Altın Portakal gerilimine "pudrasız" bakış... "Ödülü Diyarbakır Annelerine ithaf ediyorum" deseniz ne olur?
Altın Portakal Film Festivali'ne yine siyasi mesaj kaygısı damga vurdu... Oyuncu Nihal Yalçın'ın yaptığı konuşma sahneye gerilim olarak yansırken, Star yazarı Esra Elönü, ""İçinizden bir oyuncu ödül alırken " Ödülümü Diyarbakır Annelerine ithaf ediyorum" dese ne olur?" diye sordu!
Antalya Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla bu yıl 58'ncisi düzenlenen Altın Portakal Film Festivali'nde ödüller sahiplerini buldu.
"Zuhal" filmindeki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü alan Nihal Yalçın, ödül konuşmasını "İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmeyelim, İstanbul Sözleşmesi yaşatır" sözleriyle noktaladı.
Nihal Yalçın konuşmasını yaparken hemen arkasında duran ve Yalçın'a ödülünü vermek için beklerken konuşmadan rahatsız olduğunu hareketleriyle belli eden Tamer Karadağlı, Yalçın'ın konuşması bitmeden yanına gelerek ödülü eline tutuşturdu.
Nihal Yalçın'ın "Bana sus mu diyorsunuz" diyerek tepki göstermesi üzerine Karadağlı, "Hayır ödülünüzle birlikte konuşun" sözlerini sarf etti.
YA DİYARBAKIR ANNELERİ...
Yaşanan bu gerilime ve son dönemde ödül törenlerinde verilmeye çalışılan "muhalif toplumsal mesajlara" ilişkin bir yazı kaleme alan Star Gazetesi yazarı Esra Elönü, mesaj kaygısı taşıyan oyuncuların bam teline bastı.
"Altın portakal suyu" başlığını taşıyan yazısında Nihal Yalçın'ın konuşmasını eleştiren Elönü şu ifadeleri kullandı;
"Çobanları ne diyorsa o kadar meliyorlar. Kalaycılar, zırvalarını parlatıp en tizinden bağırınca manifesto olmadığını biliyorlar aslında. Güya yenilikçiler ama birbirlerinin eski kelimelerini, eski höykürüşlerini, dar görüşlerini sündürerek giymeyi seven nemli kitle bu.
Sosyal Medyada gördüğüm için konu ettiğim videolardan biri. Altın Portakal ödül töreninde "Bir tane ünlü mamül" sahneye gelişinden anlıyorsunuz.
Belli bir şeyler söyleyecek, ne kadar alkış alacağını salon genişliğiyle çarpıp, yarın ki manşette ne kadar olacağına kadar hesap ettiği aklını, saçmalamadan nasıl cümle kurabilirim enerjisine harcasaydı;
Şimdiye kadar rol aldığı en komik sahnenin ödül akşamına denk geldiğini de görebilirdi.
Ne kadar kötülersen o kadar büyük ödül, ne kadar carlarsan o kadar büyük rol... Öyle söylemişler sanırım, zorladıkça kelime haznesinin dikişleri patladı. Bir iki tanesini anlama zahmetine katlanarak kurtardık."
"HANGİ BEDELİ ÖDÜYORSUNUZ?"
Oyuncuların görüşlerini açıklama özgürlüğüne saygı duyduğunun altını çizen Elönü söz konusu isimlere şöyle seslendi;
"İçinizden bir oyuncu ödül alırken " Ödülümü Diyarbakır Annelerine ithaf ediyorum" dese ne olur?
Kadın gücü, kadın mücadelesi deyip büyük salonları kadük gargaralara maruz bırakıyorsunuz anladık peki bu ülkenin annelerini, terör mağduru çocuklarını anmak sizi hangi bedeli ödemeye zorluyor!!! Anlatsanıza.
Öyle loli popu saçına yapışmış, aklı pijamalı, dili pazar poşeti gibi cadde boyu dökülen halde olmanızı istiyorlar değil mi?
"Teröre hayır" dediğinizde kimin siyasetçisi oluyorsunuz merak ediyorum.
Diyorsunuz ki, yaptığımız işi anlatmaya ortam müsait değil!
Yoo ortam çok müsait, ortam yapmadıklarınızı gözünüze sokmaya da çok müsait.
Oyun hamuru olmaya karşı durup sizi güden çobanlarınıza tek kelime laf etmemek, iki yüzünüzün pudrası."