Algoritmaya göre suç işliyorlar!
Lan Brady ve Myra Hindley
Myra Hindley 1942’de, Manchester’da, şiddet yanlısı bir baba olan Bob ve ondan sürekli dayak yiyen Hettie’nin kızı olarak dünyaya geldi. Myra lisede en yakın arkadaşının boğularak ölmesinden sonra ağır bir bunalıma girdi. Çekingen ve depresif bir genç kızken hayatının aşkı Lan Brandy ile tanıştı. Lan Brady ise 1938’de hiç görmediği gazeteci bir babanın ve bekâr bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Yaşıtlarından farklı bir çocuktu. Sürekli çevresindeki hayvanlara zarar veriyordu. Büyüdükçe şiddete olan merakı da büyüdü… Bir hırsızlık suçu esnasında yakalanıp ıslahevine düşmesiyle birlikte hayatı değişti. Burada kendini okumaya veren Ian, Adolf Hitler’e ilgi duymaya başladı.
Tarihin kara lekelerinden Lan Brady ve Myra Hindley tarafından, 1963-65 yılları arasında, İngiltere’de gerçekleştirilen cinayetler Moors Cinayetleri olarak tarihe geçti. Pauline Reade, John Kilbride, Keith Bennett, Lesley Ann Downey ve Edward Evans isimlerindeki kurbanlardan ikisinin cesedi Saddleworth Moor civarında bulunduğu için cinayetlere bu isim verildi. 1987 yılında aynı yerde başka bir kurbanın daha cesedine rastlandı. Bu, Brandy ve Hindley’in 1966 senesinde görülen davasından 20 sene sonrasına denk geliyordu. Dördüncü kurban Keith Bennett’in bedeninin orada yakıldığından şüphe edildi. Ama tekrarlanan aramalara karşın bir kanıt elde edilemedi. 10-17 yaşları arasında 5 erkek çocuğu öldüren ve bunlardan dördüne tecavüz eden çifti, Myra’nın erkek kardeşi ihbar edince cinayetler ortaya çıktı.
Daha sonraları Lan pişman olduğunu belirtse de Myra hiçbir zaman pişman olduğunu dile getirmedi. Gardiyanları ayartıp şartlı tahliye için dönemin içişleri bakanına kadar ulaşmaya çalışan Myra uzun yıllar hapis cezası çektikten sonra yine hapiste can verdi.