Öcalan'dan tarihi çağrı geldi! Ahmet Türk Arapça, Pervin Buldan Türkçe okudu: PKK kendisini lağvetmeli, silah bırakma çağrısı yapıyorum!

Son dakika haberi: 27 Şubat 2025, saat 17.00’de İstanbul Taksim’deki Elit World Otel, Türkiye’nin kaderini etkileyecek bir açıklamaya ev sahipliği yaptı.

DEM Parti’nin 7 kişilik İmralı Heyeti, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile üçüncü görüşmesini tamamladıktan sonra basın toplantısı düzenledi.

İMRALI'DAN İLK FOTOĞRAF GELDİ

Heyet adına Pervin Buldan, Öcalan’ın yazılı mesajını Türkçe ve Kürtçe olarak okudu. Öcalan’ın “PKK’nin ömrünü tamamladığı ve feshinin gerekli olduğu” çağrısı, salonda ve tüm Türkiye’de yankılandı.

Pervin Buldan’dan Türkçe Açıklama

Saat 17.00’de başlayan basın toplantısında, Pervin Buldan kürsüye çıkarak Öcalan’ın mesajını paylaştı. Ahmet Türk, Sırrı Süreyya Önder, Tülay Hatimoğulları, Tuncer Bakırhan, Cengiz Çiçek ve Faik Özgür Erol’un da hazır bulunduğu salonda, Buldan’ın okuduğu bildiri dikkatle dinlendi. Öcalan’ın mesajı, Türkçe ve Kürtçe olarak iki dilde kamuoyuna sunulurken, “barış ve demokratik toplum” vurgusu öne çıktı. Çok sayıda basın mensubunun izlediği açıklama, canlı yayınlarla Türkiye’ye ve dünyaya taşındı.

Öcalan’dan Net Mesaj: PKK Kendini Feshetmeli!

Pervin Buldan’ın okuduğu metinde, Öcalan’ın şu ifadeleri yer aldı: “Barış ve demokratik toplum çağrısı... Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.”

Öcalan, bu sözlerle PKK’nın varlık gerekçesinin ortadan kalktığını ve örgütün feshedilmesi gerektiğini açıkça belirtti.

İşte Öcalan'ın Tarihi Çağrı Metni

Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı

PKK; tarihin en yoğun şiddet yüzyılı olan 20. asrı, iki dünya savaşı, reel-sosyalizm ve dünya genelinde yaşanan soğuk savaş ortamları, Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur.

Teori, program, strateji ve taktik olarak yüzyılın reel-sosyalist sistem gerçeğinin ağır etkisinde kalmıştır. 1990'larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK'nın anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.

Kürt-Türk ilişkileri; 1000 yılı aşan tarihler boyunca Türkler ve Kürtler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüşlerdir.

Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir.

Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK'nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.

Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.

Kimliklere saygı, kendilerini özgürce ifade edip, demokratik anlamda örgütlenmeleri, her kesimin kendilerine esas aldıkları sosyo-ekonomik ve siyasal yapılanmaları ancak demokratik toplum ve siyasal alanın mevcudiyetiyle mümkündür.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılı ancak demokrasiyle taçlandırıldığında kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe sahip olabilecektir. Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. Olamaz. Demokratik uzlaşma temel yöntemdir.

"Silah Bırakma Çağrısında Bulunuyorum"

Barış ve demokratik toplum döneminin dili de gerçekliğe uygun geliştirilmek durumundadır. Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.

"PKK Kendini Feshetmeli"

Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.

Ortak yaşama inanan ve çağrıma kulak veren tüm kesimlere selamlarımı iletirim.

Çağrının Anlamı ve Kapsamı

Öcalan’ın mesajı, PKK’nın yalnızca Kandil’deki yönetimini değil, Suriye’deki YPG/PYD, İran’daki PJAK, Irak’taki KCK ve Avrupa’daki diaspora örgütlenmelerini de kapsıyor. Mesajda, silahlı mücadelenin sona erdiği ve demokratik siyasetin önünün açılması gerektiği ima ediliyor. Öcalan’ın “anlam yoksunluğu” ve “aşırı tekrar” ifadeleri, PKK’nın ideolojik ve pratik olarak tükenmişliğini vurgularken, fesih çağrısı somut bir tasfiye adımı olarak öne çıkıyor.

Türkiye’nin Tepkisi ve Sürecin Arka Planı

Açıklama, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Ekim 2024’te “Öcalan PKK’yı tasfiye etsin” önerisiyle başlayan sürecin bir sonucu olarak görülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Terörsüz Türkiye” hedefiyle destek verdiği bu adım, hükümetin “silah bırakılmadan müzakere yok” duruşunu pekiştiriyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, açıklamadan kısa süre önce “Bu bir pazarlık değil, terörün bitmesi için bir fırsattır” demişti. Öcalan’ın çağrısının Kandil ve diğer bileşenler tarafından nasıl karşılanacağı ise sürecin başarısını belirleyecek.

Şimdi Ne Olacak?

Öcalan’ın “feshini gerekli kılmıştır” sözleri, PKK’nın silahlı mücadelesine resmen son verilip verilmeyeceği sorusunu gündeme getirdi. Kandil’deki lider kadronun bu çağrıya uyup uymayacağı, Suriye’deki YPG’nin tutumu ve Avrupa’daki yapıların tepkisi, önümüzdeki günlerin ana gündemi olacak. Türkiye, bu tarihi açıklamayla terörsüz bir geleceğe mi adım atıyor, yoksa yeni bir tartışma dönemine mi giriyor? Gelişmeler anbean takip ediliyor.