ABDÜLHAMİD DONANMAYI İHMAL Mİ ETTİ?

Tarihçi Prof. Dr. Metin Hülagü'nün SuperHaber izleyicilerini çıkarttığı tarih yolculuk SuperHaber YouTube kanalında…

Prof. Dr. Metin Hülagü, tarihe farklı bir pencere açarak hep merak edilen ve tartışılan konuları anlattığı programda sizleri sıra dışı bir yolculuğa çıkartmaya devam ediyor.

SuperHaber izleyicilerini bu programda Abdülhamid dönemine götüren Prof. Hülagü ile hiç bilmediğiniz tarihi gerçekliklere tanıklık edeceksiniz. Osmanlı tarihinin son dilimi, İmparatorluğun yıkılmasından önceki son fasıl olan Abdülhamid döneminin en çok tartışılan meselelerinin başında Abdülhamid'in kişiliği ve uygulamalarının yanı sıra donanma, sürgün ve toprak kaybı problemleri geliyor.

Abdülhamid dönemindeki İngiltere, Fransa ve Rusya'nın donanmalarını değerlendiren Prof. Dr. Metin Hülagü, "O dönemde Osmanlı Devleti ile uğraşan, topraklarını ve sınırlarını tecavüz edip savaşmaya kalkışan, onu alt etmeye çalışan İngiltere’ye baktığımız zaman İngiltere malum bir deniz bir ada ülkesidir. Hindistan’a kadar, Uzakdoğu’ya kadar, hatta Afrika’ya kadar sömürgeleri bulunan bir ülkedir. Bu sömürgelerini donanmasıyla yapmaktadır. Yani İngiltere donanması, Abdülaziz döneminde olduğu gibi Abdülhamid döneminde de dünyanın bir numaralı donanmasıdır. Onunla kolay kolay baş etmek hiç kimsenin haddi değildir. İkinci sırada olan Fransa, hem kara hem deniz devletidir. Kara gücü olduğu kadar deniz gücü de vardır. Donanması da bir hayli güçlü, kuvvetlidir. İngiltere’den sonra daha güçlü donanma olarak Fransa’yı görüyoruz. Rusya da hem kara, hem deniz devletidir. Donanması vardır ancak ne İngiltere ne de Fransa’yla rekabet edecek düzeyde değildir.” yorumlarında bulundu.

"ABDÜLHAMİD DONANMA İLE FAZLA UĞRAŞMADI"

Prof. Hülagü, dönemin Osmanlı donanmasından bahsederken "Biz Osmanlı Devleti, hem deniz devletiyiz hem de kara devletiyiz. Dolayısıyla donanmamızın olması gerekiyor. Abdülhamid’ten önceki dönemde yani Abdülaziz döneminde bu mesuliyet ile Osmanlı donanması geliştirilmeye çalışılmıştır. Abdülhamid tahta çıktığında donanma ile fazla uğraşmamıştır. Bunun gerekçesi ise o dönemde donanmaya ihtiyaç olmaması. Denizlerimiz bitti mi, sahillerimiz kurudu mu bunların savunulmaya ihtiyacı tabii vardır. Birinci derecede ülkenin, imparatorluğun parçalanmaktan yıkılmaktan kurtulabilmesi, korunabilmesi için başka unsurlara, yatırımlara, tedbirlere ihtiyaç vardır. Abdülaziz döneminde alınan donanma ise bir yığma donanmadır. Onu kullanacak personel yoktur, öyle bir eğitimli denizci söz konusu olmamıştır. Arkasından Abdülhamid döneminde bu donanmanın masrafını karşılayacak para da yoktur. 1875’te Osmanlı maliyesi iflas etmiştir. Hazinede para olmayınca donanmayı hangi parayla idare edecektik? Donanmanın tahliye, bakım, onarımını Osmanlı’da yapmak mümkün değil. Çünkü öyle bir alt yapımız yok. Limanımız yok, tersanemiz yok. Donanma için bir alt yapımız yok. Sonra Abdülhamid dönemindeki donanmanın açıkçası gerçekte realitede çok işe yaradığı da yok. Evet sahilleri koruyabiliriz, ufak tefek saldırıları vb. önlenebilir ama gerçek anlamda yapacağımız yatırım kadar donanmanın bize bir fayda sağlayacağını, sağlayabileceğini görmüyorduk." dedi.

“BALKANLAR, HİCAZ VE DOĞU ANADOLU’DA PROBLEM YAŞANIYORDU”

Milliyetçilik hareketleri yaşanan dönemin sorunları ile ilgili, “Abdülhamid döneminde bir milliyetçilik hareketi vardır. Özellikle İngiliz kışkırtmacılığı söz konusudur. Dolayısıyla Abdülhamid dönemindeki Osmanlı coğrafyasında problemin kaynağı Balkanlar'dır. Balkan milliyetçiliği, Balkan isyanları, ayaklanmaları vardır. Ve Balkanlar'da anca kara ordusu gönderir. Kara ordusu ile orada savaşırsınız. Abdülhamid döneminde Hicaz’da da problem vardır. İngilizler Arap Hilafeti, Arap milliyetçiliği, bağımsız Arap Devleti oluşturmaya çalışmaktadırlar. Dolayısıyla Arapları kışkırtarak Hicaz’da bir tahrik unsuru olarak Arap milliyetçiliğini öne çıkarmaktadırlar. Dolayısıyla Abdülhamid döneminde Balkanlar'da, Hicaz’da ve Kürtlerin çatıştığı Doğu Anadolu’da problem vardır. Abdülhamid de bu problemleri donanmayla çözemeyeceğini bildiği için donanmayı ikinci dereceye bırakmıştır. Diğer bir ifadeyle, ihmal etmiştir. Bu problemleri çözebileceği alternatif çözümler bulmaya çalışmıştır. Bunu da demir yollarıyla gerçekleştirme yoluna gitmiştir. O yüzden Abdülhamid döneminde Hicaz’da Almanlar ile işbirliği halinde 1200 kilometrelik Bağdat demiryolu yapılmıştır. Daha sonra Manastır Selanik demiryolları yapılacaktır, demiryollarıyla Balkanlara ulaşılacaktır. 1897 savaşında demiryoluyla asker sevk ettiğimiz Balkanlara, Yunanistan’a karşı savaştık. Veya Hicaz demiryolunu yapılmak suretiyle oradaki Yemen’de vb. yerlerde isyanları bastırmak için hatta Birinci Dünya Savaşı’nda asker sevk ederken Hicaz demiryolunu kullanmaya çalıştık." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Metin Hülagü ile tarihi yolculuk SuperHaber YouTube kanalında yayında...

YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN!

Türk şiirinin yaşayan en büyük şairi İsmet Özel 80 yaşına bastı Zeki Demirkubuz'dan Nuri Bilge Ceylan'a sert sözler: Adilik yapmasın! Onu hatırladınız mı? Yabancı Damat'ın Memik Dedesinden mesaj var ‘HUDUTSUZ SEVDA’DA İNTİKAM YOLCULUĞU! ‘BAMBAŞKA BİRİ’DE SIR PERDESİ ARALANDI! 'Do Not Disturb'te gemici Ayzek'in karaya oturuşu!