"2023'TE TÜRKİYE HAVACILIK SEKTÖRÜNDE YERLİ VE MİLLİLİK ORANINDA PATLAMA YAŞANACAK!"

SuperHaber programcısı - Güvenlik Uzmanı Mete Yarar ile “Memleket Aşkına”nın yeni bölümü SuperHaber YouTube kanalında yayında…

Usta isim SuperHaber programcısı - Güvenlik Uzmanı Mete Yarar “Memleket Aşkına” programının yeni bölümünde, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Türkiye ile ilişkilerini normalleştirilme sinyalleri, Türk havacılığının gurur verici başarıları ve yeni nesil yerli silahı AKINCI TİHA'yı konuştu.

"BAE'NİN BİZE YAKLAŞMASININ AFGANİSTAN İLE HİÇBİR ALAKASI YOK. BAE ŞUAN SIKIŞTI, ARABİSTAN İLE BİRBİRİNE GİRMİŞ DURUMDA"

Mete Yarar, "BAE, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerle son dönemde yapılan konuşmalar, diyaloglar neye işaret ediyor? Türkiye çizgi mi değiştiriyor? Yoksa ülkeler Türkiye'nin çizgisine mi geliyor? tartışması çok gündemde. Bu konuda net bir tavrım var. Türkiye'nin Atlantik İttifakı NATO ve İkinci Dünya Savaşı'nın yeniden yapılandığı yere girdiğinden beri birçok sorunu yaşadı. Darbeler, demokrasiye müdahaleler, bazı süreçlerin içerisinde ABD'nin etkisini biliyoruz. Türkiye'nin de onlara bakışı ortada. En endişe veren ülke ABD. Ancak ABD ile ilişkilerimizi kesmiyoruz. Bu kadar net bir durum varken ilişkilerimizi kesmiyorsak diplomatik anlamda hiçbir ülke ile ilişkimizi kesmememiz gerekiyor. Güçten kaynaklanan bir kabulleniş değil, diplomasinin gerektirdiği bir süreçtir. Öyle olmuş olsaydı ABD ile Rusya'nın hiç konuşmamsı gerekirdi. Çünkü ABD anormal bir ambargoyla Rusya'yı köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Hem diplomatik hem de teknolojik anlamda. Hatta sattığı doğalgaza ve petrole kadar ambargo uygulamaya çalışan bir ABD var, ancak ilişkiyi kesmiyorlar. BAE, İsrail, Mısır ve Suriye ile ilgili birçok rezervlerin olmasına rağmen konuşulması gerektiğini ve politikanız neyse uygulanması gerektiğine inanıyorum. Tepkinizi verin ama bu tepkilerinin ilk önceliğini diplomatik ilişkilerin kesilmesi yöntemiyle olmamalı. Sırtınızı dayarsanız endişe ederim. Ya da onların belirlediği politikalarla ilerlerseniz sorunların birçoğunun ortağı olabilirsiniz. En önemli örneği, Suriye'de BAE'nin önceki ve şimdiki politikaları. Libya, Mısır ve hatta Afganistan'da da karşı karşıya gelebiliriz. Bu kavga edeceğimiz anlamına gelmiyor. Diplomasinin içinde müzakere ve diyalog hep açılmalı. BAE'nin bize yaklaşmasının sebebinin Afganistan ile hiçbir alakası yok. BAE şu an sıkışmış durumda, Suudi Arabistan ile birbirine girmiş durumdalar. Suudi Arabistan birlikte yaptığı bütün projelerden çekildi. İki ülke arasındaki uçuşlar yasaklanmış durumda. Bu dönemde BAE'nin bölgenin kendi komşuları içindeki en büyük ülkesi Suudi Arabistan'da, hem de Orta Doğu coğrafyasının en büyük askeri ve istihbarat gücünün karşısında çift taraflı bir kavgaya girişmesi mümkün değil. Mısır'ın kendi iç sorunları nedeniyle başka bir ülkeyi kurtarması olamaz. Komşu ülkeleriyle sıkıntıları var, ekonomik sorunları var. Suudi Arabistan da Mısır'ı fonlayan ülkelerden biri. Suudi Arabistan'ı karşısına alarak Mısır BAE'nin arkasında durmaz. İsrail de asla bir kavganın içinde yer almaz. Bu nedenle BAE düşman saydığı ülkelerin sayısını azaltmaya çalışıyor. Başka bir neden daha var, Türkiye'nin coğrafya üzerinde oyun kurma yeteneğinin fark edildiği andan itibaren bundan sonra yaşanacak süreçlerde büyük bir zarar almak istemiyorlar. En önemlilerinden biri, sınırsız kaynak aktarmış olması, Yemen'de başarısız olması, sınırsız kaynak aktarmış olmasına rağmen Libya'da başarısız olması bunun en önemli örneklerinden biri. Tunus'ta başarılı olup olmadığı da daha belli değil, hükümet kurulmadı.


