. İnsanların olayları anlatmaya da şikayetçi olmaya da korktuğu turizm cenetinde olayları çıkaranların genellikle İzmir'e sonradan göçen ailelerden olduğu söyleniyor.
EMNİYET AMİRİ RAHATSIZ EDİLDİ
Özbey'in iddialarına göre; 6 Temmuz’da Çeşme Emniyeti’nde görevli bir emniyet amiri Alaçatı’da organize suç örgütü mensubu oldukları öğrenilen bir grup tarafından rahatsız edildi. Silahlı şüpheliler arasında çıkan tartışma büyüdü. Destek ekip isteyen amirin çağrısı üzerine olay yerine çok sayıda polis memuru sevk edildi. Olay yerine gelip önce vatandaşları dışarı çıkardılar, sonra suç örgütü mensuplarını yere yatırıp ters kelepçeyle etkisiz hale getirdiler.
DÖRT-BEŞ KİŞİLİK ERKEK GRUPLARI
- 10 Temmuz’da Alaçatı’da meydana gelen bir trafik kazası sonucu çıkan tartışmada silah çekildi. Şikâyetçisi olmayan A.K. ve E.K. serbest bırakıldı. Olayla ilgili kamera görüntülerine ulaşan polis silahla tehdit olduğunu görünce A.K.’yı tekrar yakalayarak gözaltına aldı.
- 20 Temmuz’da Rise Alaçatı’da çıkan kavgada yine silahlar konuştu. Olaya tanık olan insanlar “Biz içeri su bile sokamıyoruz, bunlar silahla nasıl giriyor?” diye isyan etti sosyal medyada.
- 22 Temmuz’da terlikli olduğu için Limon Bar’a alınmayan bir kişi kapıdaki güvenlik görevlisini vurdu. Dedikodular saldırganın Urfalı bir aşirete mensup olduğu yönünde...
Bunlar gazete sayfalarına yansıyanlar. Bazen de kol kırılsa da yen içinde kalıyor. Olayların hiçbirinde şikayetçi yok. Çünkü insanlar şikâyetçi olmaya ya da basına konuşmaya korkuyor.
Alaçatı’da yıllardır işletmecilik yapan ve ismini vermek istemeyen bir kişi beldede insan profilinin değiştiğini anlatıyor:
“Alaçatı’nın her yazki kitlesi bu sene yok. Pandemiden dolayı ya gelmediler ya da yazlıklarında oturuyorlar. Mesela yerli turistten çok, Euro’nun değer kazanmasından dolayı Almancılar ağırlıkta. Ama onun dışında silahlı gruplar türedi. Dört-beş kişilik erkek grupları halinde dolaşıyorlar. Hemen her gece silahların çekildiği kavgalar oluyor. Eski huzur kalmadı. Olayların geldiği nokta basına yansıyanların çok ötesinde” diyor.
MEKÂN BAŞINA 50-60 BİN LİRA
Alaçatı’da dört yıldır işletmecilik yapan başka bir isim de şunları söylüyor:
“Kapı güvenliği, giriş paraları, otopark ücretleri ciddi bir rant yaratmaya başladı. Mekân başına sezonluk 50-60 bin liradan bahsediyoruz. Bunlara talip olan farklı farklı aileler ortaya çıktı. Genellikle İzmir’e sonradan göç etmiş aileler bunlar. Kendi aralarında da husumet var. Mekân işletmecileri arada kalıyor. Birini alsa öbürü hasım oluyor. Kolay para kazandıkları için çok güzel para harcıyorlar ama bir süre sonra müşterisi oldukları mekânların da huzurunu kaçırmaya başlıyorlar.”
"CUDİ SAĞ GÖZÜMÜZ İSE ÇEŞME SOL GÖZÜMÜZDÜR"
Öte yandan Savaş Özbey'in Çeşme'de mafyalaşma iddiaları yazısına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan tepki geldi.
Sosyal medya hesabından "Mafyayı sadece silahlı organize suç örgütü olarak tanımlamak eksiklik olur" diyen Soylu, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Bulunduğu yörede elde ettiği ticari, siyasi güçle kendini devlet yerine koyup, hukuku yoksayıp, "Bana kimse dokunamaz" diyenler de aynı tanım içerisindedir.
Yazıda, FOGO'nun kurşunlanması olayı 2013'te yaşanmış, bugün olmuş gibi anlatılıyor. Tam üç yıldır Çeşme ve Alaçatı'lılar bilirler ki; bir tek cinayet olayı yok. Ve 1 milyonu aşkın insanın buralarda konaklayıp ziyaret etmesine rağmen son üç yılda üç basit yaralama olayı var.
Orada kökleşmeye çalışan mafya bozuntuları defalarca itibarsızlaştırılarak dersini aldı. Hatta Çeşme'li dostlarım, bu kadar çok polis uygulaması yapmayın diye bir çok kez beni aradılar.
Bizim bakışımızda, Cudi sağ gözümüz ise Çeşme sol gözümüzdür. Bir takım ricalarla sponsorlu yazılar dönemi bittiğini düşünmüştüm... Yanılmışım..."