Afet bölgelerinde salgın riski sürüyor! Uzman isim değerlendirdi
Uzmanların afet bölgelerine ilişkin uyarıları artmaya başladı. Salgından endişe eden uzmanlardan biri olan Prof. Dr. Faruk Aydın ise, riskleri anlattı.
Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremin ardından 11 ilde başlayan zorlu yaşam pek çok risk faktörünü de beraberinde getirdi. Kuşkusuz bu risk faktörlerinin ilk sırasını salgın hastalıklar aldı. Öyle ki, bölgede zarar gören boru hatları şehir suyunun kesilmesine neden olurken; toplu ve steril olmayan afet sonrası yaşam uzmanlarca oldukça riskli.
Deprem bölgeleri ilan edilen 11 il için sürekli olarak uyarılarda bulunan uzmanlar, özellikle hijyenin tam sağlanabilmesi için temiz suyun ivedilikle bölgeye ulaştırılmasını önermişti. Buna ek olarak sahra tuvaletlerinin kurulmasının son derece önemli olduğu da uzmanların ortak görüşü arasındaydı. Her iki görüşe de katılan açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Faruk Aydın ise, alınması gereken ek önlemleri ve soğuk kış mevsimi nedeniyle başlayabilecek olan solunum yolu bulaşlarını anlattı.
“TETANOZ AŞISI OLMASI GEREKMEKTEDİR”
Afetzedeleri bekleyen tehlikelere karşı uyarılarda bulunan Prof. Dr. Aydın, “Öncelikle afete uğrayan insanların travma nedenli sağlık sorunlarına hızlı iştirak edebilen mikrobiyal ajanlar karşımıza çıkarken sırasıyla beslenme bozukluğu, hijyen koşullarının yetersizliği, toplu ve çok yakın temas, çeşitli araç ve gereçlerin toplu kullanılması nedeniyle bazı tehlikeler bizi beklemektedir” diye konuştu. Ardından ortaya çıkan risklerden bahseden Prof. Dr. Aydın, şu ifadeleri kullandı:
“Bu enfeksiyonların önlenebilmesi için öncelikle yaraların uygun şekilde antisepsisi önem arz etmektedir. Aynı zamanda ilgili bireylerin en yakın sağlık kuruluşunda tetanoz aşısı olması gerekmektedir, çünkü sanılanın aksine her yaş grubundan insanın tetanoz aşısı yaptırmaya ihtiyacı vardır. Çadır kent ve konteyner alanları gibi afetzedelerin bir arada yaşadığı ortamlar solunum yolu hastalıklarına karşı risk oluşturmaktadır. Çalışmalar göstermektedir ki afetlerden sonra en sık solunum yolu enfeksiyonlarına ilişkin salgınlar görülmektedir.”
“AFETZEDELERİN MASKE KULLANMASI ÖNEMLİDİR”
Özellikle solunum yolu hastalıklarından endişe edildiğini bildiren Prof. Dr. Aydın, “Solunum yolu etkenleri damlacıklar ve hava yolu ile bulaşmakta olup maske kullanımı bu etkenlerin bulaşını önlemektedir, bu nedenle bölgede yaşayan afetzedelerin özellikle bir arada bulundukları ortamlarda maske kullanması önemlidir. Ayrıca bölgede hizmet veren sağlık personelinin kendisini, hastaları ve diğer çalışma arkadaşlarını koruması adına maske kullanması önerilmektedir. Solunum yolu enfeksiyonlarında salgın oluşturmasından endişe ettiğimiz etkenlerin başında Influenza, Respiratuar Sinsityal Virus ve SARS-CoV-2 gelmektedir” diye konuştu. Bölgede acilen sahra tuvaletlerinin kurulmasını da önerileri arasına ekleyen Prof. Dr. Aydın solunum yolu hastalıklarına ilişkin ise şu açıklamayı gerçekleştirdi:
“İlgili virüsler lipid bir zarf tabakası ile çevrili olup uygun antisepsi ve dezenfeksiyon yöntemleri ile bulundukları yüzeyden yok edilebilmektedir. Bu amaçla alkol bazlı antiseptikler elde bulunan virüslerin lipid tabakasını eritmekte, sabun kullanımı virüslerin etrafını sarmakta ve su ile ortadan kaldırılmalarını sağlamaktadır. EPA’ya (Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Kurumu) kayıtlı dezenfektanlar ise çevre dezenfeksiyonunda kullanılmaları durumunda ilgili virüslerin çevreden uzaklaştırılmasında etkili olmaktadır. Bu virüslere ek olarak kızamık virüsü hava yolu ile yayılan çok bulaşıcı bir virüstür. Hasta kişinin etrafındaki her yaş grubundan her 9 kişiden 10’u eğer bağışık değiller ise enfekte olur. Bu nedenle çocukluk çağında kızamık aşısının yapılması çok önemlidir. Aynı zamanda, bir solunum yolu enfeksiyonu olan tüberkülozun sinsi bir şekilde başlayarak afet sonrasında ilerleyen dönemde karşımıza çıkabileceğini öngörüyoruz.”