Allah yürü demiş! Ne duruyoruz?
Hüseyin Kaya, SuperHaber için yazdı...
Sade heyecanla yazmıyoruz yazılarımızı
Sözlerimiz bir nutuk hiç değil.
Bize ait her değerin ve tecrübenin mikroskopu altında sıralanıyor harfler.
Uyku ile uyanıklık halinin testinden geçiyor cümlelerimiz.
Aynı hükümlerle karşılaştırıyor tarih bizi.
Doğrudan lafa girmenin satırındayız o zaman.
“Küresel düzen mecburdur bize.”
Dün açıklanıyor, Cumhurbaşkanımızla ABD Başkanı Trump’un görüşmesi ile alakalı çalışmaların devam ettiğini ve Mayıs ayındaki Nato toplantısında görüşmenin gerçekleşeceği ifade ediliyor. Ekleniyor birde “Bu tarihten önce bir görüşme yapılması içinde çabalarımız devam edecektir.”diye.
ABD başkanı referandum sonrasını görmek istiyor sanki, yorumundan başlayarak bir çok şey denilebilir.
İşte bunu kabul edemiyorum. Bizim ABD başkanı ile görüşmek için ekstra bir gayrete ihtiyacımız yok.
Mecburiyetimiz hiç yok.
ABD son bir kaç yıldır işimize yarayan ne yapmış ki.
Bütün bu coğrafyayı allak bullak etmiş, plansız programsız bir yeni yetme dünya gücü havasında rezil mi rezil. Tarih yazacak bunu; biz dahi göreceğiz.
Kabadayının ayıpları takatten kesilince ortaya çıkarmış, aynen öyle.
Suriye ile ilgili İsviçre'de görüşmeler yapılıyor. Demistura diye bir adam var.
Boş takım elbise diyorlar böylelerine.
Diyor ki bu ruhu gitmiş nuru hiç olmamış adam.
“Bir yıl önce Suriye'de bu durumun olacağını söyleseler hayal bile edemezdik.”
Yani Suriye daha kötü olsun istemişler şimdi şaşırıyor.
Şimdi bu ABD, bizim hayal dünyası gezegenini aşan bir Başbakanımızı ayartıp Suriye'yi bu hale getirdiler ya. Şimdi toparlanmaya başlayınca hayal kırıklığı yaşıyorlar.
Başka bir konu babası bizim buralardan bir ayrılıkçı olma ihtimali olan bir Kati Piri diye bir kadın var. Avrupanın bizden mesul ettiği kadın.
Bu işlerden anlamayan bir yüz ifadesi var kadının.
Anaç bir duruşu var. Gidip çocuk yapsın.
Ömer Çelik Bey'i de küstürmüş “Daha konuşmayacağım bu kadınla”diyor.
Hızla geçtik; üç konumuz var aslında
Trumpla görüşme, Suriye’nin geleceği, Avrupa Birliği ve durumumuz.
Yolumuz açık, gelecek bizim tarih hükmünü vermiş
Güneş daha bir güzel ısıtıyor Anadoluyu ve Ay en güzel haliyle hurma salkımı eğikliğinde nur saçıyor gönlümüze.
Gerçeği bizim gözümüzden anlamalı dünya, anlatmalıyız
Zihnimizdeki tevehhüşe sebep modern dünya (ABD, Avrupa) algılarından kurtulmalıyız.
Öğrendikleriniz doğru değil beyler. Lafı en iyi çeviren Yahudilerdir. Lakin şunun şurasında vatanları olalı bir yüzyıl olmadı.
En azından Reisin saf ve isabetli tercihlerini bulandırmayın daha önceki mürekkep yalamışların yaptıkları gibi.
O halde, Trump seçilir seçilmez, en itibarlı görüşmeyi bizle yapmıştır. İngiltere Başbakanı Tresa May’i ayağımıza göndermiştir.
Daha ne olacaktı?
Bir zaman sonra kendisi de gelip görüşecektir. Ne bu heves, biz gidelim diye.
Suriye meselesi olması gerekene doğru gidecektir. Biz yeterli olmasakta olması gerken hayır bizi koruyacak ve bize isabet edecektir.
Avrupa Birliği dağılsın dağılacağı kadar. İstanbulu olan, Avrupanın reisidir, anlaşılacaktır. Sorun yok olacak olacaktır. Ha Kati Piri, ha herhangi biri.
Son bir temenni ile bitirelim
Bu şeytana esir olmuşların tasallutundan kurtulmak için, Trump’un müslümanlarla işbirliği yapması faydasına olacaktır.Aslında Trump müslüman olursa dünya daha huzurlu bir yer olacak ve emin bir gelecekte kendini bekleyecektir.
Yoksa durumu iyi değildir.
Allah yürü be kulum demişse yol var mı, dizlerimizde derman kalmış mı, bakılmaz yürünür.
Hadi yürüyelim... Gelecek bizimdir.