Akar açıkladı! İstanbulya, Ahikerya, Taşoz, Kerpe...

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan'ın anlaşmalara aykırı olarak Ege Denizi'ndeki 16 adayı silahlandırdığını söyledi. Bu adaların 1960'tan bu yana silahlandırıldığını ifade eden Akar'ın açıklamasını değerlendiren uzmanlar, "Bunu barışçıl bir yolla halletmeye çalışıyoruz ama maalesef AB’yi arkasına alan Yunan tarafının bu konudaki tutumu hasmane.” tespitinde bulundu.

Ege’de uluslararası anlaşmalarla belirlenen gayri askeri statüde 23 adanın bulunduğunu belirten Milli Savunma Bakanı Akar, “Yunanistan, gayri askeri statüde ada olmasına rağmen bunlardan 16’sını anlaşmalara aykırı olarak silahlandırılmıştır. Yunanistan’dan uluslararası hukuka, imzaladığı anlaşmalara ve iyi komşuluk ilişkilerine göre davranmasını bekliyoruz” açıklaması yaptı. 

“BÖYLE BİR GARABETLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

Ege’de sorunların çözülmesi için gerekenleri yaptıklarını, kimsenin kendilerine aksini söyleyemeyeceğini vurgulayan Hulusi Akar, “Hiçbir şekilde hakkımızı çiğnetmeyiz. Bu bir tehdit değil ama iyi komşuluktan yanayız dememiz de bir zafiyet değil. Şu anda ne dünyada ne de tarihte karasuları 6 mil, hava sahası 10 mil olan bir ülke var. Böyle bir garabetle karşı karşıyayız. Bunu bir doğruymuş gibi dünya kamuoyuna tanıtmaya çalışıyorlar. Bu konudaki hakkımızı hukukumuzu savunuyoruz” ifadelerini kullandı.

SİLAHLANDIRMA 1960'TA BAŞLADI

1960’lı yıllardan itibaren adalarda ağır silahlandırmaya giden Yunanistan, bazı adalara savaş uçaklarının kullanabileceği hava üslerinin yanı sıra deniz üsleri de inşa etti. Kimi adalarda tümen kimi adalarda ise tugay seviyesinde birlik barındıran Yunanistan’ın, adalardaki toplam asker mevcudunun 50 ila 100 bin arasında olduğu değerlendiriliyor. Uzmanlar, Türkiye’nin bu sorunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne taşıması gerektiğini ifade ediyor.

ADALARIN SİLAHLANDIRILMASI PARİS ANTLAŞMASIYLA KISITLANDI

Ege Adaları’nın silahlandırılması, 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ve 1947 yılında imzalanan Paris Antlaşması’na göre kısıtlanmış durumda. Pek çok adada kolluk kuvveti dışında silahlı kuvvet bulundurulmaması ve tahkimat yapılmaması da antlaşmada hükme bağlandı.

Paris Antlaşması ile “12 ada” olarak anılan 14 ada İtalya’dan alınıp Yunanistan’a verilmişti. Antlaşmanın 14. maddesine göre bu adaların üzerinde ancak asayişi sağlayacak kadar kuvvet bulundurulma hakkı bulunuyor.

Ancak Yunanistan Ege’deki adaları 1960’lı yıllardan itibaren silahlandırıyor.

Ege Denizi’ndeki sorunu uzmanlar Milliyet’e değerlendirdi.

