Ahmet Şahidov: CIA, FETÖ'yü Bakü'de yeniden ileri sürdü, dikkat!

Azerbaycan ordusunun işgal atındaki topraklarını geri almak için başlattığı operasyon 44 gün sonra zaferle sonuçlandı. İşgalci Ermenistan güçleri imzalanan anlaşma ile 30 yıldır talan ettikleri topraklardan çıktı.

Türk SİHA'larının savaşın kazanılmasındaki rolü, Azerbaycan yönetimi tarafından sık sık dile getirildi. Aktif olarak savaşta yer almasa da Türkiye'nin teknolojisi sayesinde savaşı kazanan Azerbaycan, minnet borcu olarak zafet kutlamalarında Türkiye'yi de ağırladı.

''FETÖ, BAKÜ'DE YENİDEN HAREKETE GEÇTİ''

Tüm bu gelişmelerin ışığında Azerbaycan Demokrasi ve İnsan Hakları Enstitüsü Başkanı Ahmet Şahidov'dan çarpıcı iddialar gündeme geldi.

Gazeteci Ardan Zentürk'ün YouTube kanalında açıklamalar yapan Şahidov, FETÖ'nün Azerbaycan'daki varlığına değindi.

Sözlerine örgütün ülkeye 1990'lı yıllarda eğitim vermek maksadıyla geldiği bilgisini vererek başlayan Şahidov, bu girişimin ülkede çok olumlu karşılandığını belirtti. Ailelerin çocuklarını örgütün okullarına göndererek kariyer sıçraması yapması için yarıştığını belirten Şahidov, ''Toplumla bağı bu şekilde kurdular. O dönemde bu kurumlardan eğitim görenler bir teşkilat kurdu. Başlarına Elnur Aslanov getirildi ve tüm faaliyetler bu isim üzerinden döndü'' ifadelerini kullandı.

Siyasetçilerin Aslanov ile yakın temas içinde bulunduğunu ifade eden Şahidov, ''Azerbaycan petrolleri varil fiyatının 190 dolar olduğu dönemde çok güçlüydü. Bu paraların yüzde 90'ının kontrolü Aslanov'un elinden geçiyordu.'' dedi.

Darbe girişimi öncesinde 2013-14 senelerinde Türkiye'nin talebi doğrultusunda Aslanov'un görevden alındığını ve yurt dışına kaçtığını belirten Şahidov, ''Hakkında CIA bağlantıları bulundu'' iddiasında bulundu.

Azerbaycan'ın Ankara'nın talebi doğrultusunda o yıllarda örgütle ilişkisini tamamen kestiğini ve yaptırımlara maruz bıraktığını belirten Şahidov, ''Kısa süre içinde FETÖ'nün en üst tesisleri yıkıldı. Darbe girişiminde başarısız olduklarında FETÖ'cüler gölgeye çekildi. Kimse FETÖ'cü olduğunu kabul etmedi'' dedi.

Koronavirüs salgınıyla birlikte dünyanın dört bir yanındaki FETÖ'cülerin ülkeye döndüğünü belirten Şahidov, ''Bu salgını fırsat bilip sessiz sedasız geri geldiler. Bunu üzerine Dağlık Karabağ operasyonları başladı. Savaş nedeniyle ülkede herkes bir oldu, birleşti. Bu FETÖ için tarihi bir fırsattı. Azerbaycan halkı 'FETÖ bitti' diye düşünürken onlar bu fırsattan faydalandı. Sosyal medya üzerinden kampanya başlattılar. 'Cephedeki askerlere sigara, bot, çorap götüreceğiz devlet bize izin vermiyor' dediler. Bu söylemler karşısında Azerbaycan Devleti izin vermek zorunda kaldı. Cepheye giderek askerlerle fotoğraf çekindiler. Kahraman ilan edildiler.'' dedi.

''GENÇLİK TEŞKİLATLARI VE MEDYALARINI OLUŞTURUYORLAR''

İstihbarat bilgisi olarak Aslanov'un yeniden faaliyete geçtiğini belirten Şahidov, ''Burada yeniden bir Aslanov kontrolü var. Eski FETÖ'cüler şu anda yeniden örgütleniyor özellikle, gençlik kuruluşlarını ve medyalarını oluşturuyorlar. Dağlık Karabağ savaşında doğan milli birlikte havasından en çok FETÖ'cüler yararlandı, geçmişlerini unutturma manevralarını yaptılar.'' şeklinde konuştu.

Bunları dillendirdikçe kendisine de saldırıların başladığını belirten Azerbaycan Demokrasi ve İnsan Hakları Enstitüsü Başkanı, ''Örgütün arkasında CIA var. Amaçları Türkiye'yi zayıflatmak. Azerbaycan ile Türkiye'yi ayırmak için yeniden FETÖ'yü devreye sokmaya çalışıyorlar.'' dedi.

''ERMENİ ASILLI HDP'Lİ VEKİLİN SÖZLERİNİ İŞTE TÜRK VEKİLİ'' DİYEREK PAZARLIYORLAR

Haşimov'un öne çıkan diğer açıklamaları ise şöyle;

''Erdoğan-Aliyev arasındaki kardeşliğe dayalı güçlü ilişkisini kimsenin bozamayacağını biliyorlar. Hedefleri, Türkiye ve Azerbaycan kamuoylarında karşılıklı soru işaretleri oluşturacak, kardeşliğin sorgulanmasına yol açacak kampanyaları oluşturmak.

Tanınmış FETÖ unsurlarının TV'lere uzman olarak çıkarılması, Azerbaycan öğretmenlerinin meslek içi eğitim kurumunun başına yine bir FETÖ'cü getirilmesi, bazılarının da terk etmek zorunda kaldıkları işlere geri dönmelerini takip etmek zorundayız.

Türkiye'deki gazetecilerin Azerbaycan medyası sandıkları bazı kuruluşlardan gelebilecek kardeşliğe darbe niteliğindeki görüşleri çok iyi araştırması gerekiyor.

Ermeni asıllı bir HDP milletvekili Ermenistan'ı savunduğunda burada da "İşte Türkiye'nin milletvekili" diye ortalığa dökülenler burada da var...''