Alman basını analiz: İşte Türkiye’nin ‘Büyük Hazar Denizi’ vizyonu!
Almanya merkezli Caucasus Watch’da yayımlanan bir analizde, 'Türkiye’nin Ermenistan’a karşı son savaşında Azerbaycan’a verdiği desteğin etkileri aslında çok daha büyük. Azerbaycan artık Türkiye’nin Orta Asya’ya ulaşması için giderek önemi artan bir basamak olarak görülüyor. Ankara artık, haşmetli kültürel ağırlığını ve Orta Asya devletlerinin dış ilişkilerini Moskova ve Pekin’den uzaklaştırma konusundaki istekliliğini eyleme geçirebilir.' ifadelerine yer verildi.
İşte Almanya merkezli Caucasus Watch’da yayımlanan; Avrupa Üniversitesi’nde Profesör ve Gürcistan merkezli Geocase isimli düşünce kuruluşunda Orta Doğu Çalışmaları Direktörü olan Gürcü asıllı Emil Avdaliani tarafından kaleme alınan analizin tam çevirisi:
İkinci Karabağ Savaşı’nın beklenmedik bir sonucu daha oldu. Türkiye’nin Orta Asya ile ilişkileri önemli ölçüde iyileştirdi. Bu gelişme, Ankara’nın 2020’den önce Türkçe konuşan ilgili ülkelerin hakim olduğu bölge ile daha yakın ilişkiler kurmaya çalışmadığı anlamına gelmiyor.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Ankara, Orta Asya’da bir yer edinmek için önemli çabalar sarf etti. Ancak, Rusya’nın güvenlik garantileri ve Çin’in artan ekonomik varlığı Türkiye’nin önünde önemli bir engel teşkil ettiğinden, yeterli stratejik kaynakların eksikliği nedeniyle bu amaç sekteye uğramıştı. Ancak şimdi, Türkiye bölgede ‘Türk’ etkisini genişletmek için yeniden girişimlerde bulunuyor.
Ankara, ülkenin daha fazla çeşitlendirilmiş enerji kaynağına ihtiyaç duyması nedeniyle Orta Asya’da daha güçlü bir konum sahibi olmayı hedefliyor. Türk hükümeti 2020’de Karadeniz’de büyük gaz keşifleri ilan etmesine rağmen, ülke hala büyük ölçüde dış enerji kaynaklarına bağımlı. Bu nedenle, yeni enerji kaynakları arayışı ve enerji nakil koridorlarında ne Rusya’nın ne de İran’ın herhangi bir tekele sahip olmamasının sağlanması Türkiye için büyük bir jeopolitik amaç.
ORTA KORİDOR VE ÇİN: HAZAR DENİZİ KİLİT
Türkiye ayrıca Hazar Denizi’ni ‘Orta Koridor’un önemli bir parçası olarak görmekte.
Bu yaklaşım, Pekin’in devasa Kuşak ve Yol Girişimi’ni tamamlamayı amaçlıyor. Her iki girişim de esasen birbirini tamamlayıcı nitelikte. Zira 2015 yılında Ankara ve Pekin, iki girişimi uyumlu hale getirmek için bir niyet mektubu imzaladı. Türkiye, Orta Koridoru Orta Asya’ya köprü kurmak için önemli bir fırsat olarak görmekte. 2020 yılı sonunda Bakü-Tiflis-Kars hattında ilk kez Türkiye’den Çin’e tren seferleri yapıldı.
TÜRKİYE İÇİN AZERBAYCAN’IN KONUMU ÖNEMLİ: ATLAMA TAHTASI
İşte bu noktada Azerbaycan’ın Türkiye için konumu önemlidir. Azerbaycan’daki Türk etkisi, Türkiye ile Türkmenistan arasında Ocak 2021’de imzalanan anlaşmayı mümkün kıldı. Anlaşmanın amacı, Hazar Denizi’ndeki Dostluk doğalgaz sahasının ortaklaşa kullanılması.
Türkiye, Şubat ayında Azerbaycan ve Türkmenistan Dışişleri Bakanları ile üçlü bir toplantıya da ev sahipliği yaptı. Orada Türkiye, çok övülen Trans Hazar Boru Hattı’nın uygulanmasının önündeki büyük bir engeli potansiyel olarak ortadan kaldırabileceği için Dostluk’la ilgili ilerlemelere odaklandı. İdeal olarak, bu hat, Güney Kafkasya’dan Avrupa’ya gaz akışını sağlayabilir.
