ABD "geri dönerken", TOBB akademisyeni de yüzünü ABD'ye döndü!

SuperHaber, ABD'li düşünce kuruluşu German Marshall Fund'ın Türkiye'deki tartışmalı ilişkilerini mercek altına aldı... Türkiye'de, ABD Başkanı Joe Biden'ın “Erdoğan'ı darbeyle değil seçimle devireceğim” mesajı doğrultusunda projeler geliştirdiği gözlenen GMF ile yakın çalışmalar yürüten TOBB'dan henüz bu konuda tatmin edici açılamalar gelmiş değil... Ancak SuperHaber'in ulaştığı yeni bir video, TOBB'da görevli bir akademisyenin skandal açıklamaları gözler önüne seriyor...

ABD merkezli düşünce kuruluşu German Marshall Fund (GMF)'ın Türkiye'deki şüpheli faaliyetlerinin izini süren SuperHaber, GMF ile bazı Türk STK'larının ilişkilerine ışık tutmaya devam ediyor.

GMF dosyamızda dün ABD'li German Marshall Fund'a bağış yapan iki STK'nın TOBB ve TÜSİAD olduğu bilgisini okurlarımızla paylaşmıştık.

GMF dosyasının açılmasının ardından TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu 'Biz Türkiye'nin lehine lobi faaliyeti yürütüyoruz ve ortak program yürtüyoruz' savunmasında bulunmuştu. Ancak Hisarcıklıoğlu'nun ekibinin pek de bu doğrultuda hareket etmediği ortaya çıktı.

Bu doğrultuda bugün, TOBB'da görevli bir akademisyenin çok tartışmalı ifadeler kullandığı bir videosunu yayımlıyoruz...

SuperHaber'in ulaştığı videoda, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Şaban Kardaş ile Marshall Fonu Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı’nun yaptıkları çalışmalar hakkındaki sunum yer alıyor.

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin destek verdiği ve GMF üzerinden gerçekleştirilen çevrimiçi etkinlikte dile getirilen görüşler ise "Türkiye lehine yapılmış lobi faaliyetine" hiç benzemiyor!

İŞTE SUPERHABER'İN O ÖZEL DOSYASININ İKİNCİ BÖLÜMÜ;

SUPERHABER, TOBB'UN GMF İLE YÜRÜTTÜĞÜ ORTAK ÇALIŞMAYI İNCELEDİ

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Şaban Kardaş ve daha önce Türkiye hakkında yazdığı skandal analizle hafızalara kazınan Amerikan Alman Marshall Fonu Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı’nın yaptıkları çalışmalar sonucu ulaştıkları çeşitli veri ve bulguları derleyerek üzerinde çalıştığı rapor, GMF üzerinden düzenlenen çevrimiçi bir etkinlikte tanıtıldı.

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin de desteği ile Amerikan Alman Marshall Fonu ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nin ortaklığıyla yazılan raporda çarpıcı ifadeler var. Üstelik SuperHaber, raporun 1,5 saatlik sunumunun videosuna da ulaştı.

TÜRKİYE VE ABD ARASINDAKİ "SORUNLARIN" ÇÖZÜM FORMÜLÜNÜ BULDULAR

Söz konusu videoda ilk olarak TOBB Başkanı'nı makamında ziyaret eden GMF Dış ve Güvenlik Politikaları Kıdemli Danışmanı Ian Lesser görünüyor ve şöyle diyor: 'Bizim tek bir amacımız var. Transatlantik bağları güçlendirmek.'

Lesser daha sonra sahneden çıkıyor. Ardından grup konuşması şeklinde devam eden sunumda sol altta Amerikan Alman Marshall Fonu (GMF) uzmanı Jonathan Katz, sol üstte GMF Ankara Program Yetkilisi Ceren Canbilek, sağ üstte (makalenin yazarlarından) GMF Ankara Ofis Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı ve sağ alt köşede ise TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Şaban Kardaş görülüyor.

TOBB'DA GÖREVLİ AKADEMİSYEN: AMERİKA GİBİ BEN DE GERİ DÖNDÜM!

Kamerasını açmakta zorluk yaşayan Şaban Kardaş, diğer katılımcılardan daha sonra erişim sağlayabiliyor. Konferansa görüntüsü ile bağlandığı anda söylediği sözler ise aslında tüm süreci özetliyor:

'Ok. I am back, like America is back.' ('Tamamdır. Amerika'nın geri döndüğü gibi ben de geri döndüm' -ç.n.: Biden'ın seçim sloganına (America is back) atıf yapıyor.)

Bu çıkışıyla birlikte gülüşmeler eşliğinde rapora ilişkin bilgi vermeye başlayan Kardaş, ilk önce ilişkilerdeki dört ana soruna işaret ederek, bunları "stratejik çerçeve eksikliği, güvensizlik sorunu, ilişkilerin kurumsal temellerinin gerilemesi ve ilişkilere yönelik halk desteğinin azalması" olarak sıralıyor.

