AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik son noktayı koydu! Türkiye HTŞ'yi destekledi mi? Canlı yayında net yanıt!
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye'nin HTŞ'ye destek verdiği iddialarını reddederek, "Daha fazla kan dökülmesin, siyasi çözüm sağlansın istedik. Esad buna yanaşmadı" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Habertürk'te canlı yayında soruları yanıtladı. Türkiye ve dünya gündemi ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Çelik Türkiye'nin HTŞ'ye destek verdiği iddiaları ile ilgili de konuştu.
Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:
Herkesin bildiği, artık televizyonlarda ezberlediği bir sürü gücün konuşlandığı durum vardı. Asıl HTŞ'nin çıkış yeri İdlib'di. İdlib'de gerginliği azaltma bölgesi vardı. Rejim adına orada bulunanların saygı göstermesi gerekiyordu. Uzun zamandır olan bir şey vardı. Rejim İdlib'te gerginliği azaltma bölgesine saygı göstermiyordu. Biz de oradaki unsurlara 'daha fazla kan dökülmesin' diyorduk. Onun için Esad'la görüşmek istiyorduk. İdlib'deki güçler bir noktaya kadar sabrettiler. 'Herhangi bir hareketlilik içine girmiyoruz ama rejimin saldırıları devam ediyor' diyordu. HTŞ önce kendisini savunma için pozisyon aldı. Daha sonra dokunulmaması gereken rejimin ele geçirdiği yerlere geri almak için hareket ettiler.
Türkiye HTŞ'yi destekledi mi?
İstihbarat başkanı, kardeşi Mahir'in kaçışından bahsediliyor. Demek ki katliam rejiminin ana kolonları durumu görüp kendilerine B planını yapmışlar. Nihayetinde onlar da ipin ucunu bırakmış.
Türkiye HTŞ'yi destekledi, HTŞ'ye Türkiye'ye 'bu saldırıları yap' şeklinde iddialar var. Kesinlikle böyle bir şey sözkonusu değil. Biz 'daha fazla kan dökülmesin, siyasi bir çerçeve çıksın' dedik. Esad buna yanaşmadı.
Bu unsurlarla yani HTŞ, Suriye Milli Ordusu, Ulusal Kurtuluş Cephesi ile ilişkisi olan tek ülke Türkiye. İkincisi Türkiye'nin şöyle ayrıcalığı var, Türkiye Suriye halkının gerçekten desteklediği muhalif gruplarla temas kuran ülke. İlk başta Esad'a muhalif olanların tamamı bir müddet sonra 'Esad buradan gitmiyor' diye pozisyon değiştirdiler. İlk baştan itibaren 'Esad bu şekilde devam etsin' diye tutum içinde olmadık. İstihbarat örgütleri görüşüp ajanda olgunluğu oluşturacaktı. Dışişleri Bakanları görüşülecek sonra Cumhurbaşkanımız onay verirse Esad'la görüşmeler gerçekleşecekti. Yoksa 'kan dökmeye devam edin' değil. Cumhurbaşkanımız net ve sabit durdu. 'Esad yaptığı katliamlara devam etsin biz de onu kabil-i muhatap şekilde görelim' şeklinde değil. Rejimin yaptığı saldırılara bakın. İçin için kaynayan bir koza gibiydi.