Türkiye bugün belki yakın siyasi tarihinde, belki de cumhuriyet tarihinde 5 güne sığdırdığı, en uzun, en zorlu, belki de en başarılı maratonlarından birine imza attı.
Dünyanın en büyük iki devi ABD ve Rusya ile 5 gün içinde toplam 11 saatte bölgede dengeleri değiştirecek, kartların yeniden karılmasına neden olacak görüşme trafiğini netleştirdi.
Sonuç, hem Amerika ile hem de Rusya ile Suriye'nin kuzeyinde çok büyük ölçüde Türkiye'nin istediği şekilde bir tablo olarak karşımıza çıktı.
Barış Pınarı Harekatı kapsamında Türkiye'nin ABD Başkan Yardımcısı Pence liderliğindeki heyete Ankara'da imzalattırdığı mutabakat sonrası, bugün de Rusya ile PKK/PYD terör örgütünün kontrol altına alınması, istenen derinliğe yani 30 km. aşağıya çekilmesi konusunda mutabakata varıldı.
Şüphesiz her maddenin içinde yoruma açık ve istismara maruz kalabilecek başlıklar olsa da genel anlamda bu anlaşmaya "başarısız" demek vicdansızlık olur.
Şimdi Amerika ile kararlaştırılan 120 saatin ardından Ruslarla da 150 saatlik bekleme dönemine girildi.
Ruslar da bu süre içinde sıradışı bir gelişme olmazsa PYD/YPG üzerinde baskı kurarak tahliyeyi sağlayacak.
Amerikan tarafına gelince; resmi açıklamalara göre, terör örgütünün çekilmeyi tamamlandığı belirtiliyor ancak bu konuya Türk yetkililere sorduğumuzda, "Barış harekatını şu an beklemeye aldık ancak her an bir terör saldırısı durumu veya çekilme olmadığına dair kanıt bulunması halinde kaldığımız yerden devam ederiz. Sorun olmadığı sürece ise ABD'nin taahhütlerine güvenmek istiyoruz. Ancak ellerimiz tetikte." ifadeleri kullanıldı.