57 kişinin öldüğü sır kazayla ilgili şok iddialar!
Isparta'da düşen ve Türkiye için çok kritik olan toryum enerjisi konusundaki tek bilgiye sahip isim olan Prof. Dr. Engin Arık ile bir grup bilim insanının aralarında olduğu 57 kişinin öldüğü kazaya ilişkin korkunç detaylar çıkıyor. Engin Arık'ın eşi Prof. Dr. Metin Arık “Ortalıkta istediğiniz zaman düşmeye hazır, sorunlu bir uçak olduğunu düşünün. Bu uçağın nasıl uçurulduğu, nasıl izin verildiği anlaşılır gibi değil. Kazadan sonra düşen uçağın paravan şirkete satıldığı ortaya çıktı” dedi
İstanbul-Isparta seferini yaparken 30 Kasım 2007, saat 01.36’da düşen yolcu uçağında yaşamını yitiren Prof. Dr. Engin Arık’ın, eşi Prof.Dr. Metin Arık, Milliyet'in yazı dizisinin ikinci gününde kazaya ilişkin diğer şüphelerini anlatırken, bir takım iddiaları yeniden kamuoyunun gündemine getirdi.
Düşen uçağın özgeçmişinin çok karanlık olduğunu öne süren Prof. Dr. Arık, “İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Isparta’ya 29 Kasım 2007 günü saat 23.20’de havalanması gereken uçak, Priştine seferinden geç dönmesi nedeniyle 30 Kasım’da saat 00.51’de kalkış yapıyor. Uçak saat 01.36’da inişe geçtiği sırada düşüyor. Dönemin Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru, mahkemede bir miktar ceza aldı ancak faciadan sorumlu olduğu öne sürülen hiç kimse bir gün bile hapis yatmadı” diye konuştu.
PARAVAN ŞİRKET
Prof. Dr. Metin Arık, diğer iddialarını şöyle sıraladı:
“İşin asıl ilginç yanı World Focus Havayolları’nın ortağı olan kişinin oğlunun kazadan bir ay önce 50 bin Sterlin sermayeli bir paravan şirket kurması. Düşen uçağın bu paravan şirketin üzerine geçirildiği iddialar arasında ancak mahkemede bu konu hiç araştırılmadı. 50 bin Sterlin sermayeli bir şirket, milyon dolarlık uçağı nasıl bünyesine katabilir? İngiliz polisi neden bu konunun üzerine gitmedi?
Ortalıkta istediğiniz zaman düşmeye hazır, birçok aleti çalışmayan, sorunlu bir uçak olduğunu düşünün. Bu uçağın nasıl uçurduğu, nasıl izin verildiği anlaşılır gibi değil. Avukatlarımız kazadan sonra World Focus’un kapısını çaldığında, düşen uçağın paravan dediğim şirkete satıldığını öğreniyorlar. McDonald şirketi, birçok kazaya karışan DC ve Douglas MD-83 modeli uçakları uçurduğundan iflas etti. McDonald çok kaza yapan DC serisi uçakları da üretiyordu. Boing, McDonald’ı satın alınca sorumluluğu da almış oldu. Boing firması, bu uçakları sonrasında İrlanda merkezli uluslararası havacılık şirketine satmış. Bu firma da World Focus’a satış gerçekleştiriyor. Aslında bu zincirde her firma sorumlu.”
TAZMİNAT NERDE?
Yakınlarını kaybedenlerin tazminatlarını Londra merkezli Lloyds of London sigorta şirketinin ödediğine dikkat çeken Arık, “World Focus ve 50 bin sterlin sermayesi ola paravan şirketler iflas edip battı. Öyleyse milyon dolarlık sigorta tazminatı kime kaldı ve bu paralar nereye gitti? Tüm bu soruların cevabını kamuoyunun takdirine bırakıyorum” ifadelerini kullandı.
KİM NE KADAR CEZA ALMIŞTI?
Yavuz Çizmeci: Kazanın olduğu dönemden kısa bir süre önce World Focus’un hisselerini almıştı. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstleniyordu. Mahkeme tarafından ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme’ suçundan 14 yıl ceza aldı. Ceza 11 yıl 8 aya indirildi.
Ali Arıduru: Dönemin Sivil Havacılık Genel Müdürüydü. ‘Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme’dan beraat etti. ‘Görevi kötüye kullanma’dan 2 yıl ceza verildi. Ceza, 1 yıl 8 aya indirildi.
Oktay Erdağı: O dönem Sivil Havacılık Genel Müdür Yardımcısıydı. Kazadan kısa süre sonra Yavuz Çizmeci’nin şirketine girmesi dikkat çekti. ‘Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme’ suçundan beraat etti. Ancak, ‘görevi kötüye kullanma’dan 2 yıl hapis cezası aldı. Sanığın cezası 1 yıl 8 aya indirildi.
