AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik: "Açıklamalar sınırı aştı!"

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, düzenlediği basın toplantısında Avrupa ülkelerine ve AGİT'e tepki gösterdi. Çelik, açıklamaların sınırı aştığını söyledi. AGİT'in raporu içinse "tarafsızlıktan uzak" ifadesini kullandı...

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) raporundaki iddialar hakkında, "Bu iddiaların ve açıklamaların mesnetsiz olduğunu, herhangi bir temele yaslanmadığını ve objektiflikten uzak olduğunu özellikle vurgulamak isterim." dedi.

Bakanlıkta basın toplantısı düzenleyen Çelik, anayasa değişikliği halk oylaması ve AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu ile Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin ortak çalışması olan uluslararası gözlem misyonunun raporuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

AGİT Genel Sekreteri Lamberto Zannier'in 23 Ocak 2014'te Mısır halkının anayasayı kabulünü tebrik ettiğini hatırlatan Çelik, "Dolayısıyla burada seçimlerle ilgili bir çifte standart olduğu ortadadır. Türkiye'de bu bahsedilen, eleştiri konusu yapılan her şey aslında Türkiye'deki demokrasinin gücünü göstermesi bakımından ele alınması gereken konulardır." ifadesini kullandı.

Çelik, muhalefet partilerinin kampanyalarını özgürce yaptığını belirterek, Türkiye'de referandum öncesi süreçte güçlü bir demokratik kampanya tablosunun ortaya çıktığını söyledi.

Seçmenlerin özgür iradeleriyle sistem değişikliğine oldukça açık bir sonuçla "Evet" dediklerinin altını çizen Çelik, "Referandumun kuralları belli, halkımıza sorulan soru gayet açık. Çıkan sonucun üzerinde de herhangi bir soru işareti söz konusu değil." şeklinde konuştu.

Çelik, Türkiye'de yapılanın sistem değişikliğinden ibaret olduğuna dikkati çekerek, kimin başkan olacağının ise yine hür ve demokratik seçimlerle belirleneceğini vurguladı.

Bazı muhalefet partilerinin spekülasyon üretmeye çalışmalarının kendilerini de var eden demokratik zeminleri hırpalamaktan ve kendi varlık sebeplerini zayıflatmaktan başka bir işe yaramayacağını dile getiren Çelik, "Türkiye'de nasıl bir hükümet sistemi olacağına Türk halkı karar verir." dedi.

AB ülkelerindeki bazı parti temsilcilerinin güçlü bir şekilde "Evet" oyu çıkan ülkelerdeki Türk vatandaşlarının "sürülmesinden, pasaportlarının ve vatandaşlık haklarının iptal edilmesinden" bahsettiklerine değinen Çelik, "Bu öteden beri söylediğimiz, Avrupa değerlerinin Avrupa'daki bazı siyasi partiler tarafından nasıl tehdit edildiğini açık ve net bir şekilde gösteren, İkinci Dünya Savaşı öncesindeki bazı acı olayları hatırlatan bir yaklaşımdır." ifadesini kullandı.

Çelik, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn'ın AGİT gözlemci heyetinin raporuna göre referandum sonuçlarının değerlendirileceğini açıklamalarının son derece yadırgandığının altını çizerek, "Türkiye'de net bir süreç yaşanmıştır. Türk halkının bu demokratik olgunluk sebebiyle tebrik edilmesi gerekirken, böyle net olmayan alanda açıklamalar yapılması Türkiye'deki demokratik olgunluğa gösterilmesi gereken saygıdan uzak bir yaklaşım olarak ele alınır." şeklinde konuştu.

AGİT'in son referandum ile ilgili açıklamalarının anlaşılır olmadığına dikkati çeken Çelik, "Bu iddiaların ve açıklamaların mesnetsiz olduğunu, herhangi bir temele yaslanmadığını ve objektiflikten uzak olduğunu özellikle vurgulamak isterim." dedi.

Bakan Çelik'in açıklamasında öne çıkan sözleri şöyle;

"Halkımızın bu tercihi ile Türkiye ile AB ilişkilerinin sonu olur demesi bu söylenilenlerin siyasi hukuki bir bağlantısı olamaz. Kötü niyetli bir yorumdur.

Referandum sonucu evetçiler ülkelerine gitsin gibi söylemler ırkçı söylemlerdir.

Avrupa'nın bütün siyasetçilerinin bu ırkçı tavırlara karşı harekete geçmesini bekliyoruz.

AGİT SINIRLARI AŞMIŞTIR

AGİT'e tepki gösteren, bakan Çelik, açıklamalar mesnetsiz ve olgunluktan uzaktır. Açıklamalar sınırları aşmıştır.

AGİT bildirgesinde evet kampanyası yapılamayan ülkelere hiç yer vememesi bu kurumun saygınlığını düşündürmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları birinci sınıftır. Hiç kimse ikinci sınıf değildir. Hayır oyu verenlere farklı muamele düzenlenecek yorumları dışarıdan ülkeyi kutuplaştırmaya yöneliktir.

Bundan sonrasında AB kurumları ve ülkelerinin artık Türkiye referrandumları ile ilgili konuşmalarını değil aramızdaki işbirliği ile ilgili konuşmalarını bekliyoruz.

AGİT'in siyasi yorumlara girmeden teknik konularla ilgilenmesini öneriyoruz yoksa Türkiye için hiç bir anlamı olmayacaktır.

Vatandaşlarımızın sesini duymak için Avrupa ülkelerinden gelen hatırlatmalara gerek yoktur.

VİZE SERBESTİSİ

Vize serbestisi Türkiye'nin hakkıdır. Şimdiye kadar verilen hiçbir söz tutulmamıştır. Türkiye üzerine düşen görevleri yapmıştır.

Türkiye ve AB ilişkilerinin objektif kurallara bağlı olarak yürütülmesi lazım. Gece gündüz Erdoğan karşıtlığı ile olmaz

DAYANIŞMA AJANDASI ÜRETMELERİ LAZIM

Bazı önemli kurumların başkanları 15 Temmuz'dan bu yana hala Türkiye'yi ziyaret etmedi, dayanışma göstermedi.

Bazı ülkeler darbe girişiminden hemen sonra Türkiye'yi eleştirmeye başladı. ilişkilerimizin ilerleyebilmesi için dayanışma ajandası üretmeleri lazım.

BİR MASAYA OTURALIM

İlerlememiz gereken konular varsa bir masanın etrafında oturup net bir şekilde ortaya koyalım. Eğer uygulanmıyorsa eleştirin. Ama Türkiye'ye karşı bazı durumları şantaj malzemesi olarak kullanmak kabul edilemez."

İSO AKADEMİ: Yapay Zekâ Eğitimi İle İlgili Birkaç Öneri İstanbul Boğazı'nda korku dolu anlar Fenerbahçe Kayserispor deplasmanında | İlk 11'ler belli oldu
Sonraki Haber