‘5 TÜR CASUSA DİKKAT’

İstihbarat Uzmanı ve Sovyetolog Alparslan Ertuğ ve Gazeteci İbrahim Baran ile 'Mevzu Derin' SuperHaber YouTube kanalında yayında...

İstihbarat, günümüz dünyasının en çok konuşulan ve tartışılan meselelerinden biri. Ancak, gizli olma özelliği istihbarat hakkında ortaya atılan iddia ve ifadelerin ne kadar doğru olduğu sorusunu akıllara getiriyor. Eski Ahit’te, Manas Destanı’nda ve ‘Savaş Sanatı’nda istihbarat çalışmalarıyla ilgili çok önemli ipuçları bulunuyor.

SuperHaber YouTube kanalında yayınlanan ‘Mevzu Derin’de, İstihbarat Uzmanı ve Sovyetolog Alparslan Ertuğ ile Gazeteci İbrahim Baran, bugünün devletler tarihiyle ilgili çok önemli mesajlar veren ‘Savaş Sanatı’ kitabındaki istihbarat verilerini inceledi.

‘5 TÜR CASUSA DİKKAT’

ALPARSLAN ERTUĞ: ZAFERİN TEMELİNDE İSTİHBARAT YATAR

Alparslan Ertuğ, “Sun Tzu’nun ‘Savaş Sanatı’ kitabı aslında yani bugün devletlerinde bile çok önemli mesajlar veren önemli bir eser. MÖ  6. yüzyılda yaşamış, Hu devletinde ünlü bir filozof Sun Tzu. Hem düşünür, hem askeri komutan ve savaş üzerine olan bilgi, kültür birikimini harmanlayıp bu kitabı yazmış. Bu kitap o kadar ünlü ki, yani I. Dünya Savaşı yıllarında bile Avrupa'daki kurmay subayların el kitabı bu. Askeri akademilerde okutuluyor. İstihbarat başlangıçta özellikle toplumların ilk çağlarda şehir devletleri ya da göçebeler halinde yaşadıkları dönemde büyük ölçüde askeri amaçlı istihbarat yapılmış ama biz eski Ahit’te gördük ki savaş amacı ile yapılan istihbarattan günümüzün devasa büyüyen ekonomilere gelindiğinde işte sanayi casusluğu, teknik istihbarat, ekonomik istihbaratta askeri istihbaratın yanında ciddi yer tutmaya başlıyor. Eski Ahit’te ifade edilmemiş istihbaratın önemi hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde Sun Tzu'nun kafası berrak istihbarat konusunda. Adil Demir diye bir beyefendi çevirmiş bu kitabı, biz onun çevirisini esas alıyoruz. Demir, 2 madde halinde istihbaratın ne olduğunu ve önemini anlatıyor. 4. maddede “Bilge hükümdarla iyi bir komutanın normal asker ile oranla kolaylıkla savaş kazanıp zafere ulaşması istihbarata bağlıdır diyor” Yani zaferin temelinde istihbarat yatar demek. 27. maddede ise, “Ordunun casusluk kanatını en iyi kullanan hükümdar bilge hükümdardır. En iyi değerlendiren komutan ise usta komutandır. Casusluk sonuç getirir, ordunun harekattaki başarısı casusların becerisiyle orantılıdır” diyor. Bu kadar net.  Amaç ister bir orduyu vurmak ister bir şehri zapt etmek, isterse bir kişiye suikast düzenlemek olsun. Komutanların, komutan yardımcılarının, kapı muhafızlarının nöbetçilerin isimlerini öğrenmek özel öneme sahiptir. Casuslarımızın amacı bu bilgilere sahip olmaktır. Yani neredeyse biyografik istihbaratı da öneriyor ve bu ‘intelligent’ ve zeka arasındaki bana işaret eden iki madde var. “Doğal üstün zekaya sahip olmayan hiç kimse casus olamaz. Öteki 17. madde casusların raporlarını anlamak ve doğruluğundan emin olmak için ince zeka seviyesi gerekir” diyor. Yani casusunda zeki olması lazım analistinde söylediği o. CIA'in alanındaki ‘intelligent’ adının da galiba kökeni buralara kadar gidiyor. Vizde haber istihbarat terimi haberi çoğulu ama ‘intelligent’ özellikle İngiltere ve Amerika'da kullanılıyor. Galiba kökeni biraz zekayla ilgili gibi duruyor.  ‘İplerin kutsal kullanımı’ kavramı bu 5 çeşit kendi tarif ettiği sıralayacağımız casusun bir arada istihbarat faaliyetinde kullanılmasını tarif etmek için söylüyor ama neden öyle terim seçmiş ben onu anlamadım. Bu kitaba yorum yazan daha sonraki Çinli bilim adamları ve askerlerde o konuda yorum yapmamışlar dolayısıyla tahmine dayalı bir şey söylemek istemiyorum ama yani o bir anlamda kontrolün kendisinde olması anlamına geliyor galiba. Yöresel casuslar, iç casuslar, devşirme casuslar, hükümlü casuslar, hayatta kalan casuslar... Şimdi yöresel casus sözünden anlaşılıyor, yani bir düşman bölgesindeki yerel halktan elde edilen casuslar. İç casuslarda düşman ordusundan özellikle hayal kırıklığına uğramış, gözden düşmüş, kötü davranılmış subayları kastediyor. Günümüzün istihbarat örgütleri de bunları kullanır. Karşı taraftan bir ajan angaje edeceğiniz zaman önce onu mimlemeniz lazım. Belirlemeniz lazım. Sonra onu tetkik etmeniz lazım. Bu bize ne kadar uygun diye Sonra hakkında araştırma buna tahkik diyorlar. Mesleki şablonda adamın geçmişi, mevcut durumu, ilişkileri ve becerdiği kadar analiz ediliyor. Ondan sonrada bu adamın bizimle çalışması için bir motifinin olması lazım. Yani bu ne bir kendi komutanına kızmıştır, kendi siyasetçisine kızmıştır. Hakkının yenildiğini düşünüyordur ve parayı seviyordur. O motifin üstüne basarak ona görev teklif edilir.” sözlerini kullandı.

Alparslan Ertuğ ve İbrahim Baran ile ‘Mevzu Derin’in tamamını SuperHaber YouTube kanalında izleyebilirsiniz…

YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!

Sitene Ekle

GÜNÜN VİDEOSU

Dilan Polat'ın hayranı pes dedirtti: Cezaevine girdiğinizde kalp krizi geçirdim!

Dilan Polat cezaevine girince kalp krizi geçirdiğini söyleyen hayranı, Polat ile bir araya gelince ağladı.