6'lı masa ortakları Kılıçdaroğlu'nun yaptığı yürüyüşe neden katılmadı?

Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in kızını 6 yaşındayken müridiyle evlendirmesi sonrası tüm Türkiye ayağa kalktı. Konuyla ilgili birçok siyasi isimden tepki geldi. Kemal Kılıçdaroğlu, partisini olağanüstü toplayarak Adalet Bakanlığı'nın önüne yürüdü ve cinsel istismarla ilgili açıklamalar yaptı. Akşam Gazetesi yazarı Turgay Güler, 'İstismarın istismarı' başlıklı yazısında 6'lı masa ortaklarının olağanüstü toplantıya çağrılmadığına dikkat çekerek, ''Bu yürüyüşte niçin ortaklarınız yanınızda değil?'' ifadelerini kullandı.

İşte yazarın dikkat çeken o yazısı...

Kemal Bey partisinin tüm milletvekillerini olağanüstü toplantıya çağırdı. Tam kadro, eksiksiz, mazeretsiz...

Dün sabah erkenden bir araya geldiler. 'Olağanüstü' dedikleri o toplantı sadece on dakika sürdü. On dakikalık olağanüstü bir toplantı.

Sonrasında Kemal Bey kameralar karşısına geçti.

'İstismar' hadisesiyle ilgili tepkisini dile getirdi. Anlaşıldı ki olağanüstü dediği o toplantının gündemi bu konuydu.

Bağırdı çağırdı, esti gürledi...

Bir ara ağlamayı, gözlerinden yaş dökmeyi denedi. Hatta fark edilsin diye de gözlüğünü çıkardı. Çok olmasa da bir miktar gözleri nemlendi!

Sakın ha! Kimsecikler meseleyi başka bir tarafa çekmeye yeltenmesin. Bu iddialar karşısında vicdan sahibi her insan gözyaşı döker. Dökmese sorun vardır. Müsaadenizle ben size Kemal Bey'in nasıl bir samimiyetsizlik abidesi olduğunu izah edeceğim. İspat da edeceğim. Bu arada Kemal Bey bu açıklamasının ardından Adalet Bakanlığı'na yürüdü!

Neyse biz dönelim konumuza.

CHP'den milletvekili seçilen daha sonra da TİP'e katılan Sera Kadıgil'in Meclis kürsüsünden hem de bir CHP milletvekili olarak ettiği lafları hatırlayanınız var mı?

Konu CHP içinde yaşanan taciz, tecavüz olaylarıydı. Mağdurların sesini bir türlü duyuramadığı, tehdit edildiği, işinden kovulduğu olaylar... Tecavüzcülerin ise CHP'li belediyelerde işe alınarak ödüllendirildiği olaylar!

CHP eski milletvekili Barış Yarkadaş o mağdurların sesi olmuştu da partisinden linç yemişti. Hatırlayın hatırlayın; Canan Kaftancıoğlu'nun bir kadın olarak o mağdurlara nasıl sırt çevirdiğini de anlatmıştı Barış Yarkadaş!

Hatırlamayan açsın izlesin lütfen.

Şöyle diyordu Sera Kadıgil meclis kürsüsünden:

'Bakın şimdi CHP'nin içinde taciz ve tecavüz vakaları oldu mu? Oldu. Tabii ki olacak. Toplumsal cinsiyet eşitliğine sahip olmayan bir ülkede yaşıyoruz ve 18 yıldır sizin iktidarınızda yaşıyoruz'.

Kadıgil hem de genel başkanının karşısında pişkince CHP içindeki taciz tecavüz olaylarını kabul ediyor, yetinmeyip bir de 'tabii ki olacak' diyordu.

Son cilayı da bu işten Ak Parti iktidarını sorumlu tutarak atıyordu.

Pişkinliğin de böylesi denilse kifayet etmez değil mi?

CHP medyası, yazarı, çizeri, gazetecisi, bilmem nesi... Hiçbiri ama hiçbiri CHP içindeki tecavüz mağdurlarını gündeme getirmedi.

Kemal Bey partisini olağanüstü toplantıya çağırmadı. O mağdurlar için gözyaşı dökmeyi bir tarafa bırakın bunu denemedi bile!

Adalet Bakanlığı'na yürümedi.

Şimdi diyeceksiniz ki nasıl yürüsün failleri CHP'li?

Yo!!!

Sera Kadıgil'in pişkinliğinin arkasına saklanıp yürüyebilirdi. 'CHP içinde yaşanan taciz tecavüz işlerinden AK Parti sorumludur' diyebilirdi!

O bile olurdu!

Sustu! Bağırıp çağırmadı. Esip gürlemedi. Sustu!

Samimi değilsiniz Kemal Bey! Bir çocuğun istismar edilmesi olayının üzerine siz de siyasi istismar inşa ediyorsunuz!

Böylesi önemli bir hadise karşısında 6'lı masayı niçin olağanüstü toplantıya çağırmıyorsunuz?

Bu yürüyüşte niçin ortaklarınız yanınızda değil?

Bu iğrenç hadise bahane edilerek; dine, dindara, Allah'a, peygambere, kitaba sövülüyor duymuyor musunuz?

Kemal Bey'in ortakları!

Siz duymuyor musunuz?