Almanya'nın aşısı İstanbul Tıp Fakültesi'nde yapılacak
Koronavirüs aşı çalışmalarından biri olan BioNTech ve Pfizer'ın ortak geliştirdiği Kovid-19 aşısının, Faz 3 insan denemelerinin bir ayağı da Türkiye'de, İstanbul Tıp Fakültesi'nde yapılacak.
Koronavirüs salgınının başladığı aralık ayından bu yana başta Çin olmak üzere, Almanya, Amerika, İngiltere ve Rusya hastalığa karşı aşı yarışında en çok gündemde olan ülkeler oldu.
Kovid aşısında sona en yakın çalışmalardan biri olarak görülen ve başında Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin'in bulunduğu Alman firması BioNTech ile Pfizer'ın ortak geliştirdiği "BNT162ö adlı aşı için piyasaya çıkmadan önceki son aşama olan 30 bin kişilik Faz 3 denemelerine Temmuz ayında başlanmıştı.
İSTANBUL TIP FAKÜLTESİNDE GÖNÜLLÜ DENEMELERİ BAŞLIYOR
Denemelerin hem ülke, hem küresel bazda çok merkezli yürütüldüğü bu aşamada, çalışmaya dahil edilen ülkelerden biri de Türkiye oldu.
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, İstanbul Tıp Fakültesi koordinasyonunda yürütülecek gönüllü denemeleri için etik kurul onayının çıkmak üzere olduğunu ve Sağlık Bakanlığı'ndan da onayların alınmasından sonra önümüzdeki günlerde gönüllü çağrısına başlanacağı müjdesini verdi.
"GÖNÜLLÜLERDE YAŞ VE HASTALIK GİBİ ÇEŞİTLİ SINIFLAMALAR YAPILACAK"
Gerekli izinlerin alınmasının ardından çeşitli mecralardan gönüllü çağrısına çıkılacağını anlatan ve gönüllülerin yaş grupları, altta yatan risk faktörleri, hastalık durumlarına göre belli kriterler gözetilerek seçileceğini belirten Prof. Dr. Tufan Tükek, şu bilgileri verdi:
"65 yaş altı, 65 yaş üstü, 50- 65 arası ve 50 yaş altı gibi birtakım sınıflamalar yapılacak. Komorbiditesi (altta yatan hastalığı) olanlar, olmayanlar şeklinde gruplandırılacak. Bunların hepsi çalışma dizaynında bellidir zaten. Ben bir an önce aşı olayım diyen insanlar zaten ağırlıklı olarak bu çalışmalara başvuruyor. Bu kişiler çalışma boyunca uzmanların gözetiminde olacak. Başka hastalıkları var mı, çalışmaya uygun mu diye başta bir kontrolden tabii ki geçiriyorlar ve çeşitli kan testleri ve diğer testler yapılıyor.
Çalışmaya uygun olanlarda aşılamalara başlanacak. Tek doz mu, çift doz mu, bir kısmına tek doz bir kısmına çift doz yapılmak suretiyle antikor düzeyleri ölçülecek. Pik antikor düzeyine kaçıncı günde ulaşılmış, antikor düzeyi ne kadar süre sonra düşmeye başlıyor, birinci ikinci ayda bunlar düşüyor mu, sıfırın altına iniyor mu ya da belli bir seviyede kalıyor mu, onlara bakacağız. Bir de lenfosit alt gruplarında bir etkileşim ortaya çıkartıyor mu, T lenfositleri, B lenfositler üzerine etkileşimleri nasıl, bellek hücre oluşturuyorlar mı şeklinde bilimsel birtakım argümanlar var bu konuda. Aşı hakkında fikir sahibi oluyoruz bu çalışmalar sayesinde. Kime tek doz yapacağız, kime çift doz yapacağız şeklinde gerçekten elimizde bir doküman oluyor bu 30-40-50 bin kişilik Faz 3 denemeleri sonrasında"
"HEPSİ UZMAN GÖZETİMİNDE OLACAK, RİSK YOK DENECEK KADAR AZ"
Aşı çalışmalarına katılan gönüllülerde ciddi bir yan etki beklemediklerini de vurgulayan Prof. Dr. Tükek, "Çünkü bunlar dediğim gibi büyük çaplı insan çalışmalarından önce çok sayıda denemelerden geçiyor. Burada verilen zaten basit bir antijenik yapı. Tabii immün sistemi uyardıkları için ateş ortaya çıkabilir, lokal reaksiyonlar meydana gelebilir. Çok çok nadiren de aşırı duyarlılık reaksiyonları ortaya çıkabilir, ancak bu insanlar uzman gözetiminde olacağı için bunun da tedavisi hemen gerçekleştirilebiliyor. Aslında bir yıl izlemek lazım bu kişileri. Bir yıl sonunda ne oluyor, antikor düzeyi iyice düşüyor mu, bir yıl içerisinde kişi tekrar enfekte oluyor mu, hepsini gözleyerek karar vermek lazım. Ama şu anki pandeminin yaratmış olduğu ciddi sorunlar nedeniyle bunlar zamana bırakıldı. Bunlar aşılanma sistemleri sonrasında tekrar değerlendirilecek" dedi.
"ÇALIŞMANIN PARÇASI OLMAK AŞIYI TÜRKİYE'YE GETİRECEK BİR ÖN KOŞUL"
"Aşı çalışmalarının bir parçası olmak, sonuçta o aşının Türkiye'ye gelmesi için bir ön koşul sayılabilir" diyen Prof. Dr Tufan Tükek "Dünyadaki aşıların hepsinin aynı anda ya da hepsinin başarılı olacağı gibi bir ön kural yok. Bunlardan bir iki tanesi bile başarıya ulaşsa bizim için iyi sayılabilir. Dünyadaki bu aşılar başarılı olduğunda Türkiye'nin aşıya erişiminde bir sıkıntı olacağı endişesi yersiz. Dediğim gibi zaten bir ya da iki tanesinin partneriyiz. Çalışma grubu içerisinde bulunuyoruz. Ayrıca ülkemizde de aşı çalışmaları sürüyor. Bizim çalışmalar belki biraz daha geç sonuçlanacak ama sonuçta nihayetlenecek" ifadelerini kullandı.