18 Kasım Cuma Hutbesi diyanet! Diyanet Cuma Hutbesi'ni yayınladı mı?

Diyanet, her hafta Cuma Hutbesi'ni düzenli olarak yayınlıyor. Cuma Hutbesi'nde her hafta farklı dini konulara yer veriliyor. Bu çerçevede 18 Kasım Cuma Hutbesi araştırılıyor. Peki, 18 Kasım Cuma Hutbesi yayınlandı mı, hutbenin konusu ne? İşte, 18 Kasım Cuma Hutbesi ile ilgili detaylar...

Her hafta cuma günlerinde Cuma namazından önce caminin imamı tarafından cemaate dini konular hakkında bilgi verilen Cuma Hutbesi'nın bu haftaki konusu merak ediliyor. Peki, 18 Kasım Cuma Hutbesi yayınlandı mı? 18 Kasım Cuma Hutbesi'nin konusu ne olacak? İşte detaylar....

CUMA HUTBESİ NE ANLAMA GELİR?

Sözlükte “bir topluluk karşısında yapılan etkileyici konuşma” anlamına gelen hutbe, dinî literatürde başta cuma ve bayram namazları olmak üzere belirli ibadetlerin icrası esnasında irat edilen, genelde vaaz ve nasihati içeren konuşmayı ifade eder. Konuşmayı yapan kimseye de hatip (hatîb) denir.

HUTBENİN AMACI NEDİR?

Bilindiği gibi hutbe, Cuma namazından önce minberde hatip tarafından yapılan konuşmadır. Aynı zamanda Cuma namazının temel şartlarından birisi olan hutbenin asıl amacı insanları dini konularda bilgilendirmektir. Hutbe, tarihi süreçte hükümranlık alametlerinden birisi olarak da kabul edilmiştir.

18 KASIM CUMA HUTBESİ DİYANET

Diyanet, 18 Kasım Cuma Hutbesi'ni yayınladı. Cuma Hutbesi'nde bu hafta 'İman ve İstikamet' konusu işlenecek. Hutbede ibadette istikametin önemine değinilecek. Ayrıca, geçtiğimiz günlerde İstiklal Caddesi'nde yaşanan terör saldırısı üzerine de konuşulacak. İşte, 18 Kasım Cuma Hutbesi...

Muhterem Müslümanlar!

Ashab-ı kiramdan birisi, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e gelerek “Ya Resûlallah! Bana İslam hakkında öyle bir şey söyle ki bu konuda başka hiç kimseye soru sorma ihtiyacı hissetmeyeyim” dedi. Allah Resûlü (s.a.s) ona şöyle buyurdu: قُلْ آمَنْتُ بِاللّٰهِ ثُمَّ اسْتَقِمْ “Allah’a iman ettim de, sonra da istikamet üzere ol.”

Aziz Müminler!

Cenâb-ı Hak, yaratılmışların en şereflisi olan insanı yeryüzünde halife kılarak kendine muhatap kabul etmiştir. Huzurlu bir hayat için onu akıl ve irade gibi iki büyük nimetle süslemiş, peygamberler ve kitaplar göndererek de ona dosdoğru yolu göstermiştir. İşte bu yol, imanın rehberliğinde, ibadet ve ahlakın güzelliğinde, sınırları bizzat Yüce Allah tarafından çizilen ve istikamet üzere yürünen yoldur.

Kıymetli Müslümanlar!

İstikamet, imanı, ibadeti, ahlakı, sosyal ve ticari ilişkileri hâsılı hayatın her anını ve alanını kuşatan bir kavramdır. İmanda istikamet, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaktır. Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in son peygamber olduğuna, meleklere, peygamberlere, kitaplara, ahirete, kaza ve kadere gönülden inanmaktır.
İbadette istikamet, اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُۜ “Ey Rabbimiz! Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.” ayeti gereği yalnızca Allah’a kulluk etmektir. Bizi Rabbimizin rızasından alıkoyacak kötülüklerden uzak durmaktır. İbadetlerimizi, her türlü riya ve gösterişten arındırarak sadece Allah’ın rızasını talep etmektir.

Değerli Müminler!

Cenâb-ı Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Elif-lâm-mîm. İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece ‘İman ettik’ demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar? Andolsun, biz onlardan öncekileri de sınamıştık.

Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.”
Bu ayetler bize öğretmektedir ki iman kuru bir sözden ibaret değildir. Özümüzle sözümüzle, tüm benliğimizle istikamet üzere yaşama gayretidir.
İstikamet, imanla verdiğimiz söze sadık kalmaktır. Hayatımızı Cenâb-ı Hakkın emir ve yasaklarına göre tanzim etmektir. Sevgili Peygamberimizi gönülden sevmek, onun gibi dosdoğru, emin ve yüce bir ahlak üzere olmaktır.
İstikamet, imanın bize yüklediği sorumlulukların farkına varmaktır. İbadetleri aksatmamak, anne ve babalık, eş ve evlatlık, komşu ve akrabalık görevlerini yerine getirmektir.
İstikamet, Rabbimizin فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” emrine uygun bir ömür geçirmektir. Yalan ve hileye, aldatma ve haksızlığa asla tevessül etmemektir.
İstikamet, Allah’ın koyduğu helal ve haram ölçülerine titizlikle uymaktır. Edep ve iffeti, onur ve haysiyeti muhafaza etmektir. İstikamet, daima helal dairesinde yaşamaktır. İçki ve kumara bulaşmamak, faiz, kul ve kamu hakkı yememektir. Hâsılı istikamet, hesabı verilebilir bir hayat yaşamaktır. Ne bir kimseye zarar vermek, ne de kimseden zarar görmektir. Elinden ve dilinden emin olunan bir Müslüman olmaktır.
Ne mutlu, hayatını iman, ibadet ve ahlak ile süsleyenlere. Ne mutlu, ömrünü hayırlı işlerle bereketlendirenlere. Ne mutlu, Allah’ın rızası doğrultusunda yaşayıp istikametten ayrılmayanlara.

Aziz Müslümanlar!

Geçen hafta millet olarak terörün karanlık yüzüne bir kez daha şahit olduk. Şu husus unutulmamalıdır ki; vatanımıza, milletimize, değerlerimize saldıranlar dün olduğu gibi bugün de yarın da asla kirli emellerine ulaşamayacaktır. Terör örgütleri ve arkalarındaki şer odakları, birlik ve beraberliğimize, kardeşlik ve dayanışmamıza asla zarar veremeyecektir. Bu vesileyle İstanbul’da gerçekleştirilen bu menfur saldırıda vefat eden kardeşlerimize Yüce Rabbimizden rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum. Cenâb-ı Mevlâ, devletimizi ve milletimizi her türlü kötülükten, ihanet ve şerlerden muhafaza eylesin.

Artvin’de heyelan kabusu: "Deprem oluyor sandık taşlar eve doldu" MasterChef Türkiye'de muhteşem mücadele! 2. ceket kimin olacak? Gazze'de Kemal Advan Hastanesi İsrail saldırılarına direniyor
Sonraki Haber