"ERMENİSTAN İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ İLİŞKİLER ARTIK DÜZELEBİLİR"

Bizim önceden bir şartımız vardı, Türkiye'nin olmazsa olmazlarından biri Azerbaycan-Ermenistan sorunu çözülmeli ve Türkiye ile Ermenistan arasını düzeltmeli. İşgal sonlandırıldı. Ermenistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler artık düzelebilir. En azından konuşmaya başlanabilir. Paşinyan'ın Türkiye mesajları da bunun bir işareti. Pozisyonu belirlerken dostlar yerine çıkar üzerine belirlendiği için dış politika belirlenir. Bizim Azerbaycan ile ilişkimizi açıklamaz, bizimki soydaşlık ve kardeşlikten başka bir şey. İki millet değiliz, tek milletiz. Türkiye-Ermenistan ilişkilerini açmak zorundayız. Türkiye-Ermenistan ilişkisi iki yolu açabilir. Ermenistan düşmanlığından vazgeçmeyecektir. Bu ilişkilerin kurulması da Ermenistan'ı bir anda uçurmayacaktır. Ermenistan'ın kaynak yoksunluğunda yurt dışından istediğiniz kadar getirin orayı uçuramaz. Bu coğrafya öyle değil. Karabağ zaten onlar için çok önemliydi, altın ve uranyum madenleri ve diğer kaliteli madenler konusunda orayı o yüzden istiyorlardı. Türkiye ile ilişkilerin düzeltilmesi, iki ülke arasındaki geçişlerin sağlanması, anlaşmanın bir maddesi olan Nahçıvan'dan Azerbaycan'a koridorun açılması sürecinde arabulucu olmak ve işi düzgün bir noktaya getirmek. Gürcistan, Ermenistan, İran, Azerbaycan, Türkiye ve Rusya'nın iş birliği ile doğu kesiminde aynı Atatürk döneminde olduğu gibi Balkan Sadabat gibi anlaşmalarla sınırların güvence altına alınması süreçleri yaratılabilir. Askeri zaferlerin taçlandırılması masada olur. Masa bu işin belirleyici kısmıdır. Karabağ kurtarıldı, artık askeri anlamda kazanılacak bir durum yok bunun işi müzakeredir. Libya, Suriye'de de aynı şekilde. İstihbarat başarılarının arkasından mutlaka diplomasi gelmelidir.


"TİHA'NIN 2023'TE UÇACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM, BUGÜNE KADAR GÖSTERDİKLERİ BAŞARI BUNUN İŞARETİ"

TİHA'da 4-5 senelik büyük bir emeğin katkısı var. TB2'den elde edilen uçuş kontrol sistemleri, yazılımlar ve diğerleri geliştirilerek üretim tesisleri yaratıldı. TB2'den elde edilen tecrübe AKINCI'ya aktarıldı. TB2'den elde edilen kazanım insansız savaş uçağına aktarılacak. Buradaki en önemlisi motor, motor ile uçağın aerodinamik yapısı ve uçuş testleri. TİHA'nın 2023'te uçacağını düşünüyorum. Bugüne kadar gösterdikleri başarı bunun işareti. Motor konusunda Ukrayna ile anlaşma imzalandığı için tedarik süreci ABD ile olduğu gibi uzun değil. Sıkıntı olacağını düşünmüyorum. 2023'e Türkiye havacılığı için yüzde 75 arasında sıkışmış olan yerli ve millilik oranında patlamanın yaşanacağını, yüzde 80'lerin üzerine çıkacağını göreceğiz. Gökbey, Atak 2, Hürjet, Milli Muharip Uçak ve insansız savaş uçağı... Bunların her birinin tarihi 2022-2023 arasında. 2022-2023 yıllarında Türk havacılık tarihinde hedefler gökyüzüne kavuşacak. Bizim CAATSA yaptırımlarından etkilenecek bir ürünümüz yok. SİHA'lar konusunda dışa bağımlı değiliz. Kendi ürünlerimizde yerlileri kullanıyorum ya da yabancı ülkelerden CAATSA'ya girmemiş bize avantaj sağlayan bir ürün varsa kullanabiliyoruz. Türkiye'nin üretim aşamasında da sıkıntı yaşadığı bir ürün yok. 28 değil, bütün senato üyeleri karar verse Türkiye'ye yapacakları bir şey yok. Artık eski Türkiye değiliz. 2025'e geldiğimizde Türkiye'de üretilmeyen bir şey kalmayacak." sözlerini kullandı.

Mete Yarar ve Nedim Şener ile “Memleket Aşkına”nın tamamını SuperHaber YouTube kanalında izleyebilirsiniz...

YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Eğitim-öğretim meselesi siyaset üstüdür! Görevden alınan DEM'li eş başkandan skandal çağrı! Rus stratejist, Türkiye’yle ilgili öyle bir tanım yaptı ki! CHP'li Meclis üyesinden gazeteciye tekme tokat dayak! Kerkük'te PKK'dan taşıma nüfus oyunu! F-35 programından çıkarılmamız şans mı?