8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tarihçesi: Acıdan doğan bir mücadele! İşte tarihe yön veren kadınlar

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bir zamanlar işçi kadınların hak arayışının çığlığıyken, bugün tüm dünyada cinsiyet eşitliği ve kadın hakları mücadelesinin sembolü haline geldi. Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası bir gün olarak tanınan bu özel tarih, güçlü kadınların mirasını onurlandırıyor. Peki, Dünya Kadınlar Günü nasıl doğdu? Neden 8 Mart’ta kutlanıyor? İşte bilime, sanata ve siyasete yön veren kadın kahramanların ilham dolu hikayeleriyle bu günün anlamı…

Dünya Kadınlar Günü’nün kökeni, 8 Mart 1857’de ABD’de yaşanan trajik bir olaya uzanıyor. Daha iyi çalışma koşulları için greve giden 40 bin kadın işçi, polisin sert müdahalesiyle karşılaştı. Tekstil fabrikasına kilitlenen işçilerden 120’den fazlası, çıkan yangında hayatını kaybetti. Bu olay, kadın hakları mücadelesinin fitilini ateşledi.

Aradan yarım yüzyıl geçtikten sonra, 8 Mart 1908’de New York’ta binlerce kadın işçi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve oy hakkı talebiyle sokaklara döküldü. Bu hareket, 1910’da dönüm noktasına ulaştı. Alman kadın hakları savunucuları Clara Zetkin ve Kate Duncker, Kopenhag’daki Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, 1857’deki yangında ölen kadınları anmak için 8 Mart’ın “Kadınlar Günü” olarak kutlanmasını önerdi. Öneri oybirliğiyle kabul edildi.

İlk kutlamalar, 19 Mart 1911’de Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de gerçekleşti. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaygınlaşan bu gün, 1977’de Birleşmiş Milletler tarafından resmiyet kazandı ve bazı ülkelerde resmi tatil ilan edildi.

Türkiye’de 8 Mart: Emek ve Mücadele Günü

Türkiye’de Dünya Kadınlar Günü, ilk kez 1921’de “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlandı. 1975’te ise sokaklara taşarak daha geniş kitlelere ulaştı. Aynı yıl düzenlenen “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi, Birleşmiş Milletler’in “Kadınlar On Yılı” programından ilham aldı. Ancak 1980 Askeri Darbesi, kutlamalara dört yıl ara verse de, 1984’ten itibaren kadın örgütleri bu geleneği yeniden canlandırdı. Bugün Türkiye’de 8 Mart, hem bir anma hem de bir farkındalık günü olarak anlamını koruyor.

Tarihe Damga Vuran Kadınlar

Dünya Kadınlar Günü, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda tarihin akışını değiştiren kadınların mirasını hatırlama fırsatı. İşte o kahramanlardan bazıları:

Kraliçe Cleopatra: Mısır’ın son Hellenistik kraliçesi, zekası ve siyasi yetkinliğiyle Roma’ya kafa tuttu. Güzelliği kadar liderliğiyle de tarihe geçti.

Joan of Arc: Orta Çağ’da Fransız ordusunu yüreklendiren bu genç kadın, 19 yaşında idam edilse de cesaretiyle bir milleti ateşledi ve azize ilan edildi.

Marie Curie: Radyoaktivite üzerine çalışmalarıyla iki Nobel Ödülü kazanan ilk kişi oldu. Bilim dünyasına bıraktığı iz, bugün bile ilham veriyor.

Frida Kahlo: Acılarını sanata dönüştüren Meksikalı ressam, hem eserleri hem de kadın hakları duruşuyla ikon haline geldi.

Rosa Parks: 1955’te otobüste yerini vermeyi reddederek sivil haklar hareketini başlattı. Sessiz direnişi, devrim yarattı.

Halide Edib Adıvar: Kurtuluş Savaşı’nda kalemiyle ve cephede mücadele veren bu Türk yazarı, bağımsızlık ruhunu edebiyata taşıdı.

Sabiha Gökçen: Dünyanın ilk kadın savaş pilotu olarak gökyüzünde sınırları aştı ve havacılık tarihine adını altın harflerle yazdırdı.

Neden 8 Mart?

8 Mart, kadınların eşitlik, adalet ve özgürlük için verdiği mücadelenin simgesi. Bu gün, hem geçmişteki kayıpları anıyor hem de geleceğe umutla bakmayı teşvik ediyor. Tarihi değiştiren kadınların hikayeleri, bize cesaretin ve kararlılığın sınır tanımadığını gösteriyor.

Fatih Karahan'dan enflasyon açıklaması! Alarm verildi! Bu hastalığı olanlar sakın dışarı çıkmasın... Altı siyasi partinin hesapları didik didik incelendi!