Ahmet Hamdi Tanpınar, Beyoğlu'nda yaşadığı evin önünde anıldı

Beyoğlu Belediyesi ile MSGSÜ iş birliğinde gerçekleşen etkinlikte, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ömrünün son 10 yılını geçirdiği Beyoğlu'ndaki evine bilgilendirme tabelası asıldı.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü ve daha nice romanlarını yazdığı Beyoğlu Gümüşsuyu’nda bulunan evine bilgilendirme tabelası asıldı.

KLASİKLEŞEN KİTAPLARINI BU EVDE YAZDI

Beyoğlu Belediyesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi işbirliğinde hayata geçirilen “Edebiyatın İzinde Beyoğlu” projesi ile Beyoğlu’nda yaşamış olan yazarların evlerine bilgilendirme tabelaları asılıyor.

Proje kapsamında Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Huzur, Beş Şehir gibi klasikleşen kitapların yazarı Ahmet Hamdi Tanpınar’ın vefatının 58. yıl dönümünde Beyoğlu Gümüşsuyu’nda bulunan evine bilgilendirme tabelası asıldı. Törene Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi’nin yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.

BAŞKAN YILDIZ: RAHMETLE ANIYORUZ

Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, Beyoğlu’nun edebiyat coğrafyasının haritasını oluşturmak açısından projenin önemli olduğunu belirterek, “Bugün Türk edebiyatının önder şahsiyetlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar’ın vefatının yıl dönümü münasebetiyle Beyoğlu Belediyesi olarak Mimar Sinan Üniversitesi Rektörlüğüyle birlikte bir anma programı ve yaşadığı apartmanın kapısına onun hatırasını devam ettirecek şekilde tabela asma programında beraberiz. İstanbul’un Beyoğlu’nun önde gelen ve edebiyatta ekol olan Ahmet Hamdi Tanpınar değerlerinden biridir. Buna biz Beyoğlu’nun edebiyat coğrafyası adını koyarak bu projeye böyle başladık. Beyoğlu’nun tüm kültür haritasını bu şekilde şahsiyetlerini, eserlerini anmak üzere bu tür yaşadıkları binalarının önüne tabela asmak suretiyle çalışmalarımıza devam ettireceğiz. Ahmet Hamdi Tanpınar’ı rahmetle anıyoruz” dedi.





AHMET HAMDİ TANPINAR KİMDİR?

23 Haziran 1901'de İstanbul'da doğdu. Kadı Hüseyin Fikri Efendi'nin oğlu. Baytar Mektebi'ni bırakarak girdiği Darülfünun-ı Osmani'nin (Bugünkü İstanbul Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi'nden 1923'te mezun oldu. Erzurum, Konya ve Ankara'daki liselerde öğretmenlik yaptı. Gazi Terbiye Enstitüsü'nde (Gazi Eğitim Enstitüsü) edebiyat dersleri verdi. 1933'ten sonra İstanbul'da Kadıköy Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Güzel Sanatlar Akademisi'nde sanat tarihi ve estetik dersleri verdi. 1939'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yeni kurulan Türk Edebiyatı Kürsüsü profesörlüğüne getirildi. 1942 ara seçimlerinde CHP'den Maraş Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi, üniversitedeki görevinden ayrıldı. 1946 seçimlerinde tekrar aday gösterilmeyince bir süre Milli Eğitim Müfettişliği yaptı. Güzel Sanatlar Akademisinde tekrar derse girmeye başladı. 1949'da da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne döndü. Bu görevdeyken 24 Ocak 1962'de İstanbul'da yaşamını yitirdi.


EDEBİ KİŞİLİĞİ

Adını ilk kez "Altın Kitap" dergisinde yayınlanan "Musul Akşamları" şiiriyle duyurdu. Dergah, Milli Mecmua, Hayat, Görüş, Ülkü, Varlık, Oluş, Kültür Haftası ve Aile dergilerinde şiirleri yayınlandı. Hece vezniyle yazdığı bu ilk şiirler, imge zenginliklikleri ve müzikal nitelikleriyle dikkat çeker.

Şiir zevkinin oluşumunda özellikle Yahya Kemal ve Ahmet Haşim'in etkisinden özellikle söz etmektedir. Şiir dışında roman, öykü, deneme, makale, edebiyat tarihi gibi türlerde de eser vermiştir. Şairliğinin yanı sıra usta bir romancı, edebiyat araştırmalarında referans kabul edilen bir araştırmacıdır. Yahya Kemal'i taklit endişesiyle şiire karşı hep mesafeli bir duruş sergilemiştir. Fransız sembolizmini derinlemesine incelemiştir. Rüya, zaman ve bilinçaltı onun şiirlerindeki ana izleklerdir. İlk şiirlerinde hece ölçüsü daha sonra ise serbest ölçüye yönelmiştir.

Edebiyat Fakültesi'nde öğrencisi olduğu Yahya Kemal Beyatlı'dan çok etkilendi. Ama ilk eserlerinde Yahya Kemal'den çok Ahmet Haşim izleri görülür. Haşim gibi o da küçük yaşta kaybettiği annesinin yokluğundan duyduğu acıyı ve kendisini avutacak bir sevginin özlemini dile getirir. İçe dönük bir bakışla doğa ile iletişim kurmaya çalışır.

Şiirinin bir başka yönü Bergson felsefesinden kaynanlanan zaman kavramıdır. Onun eserlerinde zaman, basit bir süreklilik değil, çok katlı ve karmaşık bir akıştır. "Ne İçindeyim Zamanın", "Bursa'da Zaman" şiirleri bu olgunun örnekleridir.

İlk romanı "Mahur Beste" 1944'te Ülkü Dergisi'nde yayınlandı. Osmanlı Devleti'nin son döneminde seçkin bir çevrenin yaşayışını sergileyen bu romanın ardandan, kendi yaşamından da izler taşıyan "Huzur" 1949'da basıldı. Huzur, hem bir aşk hem de Tanpınar'ın İstanbul'a olan derin sevgisinin romanıdır. Estetik anlayışının, kültür birikiminin ve geçmiş kültürlere yaslanan yaşam felsefesini yansıttığı bu kitabı Tanpınar'ın en yetkin romanı sayılır.

Romanda, Mümtaz ile Nuran'ın aşkı çerçevesinde Doğu ile Batı, eski ile yeni, geçmişin değerleriyle var olan değerler, aşk ile toplumsal sorumluluk arasındaki çatışmayı ve bu çatışmanın doğurduğu bireysel bunalımları irdeler.

1950'de Yeni İstanbul gazetesinde yayınlanan ancak ölümünden sonra 1973'te basılan "Sahnenin Dışındakiler" ile 1961'de basılan "Saatleri Ayarlama Enstitüsü"nde de iki uygarlık, iki değerler sistemi arasında bocalayan Türk toplumunun ironik tablosu çizilir.

Ölümünden sonra plan ve notlarına dayanılarak biraraya getirilen ve 1987'de yayınlanan "Aydaki Kadın" da da aynı irdeleme vardır.

Şiir, roman ve yazılarının yanısıra İstanbul, Bursa, Ankara, Erzurum ve Konya kentlerini doğal, tarihsel ve kültürel yapılarıyla anlattığı 1946'da basılan "5 Şehir" önemli eserleri arasındadır.

Avrupa borsaları yükselişle kapandı! THY’de 38 uçuş lodos nedeniyle iptal edildi! İstanbul'da şiddetli lodos: Uçaklar havada turluyor
Sonraki Haber