Ali Babacan neden "itirafçılığa" soyundu?
Son günlerde AK Parti hükümetlerinde görev aldığı döneme ilişkin "muhasebeleri" ile gündeme gelen Deva Partisi lideri Ali Babacan'a "itirafçı" damgası yapıştırıldı... Babacan bugün gazeteleri okuduğunda iki gazetecinin kendisine yönelik ağır eleştirileri ile karşılaştı....
AK Parti'den ayrılarak DEVA Partisi'ni kuran Ali Babacan'ın siyaset stratejisi eleştirilerin hedefi oldu.
11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün desteği ile partisini kuran Babacan'a, AK Parti hükümetlerinde görev aldığı döneme ilişkin yaptığı açıklamalar nedeniyle tepkiler yükseldi.
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan bugün köşesinde "Babacan'ın kendisini düşürdüğü yer" başlığını taşıyan bir yazıya imza attı.
Ali Babacan'ın ne yaparsa yapsın ilgi çekmediğini gördüğünü belirten Hakan bu nedenle kendisini "itirafçılık" pozisyonuna konumlandırdığını belirtti.
Hakan, "“Siz bilmezsiniz, biz Erdoğan hükümetlerinde bakanlık yaparken neler çektik neler” tarzında bir itirafçılık. İçine girdiği pozisyon bu oldu. Hemen söyleyeyim: Bu pozisyon, çok tehlikeli bir pozisyondur. Bir kere buraya düşersen... Buradan çıkamazsın. Sana hep itirafçı muamelesi yaparlar." ifadelerini kullandı.
Babacan'ın kendisini bu şekilde konumlandırması nedeniyle, çıktığı yayınlarda "itirafçı muamelesi" gördüğünü de aktaran Hakan şöyle devam etti;
"Nitekim öyle de oldu. Çıktığı ekranlarda: “E söyle bakalım Ali Babacan! Daha daha neler oluyordu senin bakanlık yaptığın dönemlerde? Başka ne dümenler dönüyordu? Hadi anlat bakalım” diyorlar. Ali Babacan da her defasında yeni bir ifşaat üfürmek zorunda kalıyor.
Sanki başka hiçbir sermayesi yokmuş gibi artık sadece bu muameleyi görüyor.
Erdoğan hükümetlerinde neredeyse Erdoğan’dan bile daha etkin hüküm sürmüş bir adamın içine düştüğü şu trajediye bakar mısınız?
Kendisine ancak geçmiş dönemlerle ilgili bir ifşaat da bulunduğu zaman kıymet veriliyor.
Erdoğan sayesinde keşfedildi.
Erdoğan sayesinde adı duyuldu.
Erdoğan sayesinde bir yerlere geldi.
Erdoğan’dan yolunu ayırdı.
Fakat ekmeğini hâlâ Erdoğan’lı geçmişi sayesinde yiyor.
Ben olsam Erdoğan’ın yerinde:
“Yeter artık! Düş yakamdan Ali! Git kendi kanatlarınla uç” derim buna."
BİR ELEŞTİRİ DE HABERTÜRK'TEN
Ali Babacan'a eleştiriler Hürriyet Gazetesi ile sınırlı da kalmadı. Habertürk yazarı Kübra Par da bugün köşesinde DEVA Partisi liderinin "itirafçılığı" üzerinden kendisine önemli sorular yöneltti.
"Ali Babacan’a iki soru" başlığını taşıyan köşe yazısında DEVA Partisi liderinin, AK Parti’de siyaset yaptığı günlere dair muhasebelerine bir yenisini daha eklediğini dile getiren Par şunları kaydetti;
"2017’de başkanlık sistemi için yapılan referandumda kamuoyu önünde, kürsü konuşmalarıyla itiraz etseydik belki de sonuç değişebilirdi. Fakat referandumda ‘Hayır’ da çıksaydı Türkiye şu anda fiilen aynı yönetilecekti. Benim hükümetten ayrıldığım dönemde Bakanlar Kurulu kararları çıkarılıyordu. Boş kağıtları bakanlar imzalıyor, en son üstü dolduruluyordu" demiş. Yani kısaca “Parlamenter sistem varken de Tayyip Erdoğan’ın yönetim tarzı böyleydi” demeye getirmiş."
Bu sözler üzerine 50+1 sisteminin getirdiği ittifak denkleminin bugün muhalefeti son 20 yılda hiç olmadığı kadar iktidara yaklaştırdığını belirten Par, "Buna rağmen kazanırlarsa 6 ay ila 2 yıl içinde sistemi değiştireceklerini söylüyorlar. “Revizyon değil, ille de parlamenter sistem istiyoruz” diyorlar." ifadelerini kullandı.
Par bu yorumu üzerine Ali Babacan'a şu soruları yöneltti;
"Bir; madem sistem değişikliği değil yöneten kişinin zihniyeti belirleyici, neden mevcut sistemi her kötülüğün babası gibi anlatıyorsunuz?
İki; diyelim sistemi değiştirdiniz. AK Parti yine birinci parti olur ve Erdoğan yeniden Başbakan seçilirse, kazandığınız iktidarı, daha doğru düzgün yönetmeden, hiçbir sorunu çözmeden kendi ellerinizle tekrar AK Parti’ye devretmeyi tabanınıza nasıl izah edeceksiniz?"
