Ali Ülker: Hayatı, Kemalettin Tuğcu’dan Hayali, Jules Verne’den öğrendim
Dünya Kitap Dergisi'nde bu ay 'ayın konuğu' Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker oldu. Üniversite yıllarından kitap seçimlerine okuma serüvenine dair pek çok konuda samimi açıklamalarda bulunan Ülker, "Jules Verne, Kemalettin Tuğcu bana ilham veren ve çocukluk yıllarımın güzel hatıralar bırakan yazarlarıdır. Jules Verne’nin eserleriyle hayal dünyam zenginleşirken, Kemalettin Tuğcu’dan hayat dersleri, ahlak ve erdem konularında güzel kazanımlarım olmuştur" dedi.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, Dünya Kitap Dergisi'nde ayın konuğu oldu. Ülker, kitap seçimleri ve çocukluğundan bu yana okuma serüveninin birikimlerini okuyucularla paylaştı.
İşte Ülker'in okuyucularla paylaştığı samimi açıklamaları;
"GECE GİZLİCE KALKAR, BANYODA KİTABIMI BİTİRMEYE ÇALIŞIRDIM"
Kitapların büyülü ve çekici dünyasıyla tanışmam ilkokul ikinci sınıfta okumamın akıcı hale gelmesiyle olmuştu. Ailecek yaptığımız, yaşıtlarımın olmadığı dost ve akraba ziyaretlerimizde oyalanmam için bana kitaplar alınırdı. Misafirlikte sohbet derinleşirken ben bir köşeye çekilir yutarcasına kitabımı bitirmeye çalışırdım. Jules Verne, Kemalettin Tuğcu bana ilham veren ve çocukluk yıllarımın güzel hatıralar bırakan yazarlarıdır. Jules Verne’nin eserleriyle hayal dünyam zenginleşirken, Kemalettin Tuğcu’dan hayat dersleri, ahlak ve erdem konularında güzel kazanımlarım olmuştur. Babaannem bizi ziyarete geldiğinde getirdiği hediye mutlaka kitap olurdu. Yolda dört gözle onun gelmesini beklerdim. Bu vesileyle Altın Kitaplar serisiyle beni tanıştıran babaannemi rahmetle anıyorum. Bu dönemde kitap okuma sevdam o kadar artmıştı ki, eğer gün içinde bir kitabı bitiremediysem gece saat 23.00’da ışıkları söndürmek gibi bir kuralımız olduğundan gece gizlice kalkar, banyoda kitabımı bitirmeye çalışırdım. Orta ve lise yıllarında yaygınlaşan, yoğunlaşan dersler okuma zevkime sekte vursa da her gece yatmadan önce yatakta en az yarım saat okumadan uykuya dalamazdım. Okuduklarım ise çok çeşitlenmişti. Şiirler antolojisi, tarih kitapları, dini eserler, ansiklopediler... Evet ansiklopediler.
"ANSİKLOPEDİLER, BİZİM KUŞAĞIN RENGİYDİ"
Resimler, bilgi ansiklopedisi ilkokul yıllarımın gözdeleriydi. Sonra bunların yerini AnaBritannica ve Meydan Larousse aldı. Yine Tercüman Gazetesi’nin yayınladığı Binbir Temel Eser en çok ilgi duyduğum seri oldu. Diğer yandan romanlar ise beni derinden etkiliyor ve hayal dünyamı zenginleştiriyordu. Jack London’ın deniz ve vahşi tabiat betimlemelerine hayrandım. Aynı zamanda insan karakterlerini analiz etmesine bayılırdım. Ernest Hemingway’ın “Yaşlı Adam ve Deniz” eseri ise gençlik yıllarımın hobisi balıkçılığın baş eseriydi. Yine, Şeker Portakalı beni ağlatan bir eser olmuştu. Afro sevgim ise Wilbur Smith’in eserlerinden geliyor olsa gerek. Wilbur Smith’in Mısır Serisi ise araştırmacı roman yazarlığının iyi bir örneği herhalde.
"ÜNİVERSİTE İLE İŞ KİTAPLARI KÜTÜPHANEME GİRDİ"
Üniversite yıllarımda İngilizce eserlere ağırlık verdim. İlgi alanlarım ise iş kitapları ve araştırmayla ilgili makalelere kaymaya başladı. Yabancı dergilere de lise yıllarımda Almancamı geliştirmek için merak sardım. Sonrasında dünyayı, literatürü takip etmek adına İngilizce dergi ve gazetelere ağırlık verdim. İş hayatımın yoğunluğu ise ne yazık ki okuma sahamı sınırlandırmaya başladı. Eski hızımı ve çeşitliliği yitirmeye başladım. Ancak tarih, analiz ve araştırma üzerine eserlere daha fazla zaman ayırırken kütüphanemde iş dünyasıyla ilgili eserlerin sayısı hızla arttı. Tüm yurtdışı ziyaretlerinden genelde iş kitapları alarak dönmeye başladım. Bunları okuyup analiz ederek hayatıma uyarlamaya çalıştım. Psikoloji, sosyoloji, kişisel gelişimle ilgili kitaplar orta yaşta ilgimi çekerken, dini eserleri okumaya da bu dönemde daha fazla önem verdim.
"DÜNYA DİJİTALLEŞİYOR, KİTAPLAR DA…"
Kitaplarla ve okumayla aram asla açılmadı. Ancak son günlerde dijital devrim beni de etkiliyor. Gazete ve dergileri artık internetten takip ediyorum. İş kitaplarının yerini ise sesli makaleler ve Ted Talks’lar almaya başladı. Elbette kitap okumaya devam ediyorum. Ama artık roman okumak yerine daha çok dizi ve filmleri yani görsel mecraları tercih ediyorum. Okuma konusunda artık daha seçici olduğumu söyleyebilirim. İlgimi çeken kısımları ve sonuç sayfalarını okumaya daha fazla ağırlık veriyorum. Hızlı okuyor ve ilgi duyduğum kısma konsantre oluyorum. Ama güzel bir köşe yazarı, araştırma veya makale hala en büyük keyfim. Bu vesileyle herkese keyifli okumalar dilerim.