Altun, başörtü saldırısını lanetledi, sessiz kalanlara tepki gösterdi
Araştırma görevlisi Neşe Nur Akkaya, başörtüsü nedeniyle Nişantaşı'nda Eray Çakın tarafından hakarete maruz kalmış ve darp edilmişti. Olayla ilgili sosyal medyada açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, saldırıyı lanetlerken, sessiz kalan insan hakları savunucuları ve kadın hakları aktivistlerine, "Nedir bu onaylayıcı sessizliğin sırrı?" diye seslendi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, araştırma görevlisi Neşe Nur Akkaya'nın başörtüsü nedeniyle Nişantaşı'nda Eray Çakın tarafından hakarete maruz kalıp darp edilmesine sert tepki gösterdi.
Bu barbarlığı kabul etmenin mümkün olmadığını belirten Altun, şiddete maruz kalan kişi için insan hakları savunucuları ve kadın hakları aktivistlerinin seslerini çıkarmamalarını eleştiren Fahrettin Altun, "Nedir bu onaylayıcı sessizliğin sırrı?" dedi ve ekledi: "Bu ülkeyi kalpleri nefretten kararmış olanlara bırakmayacağız. Huzur için, güven için, istikrar için, istikbalimiz için daha çok çalışacağız."
Bu barbarlığı telin ediyorum. Ülkemizde ne yazık ki yıllar yılı birileri topluma yersiz korkular zerkettiler.
— Fahrettin Altun (@fahrettinaltun) June 8, 2021
Kirli ve hastalıklı ruh hallerini ideoloji diye pazarladılar.
Dini değerleri benimseyen geniş toplum kesimlerini ötekileştirerek toplumsal huzuru bozdular.
Fahrettin Altun, Twitter hesabından yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:
"Kanada'da İslam karşıtlığı yüzünden Müslüman kardeşlerimizi hayattan koparan faşist saldırıya üzülürken, yanı başımızda Nişantaşı'ında aynı saiklerle başörtülü bir kardeşimize saldırılıyor.
Bu barbarlığı kabul etmemiz mümkün değildir. Irkçılık en büyük hastalıktır.
Bu barbarlığı telin ediyorum. Ülkemizde ne yazık ki yıllar yılı birileri topluma yersiz korkular zerkettiler. Kirli ve hastalıklı ruh hallerini ideoloji diye pazarladılar. Dini değerleri benimseyen geniş toplum kesimlerini ötekileştirerek toplumsal huzuru bozdular.
İşte onlar bugün Nişantaşı’nda yaşanan şiddetin ortağıdır. Bir de buradan şunu sormak istiyorum. Bu şiddete maruz kalan kişi başörtülü olduğu için mi bazı “insan hakları” savunucuları, “kadın hakları” aktivistleri seslerini çıkarmıyorlar? Nedir bu onaylayıcı sessizliğin sırrı?
İnsan, eşrefi mahlûkattır. Kişi kendisi için istediğini diğeri için istemedikçe gerçek huzur ve güven ortamının oluşması mümkün değildir. Bu ülkeyi kalpleri nefretten kararmış olanlara bırakmayacağız. Huzur için, güven için, istikrar için, istikbalimiz için daha çok çalışacağız.