IRAK Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY)’nin 25 Eylül'de gerçekleştirmeye hazırlandığı bağımsızlık referandumu için artık son bir aya giriliyor.
Mesut Barzani yönetimi, başta Ankara ve Bağdat hükümetinin uyarılarına rağmen her fırsatta bu referandumun yapılacağına dair söylemlerini sürdürüyor.
Son olarak referandumda kullanılacak oy pusulalarının bile basıldığı haberleri çıktı.
Bu nedenle Türkiye'de yavaş yavaş sesini yükseltmeye başladı. Ankara ve Bağdat'a ek olarak ABD de bugüne dek referandumun ertelenmesi konusunda telkinde bulunsa da IKYB, Washington'dan çok güçlü bir telkin hissetmediği için bu konuda geri adım atmayacak gibi görünüyor.
Bazı uzmanlara göre, erteleme seçeneği de, Barzani yönetimine iptal ettirip küçük düşürmek yerine onurlu bir geri çekiliş fırsatı olarak sunuluyor. Bunun farkında olan IKYB de bu telkinlere kulak asmıyor.
Hatta bu kez Barzani'nin kararından vazgeçmediği ve ısrarını arttırdığı durum geçmiş süreçlerden farklı işliyor. Çünkü bu mesele sadece referandumla sınırlı kalmayacak.
Referandumu ertelemesi halinde Gorran ve KYB gibi iki güçlü rakibine karşı ciddi zemin kaybedecek Barzani'nin KDP'si bu kez kendine çıkış yolu bırakmamaya çalışıyor.
Bölgesine bu kimliği kazandırarak kendine kurucu yapı ünvanı kazandırma planları yapıyor. Ama bu onun hesapları... Çünkü; Sadece Türkiye ve Bağdat'la da sınırlı bir baskı süreci başlamayacak.
Bölgede İran dahil herkesin ayrı planları var. Görünen, görünmeyen aktörler ile petrol gibi enerji kaynakları ve stratejik hesaplar var. Yani iş Barzani'nin heyecanı ile bitmiyor.
Çünkü; Bu sürecin ardından iddialara göre, en geç 2018'de Irak seçimleri sonrasında bağımsızlığın resmen ilanı gündeme gelecek. Ve asıl sıkıntıyı bu ortaya çıkaracak.
İşte bu noktada da Ankara'nın aşılamaz kırmızı çizgileri meselesi gündeme gelecek. Herkes eteğindeki taşları dökecek. Kuzey Irak'taki Türkmen kardeşlerimiz için de ayrı bir sıkıntılı süreç söz konusu olacak ve Ankara buna seyirci kalmayacak.
Öte yandan, meseleyi ayrıca sadece Kuzey Irak ile ilgili de görmemek lazım. Suriye'de PYD'nin özerklik hayalleri de hesaba katıldığında Irak Suriye ekseninde birleşen bir fay Kürdistan devletine doğru nasıl yürünebildiğinin sinyalleri olarak da görülüyor Ankara'da.
İlginç bir trafik var. Son olarak, Amerikan Savunma Bakanı James Mattis dün Bağdat ve Erbil'in ardından Ankara'ya geldi. Kendisine de açıkça referandumun Irak toprak bütünlüğü çerçevesinde kabul edilemez olduğu söylendi. Dün Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu da Kuzey Irak'ta Barzani yönetimine benzer kararlılığı seslendirdi. Ancak tüm bunlara rağmen Barzani dün açıklamalarında geri adım atılmayacağına dair mesajlarını sürdürdü.
Peki şimdi ne olacak? Söyleyelim. Ankara'da bu konuda referandumun ertelenmesi merkezli bayram sonrasından itibaren diplomatik bir sıcak takip başlatılacak.
Bu çerçevede, Barzani üzerinde artan bir 'tam saha press' kendini hissetirecek.
Washington, Bağdat ile başta olmak üzere birlikte hareket edilmesi amacı ile bir oyun planı hazırlanıyor.
Ayrıca BM nezdinde de Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması merkezli bir çıkış yapılacak.
Bir diplomatımız bugün aynen şu cümleleri söyledi: "Yıllarca yakın mesaide bulunduk. Barzani akıllı adamdır. Kuzey Irak'ın Türkiye ile nefes alacağını, Türkiye gibi bir ağabey ile gerginlik yaşamanın kendilerine bir fayda getirmeyeceğini en iyi o bilir."
25 Eylül'e dek oldukça ilginç gelişmeler bizi bekliyor.
Siz sevgili okurlarımızla önümüzdeki haftalarda bir numaralı gündem olacak bu konuyu şimdiden paylaşalım dedik.
En güzel günler ülkemizin olsun... Yeter ki milli konularda birlik olmayı becerelim...