Türkiye öyle proje partiler veya ittifaklarla yönetilemeyecek kadar büyük bir ülke.
Hele ki 15 Temmuz saldırısını püskürtüp devlet içindeki dış unsurları temizledikten sonra bu daha da zorlaştı.
Türkiye’yi yönetmek istiyorsanız, ilkelere, programa ve bunları hayata geçirebilmek için en önemlisi olan şeye, yani bir davaya, inanca sahip olmalısınız.
Çünkü Türk Milleti ne olursa olsun bu gerçeğe göre tercihini yapıyor, destek veriyor. Her sözü geçtiğinde Türk Milleti’nin önüne Büyük sıfatını eklememizin nedeni bu. Sadece büyük ve lider milletlere has özelliklere sahip bir millet Türk Milleti. Büyük lider Atatürk’ün “Muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur” sözü boşuna söylenmiş bir söz değil…
Çok partili hayata geçtikten sonra siyasete çeşitli müdahaleler ve bu müdahalelerin küçük-büyük tahribatları olsa da eninde sonunda milletin tercihi her zaman müdahalecilerin istediğinin aksi istikametinde oldu.
6+1 Masası’nın dağılması da bu gerçeği bir kez daha yüze çarptı. İlkesiz, programsız ve her şeyden önemlisi bir davadan, inançtan yoksun buluşan bu partiler, çatışa çatışa bugüne geldiler ama eninde sonunda arabayı uçuruma yuvarladılar.
En başından söylediğimiz gibi…
İlkesizlik, sadece proje birlikteliğinin geleceği sonuç buydu.
İP masadan kalktı. “Diğer 5 parti devam ediyor” diyebilirsiniz. Birincisi bu masa için artık hiçbir şey 1 Mart 2023 gibi olmayacak. İkincisi yine 6 parti var. Her zaman +1 olarak tanımladığımız HDP’yi de eklemelisiniz.
Elbette bu durumdan ülkemizi düşünen tüm siyasetler, siyasetçiler için sonuçlar ve bu sonuçlarla bağlantılı dersler çıkarmak gerekiyor.
Hepsi birbiriyle bağlantılı bu sonuçları madde madde anlatalım:
1- Cumhur İttifakı’nı, Recep Tayyip Erdoğan’ı yenmek dışında seçmenine bir şey sunamayan hiçbir muhalefet partisi veya ittifak başarılı olamaz.
2- Makam, mansıp üzerine değil, bir felsefe, gelecek tasarımı (Türkiye Yüzyılı, 2023-2053-2071 hedefleri) oluşturmak üzerine kurulan Cumhur İttifakının karşısına, sürekli olarak pazarlıklarla gündeme gelen bir ittifak olarak çıkamazsınız. Çıkarsanız, bir yerde duvara toslarsınız.
3- Dış destekle başarılı olamazsınız. Türk milleti artık o günleri geride bıraktı.
4- Hem Recep Tayyip Erdoğan hem de Devlet Bahçeli tabanları tarafından sevilen ve desteklenen liderler. Onların karşısına “Biz tabanımızı tıpış tıpış istemediği politikalara yönlendiririz” mantığıyla çıkamazsınız.
5- Bir önceki maddeyle bağlantılı olarak, Pazar günü Murat Gezici’nin CNN Türk’te söylediği gibi Hükümetin uyguladığı, dış politika, güvenlik ve savunma atılımları muhalefet tabanında bile olumlu karşılık buluyor. Siz dışarıya angaje olarak kendi tabanınızı da karşınıza alacak söylemlere girerseniz kaybedersiniz. Muhalefet tabanının ağırlıklı kesimini oluşturan Atatürkçü, Milliyetçi, Kemalist, Ulusalcı kesim 6+1 masasının politikalarına onay vermiyordu. Sadece Erdoğan karşıtlığına odaklanmıştı veya odaklandırılmıştı.
***
KAPATILMAYAN HDP MASAYA KATILIR, MASA YİNE 6 OLUR
İP’in ayrılmasından sonra masanın +1’i doğrudan masaya yönelir. KCK/PKK terör örgütünün siyasi ayağı olan HDP ve onun yandaş sol partileri, kesimleri tarafından yapılan açıklamalar bunu gösteriyor.
Bu konuda sahada da önemli çalışmalar yapan bir güvenlik uzmanı, yaptığımız sohbette “Ülkemizde: FETÖ, PKK, Radikal Sol, LGBT, Lümpen Liberaller, Azınlıklar, Anarşistlerden oluşan birbirine benzemez suni bir blok oluşturulmuş, bu bloğa salt Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı söylemiyle seçimi kazanacağı inandırılmış” demekte.
CHP yönetiminin de Atatürk ve Cumhuriyetle hesaplaşma, Türk milletinin düşmanlarıyla helalleşme politikaları da bu duruma uygun.
Özetle, HDP masaya oturur, KCK/PKK terör örgütünün talepleri artık masanın da talepleri haline gelir.
Varın gerisini siz düşünün.