ABD'nin son büyükelçisi Ford: Trump'ın kararı aptalca, Erdoğan haklı!
Suriye'de iç savaş çıktığında ABD'nin Şam Büyükelçisi olan Robert Ford, Trump'ın PYD'ye silah verme kararının 'aptalca' olduğunu söyledi. PYD'nin çok hırslı olduğunu söyleyen Ford, "Rakka'yı DEAŞ'tan alabiliriz ama El Kaide 4.0 sürümü çıkabilir" dedi. Ford, Esad'ın yaşanan protestolardan canlı çıkmasını da beklemediğini söyledi.
Suriye iç savaşı çıktığında ABD’nin Şam Büyükelçiliği görevinde bulunan Ortadoğu’nun önemli diplomatlarından Robert Ford, ABD Başkanı Trump’ın PYD’ye silah vermesinin ‘aptalca’ bir karar olduğunu söyledi. Ford, “Kısa vadede iyi olabilir ama orta ve uzun vadede çok kötü sonuçlar yaşanabilir. PYD çok hırslı, bu Sünni radikal hareketlere desteği artırabilir. Rakka’yı DEAŞ’tan alabiliriz ama El Kaide 4.0 sürümü karşımıza çıkabilir” dedi
Habertürk gazetesinin sorularını yanıtlayan Robert Ford, özeleştiri yaparak, samimi ve zaman zaman Türkçe yanıtlar verdi. İşte Ford röportajından bazı başlıklar:
'Esad'ın canlı çıkacağını beklemiyordum'
- Suriye’de protestolar başladığında ilk değerlendirmeniz ne oldu? “Esad birkaç ay içinde gider” dediniz mi?
Atandığımda Suriye’de herkes televizyonlardan Mısır’daki gösterileri izliyordu. Suriye’de benzer bir tablo beklemiyorduk. Bahar süresince eylemciler ve hükümet arasında diyalog yürütülmesini bekledik. Ancak ağustos gibi bunun mümkün olmadığını, iç savaşın patlak vereceğini anladık. Dürüst olayım, Esad’ın bu süreçten canlı çıkacağını hiç beklemiyordum.
- Hama’ya meşhur ziyaretinizi sormak istiyorum. Temmuz 2011’de muhaliflerin güçlü olduğu kente gittiniz. Göstericiler sizi zeytin dallarıyla karşıladı. Eleştirildiniz, protestoları organize etmekle suçlandınız...
Amerikalıların Arapları kolayca kontrol edebildiğini düşünmek güzel. Ancak gerçek Hollywood filmlerinden farklı. Eylemleri kontrol etmedik, sadece gözlemledik. Irak savaşından çıkarılacak ders şu olmalı: Amerikalılar her şeyi kontrol edemiyor. Ziyaretin amacı barışçıl eylemlere desteğimizi göstermekti. Biz oraya gitmeden birkaç gün önce ordu kenti sardı. Şehirde bir çatışma patlak verecekse, tanıklık etmek istedim.
'Dövebileceklerini düşündüm'
- Ziyaretten sonra rejim yanlısı göstericiler elçilik binasını taş yağmuruna tuttu, konvoyunuza saldırdı, muhalif lider Hasan Abdül Azim’i ziyaret ederken benzer şeyler oldu... Öldürülmekten korktunuz mu?
Hayır, çünkü bize saldıranları Suriye hükümeti organize ediyordu. Elçilik binasını basanlar Şebbiha’ydı (rejime bağlı milis gücü). Elçilik binasına girişlerinden askeri eğitim aldıklarını anladık, yüksek güvenlikli duvarlara hiç zorlanmadan tırmandılar. Suriye hükümetinde bunu planlayanların isimlerini bile biliyorduk. Öldürülmekten ziyade bana saldırabileceklerini, dayak atabileceklerini düşünüyordum.
'YPG'yi silahlandırma çok aptalca'
- Bugüne gelecek olursak... Trump, YPG’yi silahlandırmaya başladı. Bu doğru karar mıydı?
Hayır, hatta çok aptalca bir karardı. Kısa vadede iyi olabilir ama orta ve uzun vadede çok kötü sonuçları olabilir. PYD çok hırslı, bu Sünni radikal hareketlere desteği artırabilir. Rakka’yı DEAŞ’tan alabiliriz ama buna karşılık El Kaide 4.0 sürümü karşımıza çıkabilir. Halihazırda El Kaide 3.0 versiyonu İdlib’de.
Ayrıca bu karar en önemli müttefiklerimizden olan Türkiye’yle sorun yaratıyor. Türk hükümetinin bazı terör saldırılarının Rojava’dan düzenlendiğini ortaya koyan raporlarını okudum. Bunlar çok ciddi suçlamalar ama ABD hükümetinin bunlara yanıt verdiğini görmedim. Türkiye ciddi bir yanıtı hak ediyor. Ayrıca herkes şunu biliyor: Bugünün YPG savaşçısı yarın PKK’lı olabilir. Tayyip Erdoğan’ın iç politikasını asla onaylamıyorum ama terör konusundaki endişeleri çok haklı.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, “YPG’den tehdit gelirse karşılık veririz” açıklamasını yaptı. Sizce Türkiye ve ABD askeri ve siyasi kriz yaşar mı? Türk askeri kara harekâtı düzenlerse, ABD Türk askerini vurur mu?
Büyük ihtimalle vurmaz ama aralarına girer. Münbiç’te olanları hatırlayın. Türk askerinin Amerikan askerini vurmayacağını bilirler. Bence Amerikan yönetimi Türkiye’nin Kürt ayrılıkçılığı konusunda ne kadar endişeli olduğunu anlamıyor, çekinceleri hafife alıyor. Böyle devam ederse Ankara kesinlikle gelecekte ABD’yle işbirliğini gözden geçirecektir. Yapmak zorundalar çünkü Ankara’nın işi Türkiye’nin ulusal güvenliğini sağlamak.
- Türkiye’nin bir diğer endişesi de Irak ve Suriye sınırını tamamen Kürtlerin kontrol etmesinin Arap coğrafyasıyla bağlantıyı koparacak olması.
O kadar eminim ki Washington’da kimse bunu anlamıyor. Dürüst olayım, Erdoğan’la bir kavga başlatmak istemem ama demokratik olmayan uygulamalar Türkiye’nin ABD’deki imajına çok zarar verdi. Amerikalılar artık Türk hükümetine daha az sempati besliyor. Adil ve mantıklı değil ama gerçek bu.
'Esad bana yalan söyledi, bağırdı'
- Esad’la birkaç kez bir araya geldiniz. İç savaş çıktığı zaman görüştüğünüz için soruyorum. Panik içinde miydi? Sizde nasıl bir izlenim bıraktı?
Sohbet ettiğinizde çok etkileyici olabiliyor, ikili ilişkileri iyi. Tanıştığım diğer Arap liderlerden hayli farklı. Mesela Mübarek’ten.. Onun gibi ağır bir duruşu yok. Daha mütevazı, daha çok Ürdün Kralı Abdullah’a benziyor. Fakat Esad’a hoşuna gitmeyen bir bilgi verdiğinizde, ona karşı çıktığınızda yalan söylüyor. Bana öyle bir şey söyledi ki ikimiz de bunun yalan olduğunu biliyorduk. İç savaş başlamadan önceki görüşmemizde insan hakları meselesinden bahsettim. Bayağı sinirlendi, bana bağırdı ve “İnsan hakları konusunda ders dinleyeceğim son ülke Amerika Birleşik Devletleri” dedi.