TÜRKİYE, RUSYA VE İRAN’IN TEPKİSİYLE KARŞILAŞACAK
Bu konuda Türkiye, Türkmenistan’ın Avrupa’ya gaz tedarik etmesinin engellenmesinde her iki ülkenin çıkarları örtüştüğü için Rusya ve İran’ın muhalefetiyle karşılaşacak. Türkmen gazı gerçekten de Avrupa pazarında Rus gazına karşı güçlü bir rakip olabilir, ancak TCP’nin uygulanmasında önemli sonuçlar elde etmek için Türkmenistan’ın büyük güçlerin desteğine ihtiyacı olacaktır ve Türkiye artık bu büyük güç olabilir. Bunların pek çoğu varsayımsal olarak kalıyor, ancak bu yönde bazı engellerin kaldırılması gerçekten de önemli bir gelişme.
Türklerin Hazar ve Orta Asya bölgesindeki amaçlarının büyük bir kısmı, kültürel ve ekonomik ilişkileri yoğunlaştırmayı amaçlayan 1991 yılında kurulan Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı ile 2009 yılında kurulan Türk Konseyi’ne dayanmaktadır. Türk Konseyi, Kasım 2021’deki son zirvede alınan kararın ardından resmi olarak ‘Türk Devletleri Teşkilatı’ olarak yeniden adlandırıldı.
Türkiye’nin bu denli ilerlemesinin arkasında tamamen jeopolitik bir ivme de var. Çin ve Rusya bölgede önemli bir rol oynarken, Türkiye, Orta Asya devletlerinin dış ilişkilerini Moskova ve Pekin’den uzaklaştırma amacını güdüyor, veya onların bu isteğinden faydalanıyor. İki güçten birine bağımlılık bölgede zaman zaman sorunlara neden olmuştu. Ayrıca Kırgızistan ve Türkmenistan’ın paraya da ihtiyacı var, bu da Türkiye’nin ekonomik ilişki potansiyelini artırıyor Rusya’ya görece artırıyor.
TÜRKİYE’NİN ORTA ASYA VİZYONU BATI İLE ARASINDA İŞ BİRLİĞİ POTANSİYELİ YARATIYOR
Türkiye’nin Hazar Havzası ve Orta Asya vizyonunun bir başka ilginç bileşeni, Batı’nın Rusya ve iki bölgeye yönelik stratejisiyle uyumlu olması. Bu, Türkiye ile Batı arasında işbirliği potansiyeli yaratıyor ve Ankara’yı Hazar bölgesinde daha aktif hareket etmeye teşvik ediyor.
ANKARA BÖLGEDE BAZI KISITLAMA VE ENGELLERLE KARŞI KARŞIYA
Bu dinamiğe rağmen, bölgeye yeniden dahil olma yolunda Ankara da engellerle karşı karşıya. Türkiye bugün 1990’larda olduğundan daha güçlü, ancak zorluklar devam ediyor. Çin ile ilişkiler bunda çok önemli bir rol oynuyor. Çin’in Türkiye ile daha yakın ilişkiler kurmak için yaptığı sayısız girişimlere rağmen – buna sanayi, enerji, ulaşım ve telekomünikasyon yatırımları dahil – iki ülke arasında önemli bir anlaşma yapılmadı. Orta Koridor ve Kuşak ve Yol projesi arasındaki bahsi geçen sinerji henüz kurulmuş değil.
Diğer bir önemli sorun ise, Hazar Havzası ve Orta Asya’nın esasen daha büyük komşu güçlerden izole edilmiş olmasıdır. Hazar Denizi’nde, Türkiye’nin Azerbaycan ile aktif diplomasisi ve ara sıra yaptığı askeri tatbikatlar, Rusya ve İran’ı endişelendirse de bu ülkelerden hiçbiri bu korkusunu açıkça dile getirmedi.
Aslında Hazar Denizi, Tahran ve Moskova tarafından neredeyse yalnızca kendilerinin faaliyet gösterdikleri bir alan ya da arka bahçe olarak görülüyor. 2018 Hazar Denizi anlaşması, kıyıdaş devletlerin bölge dışı devletlerin askeri faaliyetlerine izin vermemelerini sağlıyor.
Dolayısıyla, büyüyen hırslarını somut adımlarla desteklemek için Türkiye, Batı dikkatini Kafkaslar’dan Hint-Pasifik bölgesine kaydırırken Rusya ve İran’ın muhalefetini kışkırtmamak için temkinli hareket etmelidir.
Kaynak: M5, Caucasus Watch
Yazar: Emil Avdaliani (Avrupa Üniversitesi’nde Profesör ve Gürcü düşünce kuruluşu Geocase’de Orta Doğu Çalışmaları Direktörü)
Çeviri: Cengiz Büyükuncu