AK Parti'de ByLock'çu vekiller olduğunu iddia edenleri isim vermeye çağırdı!

FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkartılmadığına yönelik eleştiriler özellikle CHP tarafından sıklıkla gündeme getiriliyor.

Akşam yazarı Emin Pazarcı bu konuda dikkat çeken bir köşe yazısı kaleme aldı.

Bu iddiayı ortaya atanlar ile basit bir hukuk bilgisini paylaşan Pazarcı, "Şimdi kendi ifadelerinden hareket ederek, başta Kemal Kılıçdaroğlu ve Can Ataklı olmak üzere “AK Parti’de ByLock’çular var” diyenlere bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. ByLock, FETÖ’nün gizli bir haberleşme sistemi olduğuna göre, bildiklerinizi cumhuriyet savcılarıyla paylaşmak zorundasınız. Aksi takdirde, siz de TCK 278. Madde kapmasında suç işlemiş olursunuz!" diye yazdı.

İşte o yazı;

- ByLock’çu AK Partililer

Dedikodusu çok, kendileri ortada yok. Lafa gelince sayıları 200’e kadar ulaşıyor. Ancak, bu güne kadar bir tanesinin bile adını dillendiren olmadı. AK Partili ByLock’çu milletvekilleri, tam bir şehir efsanesine dönmüş durumda.

Merak ediyorum, kim bunlar?

Borsa İstanbul gibi; bir iniyor, bir çıkıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sayılarının 120 ila 180 arasında olduğunu iddia etmişti. Bu arada farklı sayıları telaffuz edenler oldu. Nihayet Can Ataklı, yazdığı yazıda 61’e kadar indirdi.

Can Ataklı’ya göre, MİT bunların listelerini İktidar’a vermiş. Üstelik, o listeyi birkaç saniyeliğine kendisi de görmüş. (Niye sadece birkaç saniye, ayrıntı vermediği için onu bilemiyoruz) Yazdıklarına bakılırsa, içlerinde “dudak uçuklatan” isimler varmış.

Ataklı, listede gördüğünü iddia ettiği isimleri sıralıyor:

“Bazı bakanlar, FETÖ aleyhine demeç verenler ve televizyon ekranlarında aslanlar gibi çarpışan isimler…”

İyi güzel de kim bunlar?

Her şey var, bir tek isimleri yok!

Niye acaba?

Can Ataklı, buna da kılıf bulmuş. “İsimlerini vermem hukuken mümkün değil” diyor. Gördüğünü iddia ettiği bu isimleri kamuoyuyla paylaşmasına hukukun engel olduğundan bahsediyor.

Ne münasebet? Ne ilgisi var? Nereden çıktı o? Hangi hukuk düzenlemesinde böyle bir engel bulunuyor?

Tam tersine, Türkiye’deki hukuki düzenlemeler, varsa bu isimlerin açıklanmasını hükme bağlıyor. Türk Ceza Kanunu’nun 278. Maddesi son derece açık ve net. O maddede suçu bildirmemenin de bir suç olduğu yazıyor. Aynen şu ifadeler kullanılıyor:

“İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Demek ki neymiş, ByLock kullanan milletvekilleri varsa, onları bilip de bilgi vermemek de suçmuş!

***

Şimdi kendi ifadelerinden hareket ederek, başta Kemal Kılıçdaroğlu ve Can Ataklı olmak üzere “AK Parti’de ByLock’çular var” diyenlere bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. ByLock, FETÖ’nün gizli bir haberleşme sistemi olduğuna göre, bildiklerinizi cumhuriyet savcılarıyla paylaşmak zorundasınız. Aksi takdirde, siz de TCK 278. Madde kapmasında suç işlemiş olursunuz!

Şimdi birisi kalksa ve bir suç duyurusunda bulunsa… Herhangi bir cumhuriyet savcılığına dilekçe verip, “Suçluları bilmelerine rağmen açıklamıyorlar” dese… Altına da yaptıkları açıklamaları ve yazdıkları yazıları eklese…

Savcılar soruşturma yapmak ve bu işin üstüne gitmek zorunda kalırlar. “Biliyorum, ama açıklayamam” diyemezler. O durumda, bir terör örgütünün elemanlarını korumuş olurlar. Savcılık da haklarında dava açmak zorunda kalır.

Gerçek durum budur!

***

Ayrıca, ne demişti Başbakan Binali Yıldırım? Kemal Kılıçdaroğlu’na kamuoyunun önünde bir çağrı yapmıştı:

-Kılıçdaroğlu ne biliyorsa açıklasın. Biz üzülmeyiz, kızmayız. Ben çok açıkça “yok” diyorum.

O günden bu yana tek bir isim bile ortaya çıkmadı. Kılıçdaroğlu sadece yuvarlak bazı ifadeler kullandı:

-AK Parti Trabzon milletvekilinin ablası, Kilis, Hatay, Kırıkkale, Aydın ve Sakarya milletvekillerinin kardeşleri BayLock’çu.

Hepsi bu. Tek bir milletvekilinin adını vermedi ya da veremedi.

Şimdi sözü evirip çevirmeden açıkça söyleyeyim: Bir iddia ortaya atılıyorsa, bunu açıklaması ve ete-kemiğe büründürülmesi gerekir. Aksi takdirde söylenen sözlerin, yazılan satırların hiçbir ciddiyeti kalmaz, yapılan işin adı en hafif ifadeyle dedikodu olur. Bakın “iftira” kelimesini kullanmıyorum.

Çocuk oyunu değil, bu ülkeyi esir almaya çalışan bir terör örgütünün gerçekleştirdiği darbe teşebbüsünden bahsediyoruz. Yüzlerce şehidimiz ve binlerce yaralımız var. Buna karşılık, birileri çıkıyor, “Ben onların bir kısmını tanıyorum, ama söyleyemem” türünden sözler sarf ediyor.

Yok öyle şey…

Bildiklerinizi söylemek, varsa suça karışmış isimleri kamuoyu ve yargı ile paylaşmak zorundasınız. Aksi takdirde birileri de çıkar, bütün bu yapılanların çirkin bir karalama kampanyasından ibaret olduğunu söyler. O da iddia sahipleri açısından hiç hoş değildir.

FETÖ'nün emniyet mahrem yapılanmasına operasyon! Kılıçdaroğlu'nun Akşener sözleri İyi Parti'yi karıştırdı! Netanyahu'ya bir kötü haber daha!
Sonraki Haber