'NATO'DAN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE ARZU EDİLEMEZ'

Kardaş, NATO'ya tamamen bağlı Soğuk Savaş stili bir politika güden bir Türkiye'nin çıkarlarından olacağını; fakat şu andaki gibi NATO kurallarının dışında davranan bir Türkiye'nin de arzu edilemez olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:

'Basitçe şunu söylüyoruz; (NATO'nun Türkiye olan ilişkilerinde) Soğuk Savaş döneminde oluşturulan ve evrim geçiren eski stratejik ortaklık artık uygulanabilir olmadığı gibi, ilişkileri şu anki gibi tamamen ‘etkileşimciliğe’ (transaksiyonalizm) dayanan yapısı temelinde seyrine bırakmak da arzu edilebilir değil. Bu bakımdan, yapmamız gereken şey, ilişkileri, eski stratejik ortaklık ile ‘etkileşimciliğin’ bazı unsurları arasına denk düşen bir platformda yeniden konumlamak. Tamamen ‘etkileşimciliğe’ dayanan bir yapıya karşıyız, bunun yerine ‘yapılandırılmış bir etkileşimcilik’ öneriyoruz' TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Şaban Kardaş, ABD ile sorunların çözümü için (Doğu Akdeniz, S-400, Libya, Suriye, PKK/PYD vs...) gibi sorunların çözümü için Türkiye'nin NATO'ya 'ne tam bağımlı, ne de tam bağımsız' olmasını öneriyor.

'TÜRKİYE, S-400'LERDEN VAZGEÇMELİ'

Kardaş, GMF Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı ile yazdığı ve yine onun gözetiminde GMF'ye sunumunu yaptığı raporda, S-400'ün NATO ile ilgili bir mesele olduğunu ve çözümün NATO istekleri çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerektiğini savunuyor ve şöyle diyor; 'Türkiye, S-400'lerden vazgeçtiği bir çözümü belki de düşünmeli'...

Ancak bu noktada, önerdikleri yaklaşımın NATO sözleşmesi temelli ittifakla uyumlu olup-olmadığı sorusunun öne çıktığını ifade eden Kardaş, şöyle devam ediyor:

'Bu büyük bir karşı argüman ve biz de diyoruz ki bu ikisini birbirine entegre etmenin yolları var. Bunun için de ikili bir yaklaşıma ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz; yapılandırılmış etkileşimciliğin unsurlarının, Türkiye-ABD arasındaki sözleşme temelli mevcut güvenlik ilişkisinin tamamlayıcısı olarak, iki ülke ortaklığına eklenmesi. Bunu ikili ya da aşamalı yaklaşım olarak isimlendiriyoruz. Türkiye-ABD stratejik ilişkisinin bir çekirdeği var ve bu çekirdeğe ek olarak da ikincil konular bulunuyor. İlişkinin çekirdeğini, müşterek savunma maddesi olarak bilinen NATO Antlaşması’nın Beşinci Maddesi ve Transatlantik ittifakın yetki alanına giren konular oluşturuyor. Bu çekirdek içindeki ittifak ilişkisi, mevcut Transatlantik çerçeve tarafından idare edilmeli.'

Amerikan Alman Marshall Fonu Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, savunma alımları ve S-400 sisteminin Türkiye-Rusya ilişkilerinin doğasını taktiksel nitelikten stratejik niteliğe dönüştürebileceğini belirtirken, Kardaş ise şu ifadeleri kullanıyor:

'Savunma alımları NATO’nun yetki alanı içerisinde değerlendirilmeli'

'ABD, PKK/PYD İLE İLİŞKİSİNİ KESECEKSE TÜRKİYE DE HAMAS'A BAKSIN'

Kardaş, PKK/PYD meselesinin ise örneğin S-400'ler gibi NATO'yu ilgilendiren 'büyük' problemlere sirayet ettirilmemesinin de iyi olacağını düşünüyor.

