ALIŞMAYINCA TUTMAZ…

İkinci tur seçimleri, çoklu masayı daha çoklu masa haline getiriyor. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Ata İttifakı adayı Sinan Ogan’a verilen oyları çekebilmek için köklü bir söylem değişikliğine gidiyor.

Elbette Atatürk’ün partisinin genel başkanı olarak bu seçime özgü tercih edeceği yeni dil ağzında çok da ayrıksı durmayacaktır, tabanı bakımından PKK/HDP/YSP/Tip ve diğer eklentileri için kullandığı dilden çok daha anlamlı olacaktır, ancak bu kez de kaç yıldan beri partisini yanyana getirmek için uğraştığı radikal yapılarla çatışacaktır.

Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu PKK ile mücadele edeceğiz dese bir türlü, demese bir türlü… FETÖ ile mücadele edeceğiz dese bir türlü, demese bir türlü…

Tabanını bunları söylememenin pratik gerekliliğine ikna etmişti. Büyük ölçüde de tabanda kopma yaşamadan oyunu toparlamıştı.

Buna ek olarak da PKK/HDP/YSP/Tip ve diğer eklentilerin desteğini almıştı. Şimdi dili tam olarak bunlara karşı çevirmesi ve buna mukabil hala bu oluşumların desteğini beklemesi sanırım kendisi için çok da verimli olmaz. Aradaki süre uzun olsaydı belki ikna süreçlerini işletebilir ve yine pragmatik bir neticeye ulaşabilirdi ama süre her gün azalıyor…

Dolayısıyla altılı masayı oluştururken ve milletvekili kontenjanlarını masa paydaşlarına dağıtırken söylediğimiz gibi, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan bir kez daha olabilir.

Bu kez PKK/HDP/YSP/Tip ve diğer eklentilerinin desteğini kaybedebilir. İyice batabilir.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun PKK/HDP/YSP/Tip ve diğer eklentileri ile olan ilişkileri sadece kendisine değil müttefiki İYİ Parti’ye de kaybettirdi.

Aradaki ilişkiyi o kadar göze batacak şekilde ortaya koydular ki, şimdi ileri sürdükleri gibi “Karşı tarafın bu ilişkiyi öne sürerek propaganda yaptığı ve başarılı olduğu” iddiaları doğru değil.

Şöyle bir hafıza tazelemek gerekirse, Dışişleri Bakanı olarak düşünülen Sayın Ünal Çeviköz’ün konuşmaları, parti adına televizyonlara çıkan pek çok ismin konuşmaları, Sayın Kılıçdaroğlu’nun Atatürk Havaalanı’nın kullanımından, Teknofest’e, İHA-SİHA, savunma sanayi, TOGG gibi milletin önemli bulduğu konulara ilişkin yaklaşımları rakipleri tarafından yazılıp ellerine tutuşturulan metinlerden okudukları mıdır?

Artık kadim bir Anadolu sözünü hatırlamanın tam vaktidir: Alışmadık mabadda don durmaz…

Kimse Ata İttifakı adayının, Sayın Kılıçdaroğlu’na bir veya birkaç bakanlık almak suretiyle destek açıklaması üzerine gidip Cumhurbaşkanı seçmek için oy vermez.

O zaman Ata İttifakı adayının da samimiyeti şüpheyle karşılanır…

Diyeceklermiş ki, Hüdapar’ı, Hizbullah’ı Meclis’e taşıdılar…

PKK/HDP/YSP/Tip ve diğer eklentilerinin temsilcileri kanarya sevenler cemiyeti mensupları mı?

Hüdapar temsilcileri aylardır her zeminde diyor ki “Bizim vatanla, milletle, bayrakla, devletle problemimiz yok. Bu bayrak bizim bayrağımız, bu devlet bizim devletimiz, bu vatan bizim vatanımız, biz bu milletin parçasıyız. Hizbullah ile hiçbir bağımız yok. Terörle ilişkimiz yok. Silahlı örgütümüz yok.”

Bu arada, Kavala ve Demirtaş mevzuu ne olacak?

PKK/HDP/YSP cezaevlerindeki teröristleri kurtarmak istiyorlardı, İmralı kapılarını parçalayacaklardı, ne oldu?

Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Kayyum atamalarını önleme, görevden alınanları iade, Parti kapatmayı imkansız hale getirme işleri ne oldu?

Mevsimlik milliyetçilik bile değil ortaya konulmak istenen. Bir haftalık milliyetçilik…

Tutar mı?

Tutmaz…

Alışkın değiller…

Tüm yazılarını göster