Akar’ın açıklamalarını önemli ama gecikmiş bir değerlendirme olarak niteleyen Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, “Bu açıklamanın 1964’ten bu yana yapılması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne bu sorunu, taşımalıdır” dedi. Yunanistan’ın, Ege Denizi’nde gayri askeri statüde 3 ada grubuna sahip olduğunu belirten Gürdeniz, şöyle devam etti: “Bu üç ayrı kategoride 23 ada bulunmaktadır. Bu 23 ada askersizleştirilmiş olma koşuluyla, yani Anadolu’ya bir tehdit riski oluşturmayacak şekilde egemenliği Yunanistan’a devredilmiştir. Bilindiği üzere adalar Kıbrıs sorununun başladığı 1960’lı yılların başından bu yana silahlandırılıyor. Türkiye 1964 yılında bu ihlaller için ilk notasını vermiş, aynı yıl Ege’deki karasularını 3 milden 6 mile çıkarmış ve kıta sahanlığı krizinin çıktığı 1975’te söz konusu ihlalleri BM’ye bildirmiştir.” Kademeli olarak bu adaların ağır bir şekilde silahlandırıldığını belirten Gürdeniz, “Yunanistan, her üç adalar grubunda ancak asayişi sağlayacak polis veya jandarma bulundurabilir. Askeri birlik, deniz üssü veya hava üssü bulunduramayacağı gibi, savaş gemileri liman veya karasularını; askeri uçaklar hava sahasını veya meydanlarını kullanamaz. Yunanistan özellikle Kıbrıs Barış Harekatından sonra her üç grup adanın çoğunluğunu kara, deniz ve hava birlikleri/üsleri ile silahlandırmış ve silahlandırmaya devam etmektedir. ASDEN Komutanlığı adı altında Midilli ve Rodos’ta tümenler; Limni Sakız Sisam ve İstanköy’de tugay seviyesinde birlikleri vardır. Limni Midilli, İstanköy ve Rodos’ta jet harekatına uygun hava üsleri vardır” diye konuştu. 

Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Dr. Sezai Enis Tulça ise “Kuzeydeki Saruhan Adaları, silahsız kalması kaydıyla Lozan ile Yunanistan’a devredilmiştir. Güneydeki adalar yani 12 Adalar olarak tabir ettiğimiz ama kabaca 14 ada ise 1912-1947 arasında İtalya’daydı. Savaş sonunda İtalyanlar çekilirken, 1947 Paris Anlatlaşması ile bu adaları silahsız kalması koşuluyla Yunanistan’a bıraktı.1964’ten itibaren Yunanistan bu adaları ciddi boyutta silahlandırmaya başladı. Ayrıca bunların dışında Ege’de aidiyeti belirsizlik olan adalar var. Lozan’da bu ‘gri adala’ için ilerde taraflar arasında bu adaların aidiyetinin belirlenmesi gerektiği belirtiliyor” değerlendirmesinde bulundu.

Tulça, atılması gereken adımları ise şöyle özetledi:

‘YUNAN TARAFININ TUTUMU HASMANE’

“Uluslararası Divan’a götürülebilir. Ancak tek taraflı gitmenin sakıncaları var. Bir mutabakat yapıp, iki ülke anlaşamadığını tespit ettiği konularda gider Adalet Divanı’na. Bu yapılamıyor. Çünkü Yunanistan, ‘Benim yaptığım ihlal değil. Kendi egemenlik alanımdaki bir adayı silahlandırıyorum’ diyor. Ama ortada bir anlaşma var. Bu sorunu ya diplomatik yolla çözeceksiniz ya hukuka başvuracaksınız. Bunu barışçıl bir yolla halletmeye çalışıyoruz ama maalesef AB’yi arkasına alan Yunan tarafının bu konudaki tutumu hasmane.”

İşte 23 ada

Akar’ın 16’sının silahlandırıldığına dikkat çektiği 23 adanın isimleri şöyle:

1 Boğazönü Adaları (Kuzey Ege Adaları): Semadirek, Limni, Taşoz, Bozbaba (4)

2 Saruhan Adaları (Doğu Ege Adaları): Midilli, Sakız, Sisam, Ahikerya, İpsara (5)

3 Menteşe Adaları: İstanbulya, Rodos, Herke, Kerpe, Kaşot, İlyaki, İncirli, Kelemez, Leryos, Batnaz, İlipsi, Sömbeki, İstanköy, ve Meis


Fenerbahçe'yi bekleyen zorlu fikstür! 28 günde 7 kritik maç Galatasaray son dakika transferleri! Kaleye Alisson Becker takviyesi Alkol ve sigara satan yerlere kamera şartı
Sonraki Haber