"PKK, PYD anlaşmazlıkları, Transatlantik ittifak içerisindeki güvenlik tartışmalarının gündemine girdi. İkincil meseleleri ayrı ama tamamlayıcı bir çerçevede idare etmenin yollarını geliştirebilirsek bunun Transatlantik ittifakın uyumunun korunmasına da yardımcı olabileceğini düşünüyoruz. ABD, PYD ile olan ilişkisini gözden geçirsin, Türkiye de Hamas ile ilişkilerini." diyen ve NATO'nun Beşinci Maddesi’nin diğer tüm konulardan ayrı tutulması gerektiğini söyleyen Kardaş, şu ifadeleri kullanıyor:

 “Transatlantik ittifakın özellikle bu temelinde hiçbir siyasi ihtilaf, ayrılık olmamalı. Eğer varsa, o zaman bütün ittifakta, ittifakın mantığında çatlamalar olacak. Dolayısıyla bu alan, diğer ayrılık, müzakere ya da anlaşma kategorilerinin hepsinden ayrı tutulmalı”

GMF UZMANI KATZ: 'TÜRKİYE BAĞIMSIZ DIŞ POLİTİKA YÜRÜTMEK İSTESE BİLE BİZİMLE ÇALIŞMASI HAYRINA OLUR'

Sunumu dinleyen ve en sonunda görüşlerini paylaşan Amerikan Alman Marshall Fonu uzmanı Jonathan Katz ise, ABD yönetiminden S-400 konusunda herhangi bir adım beklemediğini vurguladı.

TOBB'un 1.5 saatlik skandal lobi faaliyetinin ardından ABD'lilerin söyledikleri, kesinlikle Türkiye lehine değil!

KATZ: TÜRKİYE S-400 SORUNUNU KOLAYCA ATLATACAĞINI SANIYORSA YANILIYOR

“Bu sorunun içinden çıkmanın kolay bir yolu olduğu beklentisi varsa, böyle bir şey yok” diyen Katz, Türkiye’nin bazı konularda bağımsız bir dış politika yürütmek istiyorsa bile Washington’la ve Batılı ortaklarıyla işbirliği yapmasının kendisinin çok daha çıkarına olacağını belirtti.

Türkiye’nin bölgede Rusya’yla kurduğu ilişkilerden uzun vadede hem kendi güvenliği hem de Batı’yla ilişkileri bakımından zarar göreceğini düşündüğünü söyledi.

Katz, Türkiye’nin ileriki süreçte örneğin Karadeniz bölgesinde NATO içerisinde önemli bir rol üstlenebileceğini de kaydetti.

'GARA OPERASYONUNUN ARDINDAN YAPILAN AÇIKLAMA ERDOĞAN'IN SUÇU'

Jonathan Katz, Türkiye ve ABD arasındaki karşılıklı güven eksikliğinin, 13 Türk rehine ve 3 Türk askerinin yaşamını yitirdiği Gara operasyonu sonrasında ABD'nin yaptığı ve gündeme de oturan açıklamalarda yansımasını bulduğunu belirtti. Katz, ABD’de yeni Başkan Joe Biden yönetimiyle birlikte, eski Başkan Donald Trump yönetiminin aksine kurumsal bir yapının olduğunu, ancak bu kurumsallığın Türkiye’de ne kadar karşılık bulacağının soru işareti oluşturduğunu belirtti.

Katz, “Eğer yeni bir stratejik çerçeveyi devreye sokmaktan bahsediyorsak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürekli çıkıp diğer ülkelerin liderlerini hedef alması buna yardımcı olmaz” dedi.

KARDAŞ: 'DIŞ POLİTİKA KİŞİSELLEŞTİ, KOMİSYONLAR İŞLEVSİZ'

Kardaş da bunlar üzerine, zaman zaman iki ülkenin geçmişte belirli konularda çalışma komisyonları kurduğunu hatırlattı ve "Dış politikanın da kişiselleştirilmesi ve dışişleri bakanlıklarının ikinci plana itilmesi yüzünden bu komisyonların da işlevselliğini yitirdiğini, şimdi bunların tekrar canlandırılabileceğini, bu sayede görüş ayrılıklarından kaynaklı krizlerin idaresinin hızlandırılabileceğini" dile getirdi.

ÜNLÜHİSARCIKLI: 'SARAY MERKEZLİ TÜRK YÖNETİMİ, ABD'NİN GARA OPERASYONU SONRASINDAKİ AÇIKLAMASINA SEBEP OLDU'

Özgür Ünlühisarcıklı da Türkiye’de yükselen “saray merkezli” yönetim şeklinin diğer kurumların zayıflamasına neden olduğunu ve bu durumun da Türk-Amerikan ilişkilerinin kurumsallaşmasına katkı sağlamadığını savundu. Ünlühisarcıklı, örneğin Türk Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye-ABD ilişkilerinde son yıllarda olduğundan daha büyük bir rol oynaması gerektiğini, bu sayede karşılıklı iletişim mekanizmasının güçlendirilebileceğini ve Gara'daki gibi bir yanlış anlamaların önüne geçilebileceğini dile getirdi.

Kamuran Akkor kimdir kaç yaşında? Gönül Akkor'un neyi oluyor? Esad’ın korkunç katliamları ve toplu mezarlar ortaya çıkarılıyor Gönül Akkor kimdir neden öldü? Kaç yaşındaydı?
Sonraki Haber