Aydın Kızıltan: Kazanın olduğu tarihte World Focus Havayolları’nın Genel Müdürüydü. ‘Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme’ suçundan 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ceza 11 yıl 8 aya indirildi.
Recep Değirmencioğlu ve Vedat Örs: O dönem World Focus’ta pilot olarak görev yapıyorlardı. ‘Yalancı tanıklık’ suçundan 3’er yıl hapis cezasına çarptırıldılar. İki sanığın cezası 2’şer yıl 6’şar aya düşürüldü.
Düşen uçak davasında yerel mahkeme 2015’te cezaları verdi. Ancak Yargıtay 12 Ceza Dairesi bu cezaların bir kısmını onadı, bir kısmını bozdu. İtiraz üzerine dosya Yargıtay ceza genel kuruluna gitti. Burada Yavuz Çizmeci. Aydın Kızıltan, İsmail Taşdelen, Fikri Zafer Dinçer’in cezaları onandı. Ancak şimdiye kadar yargılama sürdüğü için kimse hapse girmedi. Avukat Şehnaz Yüzer yerel mahkemenin Yargıtay’ın son kararını uygulaması gerektiğini söyledi.
SON KONUŞMA
Uçak mürettebatı ve kule ekibi arasında yapılan son konuşmanın saat 01.18 ile 01.36’da gerçekleştiği iddia ediliyor:
Kaptan Pilot: Isparta Kule, iyi geceler.
Isparta Kule: İyi geceler, devam edin.
Kaptan Pilot: KK 4203, Isparta VOR üzeri(Pilot, uçağı VOR olarak adlandırılan, Isparta Süleyman Demirel Havalimanı’ndaki sinyal vericinin üzerine geldiğini bildiriyor. Bir sonraki noktası olan pisti karşılama pozisyonu olarak adlandırılan ‘in-bound’ noktasını rapor etmek üzere hareket ediyor.)
Isparta Kule: Anlaşıldı. In-bound oluş ikaz.
Kaptan Pilot: Isparta kule, in-bound olduk.
Isparta Kule: Anlaşıldı. Yaklaşmaya devam edin.
‘O CİHAZI KİM TAKTI?’
Düşen uçakta hayatını kaybedenlerden biri de Boğaz Prof. Dr. Engin Arık’ın öğrencisi ve araştırma görevlisi Özgen Berkol Doğan’dı. Henüz 27 yaşında yaşama gözlerini yuman Doğan, deneysel yüksek parçacık fiziği üzerinde uzmanlaşmıştı. CERN’deki deneylere katılan Doğan, tıpkı hocası Arık gibi toryum ve nükleer reaktör araştırmalar yürütüyordu.
Doğan’ın kalp cerrahı olan babası Prof. Dr. Nevzat Doğan, facianın sabotajdan kaynaklandığı görüşünde; “Ortada dolaşan birçok senaryo ve iddia var. Hepimizin içinde şüphe ve acı var. Kazadan kısa süre sonra bir ihbar mektubu almıştık. Uçağın sigortadan para almak için kasten düşürüldüğü veya düşeceğinin bilindiği halde bu duruma göz yumulduğu öne sürüldü. World Focus’un sahiplerinin daha önce de gemi batırdıkları ve sigortadan para aldıkları bu ihbar mektubunda kaleme alındı. Ancak bunlar dedikodu. Doğruluğu kanıtlanmış görüşler değil.”
‘ARAŞTIRILMADI'
Prof. Dr. Doğan iddialarını şöyle sürdürdü: “İşin enteresan ve gözden kaçan kısmı World Focus ortağı Yavuz Çizmeci’nin oğlunun kazadan bir ay önce kuruduğu şirket. O dönem kazanın pilotaj hatasından kaynaklandığı öne sürülüp, dosyanın apar topar kapatılmak istendiğini biliyoruz. World Focus’un genel müdürü sonradan Afrika’da özel havayolu açıp yönetmeye başladı. Pilotun arızaları bildikleri halde içeride maaşları olduğundan uçmak zorunda olduklarını eşine söylediği iddialar arasında. Havacılık camiası World Focus’un uçaklarının bakımının yapılmadığını biliyordu. Bir de ‘Gelişmiş Yere Yakınlık Alarm Cihazı (EGPWS), Eritre deki başka bir uçakta arıza gösterince, İstanbul’da getirilip düşen uçağa takılıyor. Cihazı söken, kargodan alan belli.Uçağa cihazı takanın kim olduğunu mahkeme araştırmadı.”