Bakın yine neyi "kaygı verici" buldu?

Ali Babacan'ın DEVA Partisi'ne perde arkasından destek veren 11'nci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye ekonomisi hakkında Karar'dan Taha Akyol'a değerlendirmelerde bulundu. Siyasi kariyeri boyunca sık sık "kaygılı" olduğu gözlenen Gül, bu kez, "Ekonomik göstergelerdeki ciddi bozulmalar geriye gidişe işaret ediyor'' ifadelerini kullandı ve bu durumu 'kaygı verici' olarak nitelendirdi.

11’inci Cumhurbaşkanı Gül, Karar gazetesinden Taha Akyol'un gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. 

Gül, son beş yılda yaşananlara rağmen Türkiye’nin ayakta durabilmesinin ardında ilk beş yılda hayata geçirilen yapısal reformların bulunduğunu belirtti. 

''BU DURUM KAYGI VERİCİ...''

Kendisine yöneltilen ''Bir iktisatçı olarak mevcut ekonomik durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna, ''Cumhuriyet dönemi iktisat tarihine baktığımızda, ülkemizin ekonomik olarak en sağlıklı büyüdüğü, büyümenin getirdiği refahın topluma en fazla ve nispeten dengeli yayıldığı dönemlerin beş senelik, önceden duyurulmuş ve herkesçe bilinen, ayrıca tutarlılık arz edip, kararlı bir şekilde uygulanan programlarla gerçekleştiği görülecektir. Maalesef Türkiye bir süredir uzun vadeli iyi düşünülmüş veriye, analize ve uzmanlığa dayalı bir stratejinin noksanlığını hissetmektedir. Bugün gelinen noktada finansal ve ekonomik göstergelerdeki ciddi bozulmalar bir geriye gidişe işaret etmektedir. Yılların tasarrufu ile biriktirilen varlıklar ciddi miktarda değer kaybetmektedir. Bu durum kaygı vericidir.'' diyerek yanıt verdi.

ANAYASA'DAN BAŞLAYARAK ÇIKIŞ YOLU ÖNERDİ

Söz konusu duruma ilişkin nasıl bir çıkış yolu önerdiğine ilişkin sorulan soruya yanıt veren Gül, şu ifadeleri kullandı;

''Kısa vadede yapılması gereken öncelikle siyasi zihniyet olarak özgürlükçü bir yola girerek, yatırım ortamını iyileştirip güven verecek politikaları kararlı bir şekilde uygulamaya koymaktır. Uzun vadede ise Anayasa’dan başlayarak yüksek standartlı demokratik hukuk devletini inşa edip, kurallar çerçevesinde işleyen serbest piyasa ekonomisini gerçekleştirmek gerekir.

‘İyi yönetişim’in (good governance) bütün unsurlarının uygulamasının yaratacağı iklim Türkiye’nin her alanda var olan büyük potansiyelini harekete geçirecektir. Petrol ve gaz gibi doğal kaynakları olmayan Türkiye için bu anlayışın uygulanması büyük enerji kaynağı olacaktır. Türkiye’de insan kaynağı gıpta edilecek düzeydedir, kurumsal kapasitesi de öyle.

Bugünden yarına yapılabilecek en kolay iş üstün nitelikli insan kaynağını ve kurumsal yapıyı tekrar etkin hale getirmek, özellikle orta ve üst kademe bürokraside ehliyeti ve liyakati önde tutarak bürokratların devlet terbiyesi ile tarafsız ve çok çalışmalarını temin etmektir. Bunu yaparken sistemik açmazları giderecek, verimsizliğe ve israfa yol açan kısa yolları izale edecek şekilde kamu yönetiminde yapısal reformları birer birer hayata geçirmek kaçınılmazdır. Parti devleti mantığına yönelik eğilimleri besleyen mevcut atmosferden acilen sıyrılmalı, siyasetin tüm halkımızın istekleri ile azami ölçüde örtüşen, istikamet tayin eden, çözüm, refah ve mutluluk üreten yönü temayüz ettirilmelidir.''

'PARLAMENTER SİSTEM' VURGUSU

Cumhurbaşkanlığı sistemine dair görüşlerini de dile getiren 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Ben kuvvetler ayrılığına dayalı, her türlü vesayetten uzak, güçlü bir parlamenter sistemin Türkiye için daha doğru olduğunu savunurum. Çünkü, ülkemizde ideal demokratik hukuk devleti ancak böyle gerçekleşir. Bu da sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın temel zeminidir." dedi.

GEÇMİŞ DÖNEMDE DE BİRÇOK KEZ KAYGI DUYDU

11'nci Cumhurbaşkanı Gül, geçmiş dönemde de AK Parti'nin birçok politikasını eleştirmiş, her fırsatta yaşanan gelişmelere ilişkin 'kaygı duyduğunu' ifade etmişti.

Abdullah Gül'e göre Türkiye, son dönemde neredeyse hiç doğru bir hamlede bulunmadı.

İşte geçmiş dönemde Gül'ün kaygı duyduğu gelişmelerden bazıları;

Gül, Milliyet gazetesi Ankara temsilcisi Fikret Bila’ya Ergenekon davasındaki tutuklanamaları değerlendirmiş, yargının, hâkim ve savcıların “işine karışmasının” söz konusu olamayacağını ifade ederek, “Ancak olup bitenleri takip ettiğimde intibaım şu ki; kamu vicdanında kabul görmeyen bazı gelişmeler oluyor. Bu hal, Türkiye’nin geldiği ve herkes tarafından takdir edilen görüntüsünü gölgelemektedir. Bundan kaygı duyuyorumifadelerini kullanmıştı.

Gül yine geçmiş dönemde, Mısır'da yaşananlarla ilgili "Adeta Mısır halkı ikiye bölünmüş şekilde. Çok büyük yığınlar sokaklara dökülmüş vaziyette. Bu tabii çok kaygı verici bir durum" yorumunda bulundu.

Eski Cumhurbaşkanı, ayrıca geçmiş dönemdeki KHK kararları için de sosyal medya hesabından yine kaygı duyduğunu belirterek, "696 sayılı KHK'nın yazımındaki hukuk diliyle bağdaşmayan muğlaklık, hukuk devleti anlayışı açısından kaygı vericidir. İlerde hepimizi üzecek olaylara ve gelişmelere fırsat vermemek için gözden geçirileceğini ümit ediyorum" ifadelerini kullanmıştı. 

DEM Parti ile ortaklık CHP’ye pahalıya patladı mı? Mauro Icardi'den Wanda Nara'nın sevgilisi L-Gante'ye tepki Reytingler artmazsa dizi ekranlara veda edecek
Sonraki Haber