‘YUNANLILARA İLK KURŞUNU SIKAN O DEĞİLDİ!’
İstihbarat Uzmanı ve Sovyetolog Alparslan Ertuğ ve Gazeteci İbrahim Baran ile 'Mevzu Derin' SuperHaber YouTube kanalında yayında...
SuperHaber YouTube kanalında yayınlanan ‘Mevzu Derin’de, İstihbarat Uzmanı ve Sovyetolog Alparslan Ertuğ ile Gazeteci İbrahim Baran, İzmir’e çıkan Yunan askerlerine ilk kurşunu atan kahraman şehidimiz Osman Nevres’in gerçekleştirdiği dış operasyonun perde arkasını konuştu.
ERTUĞ: İSTİHBARAT, OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE KADAR KESİNTİSİZ DEVAM ETTİ!
Alparslan Ertuğ, “Hasan Tahsin denilince hepimiz İzmir’e çıkan işgalci Yunan askerlerine ilk kurşunu atan ve şehit edilen vatan millet evladı kahramanı hatırlarız. Ancak gerçek adı Hasan Tahsin değildir. Gerçek adı Osman Nevres’tir. Hem bir istihbaratçı, hem de Osmanlı döneminin en ünlü silahlı operasyonlarda yapan istihbarat teşkilatı Teşkilat-ı Mahsusa'nın bir fedaisidir. Hasan Tahsin ise gene Teşkilat-ı Mahsusa'nın fedai grubundan bir askerdir. Emekli olmuştur. Emekli olduktan sonra silah diye bir gazete çıkarmaya başlamış. Onun için silahçı Tahsin diye anılır. O dönemin bir sürü ünlüsü buna benzer çıkardığı gazetenin adıyla anılır. Silahçı Tahsin aslında bazı görevleri yerine getirilmesini aksattığı için Bulgaristan’da bazı verilen talimatları uygulamakta ihmalci davrandığı için Teşkilat-ı Mahsusa tarafından bizim Saraçhane’deki Bozdoğan Kemeri civarında infaz edilmiş. İddiaya göre cesedi orada bir çuvala konulup Edirnekapı Mezarlığı’na atılmak suretiyle öldürülmüştür. Yine ilginç olan Teşkilat-ı Mahsusa yurt dışına göndereceği fedaisini Hasan Tahsin’in kimliğini veriyor o kimlikte gidiyor. Şimdi oraya gelmeden önce bu iki şey belirtmek lazım. İstihbarat servisi hadisesi sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile başlamış değil. Biliyorsunuz daha önce programlarda Manas Destan’ından başlayarak geldik hatta daha öncesinde de var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti hilafeti kaldırmıştır. Saltanatı kaldırmıştır, cumhuriyet kurmuştur. Ancak Osmanlı’nın devamıdır. Kesintisiz bir geçiş vardır. Benim dedem hem Osmanlı Ordusu üniformasıyla, hem de Cumhuriyet Ordusu üniformasıyla da fotoğrafı var. Bir dönem Osmanlı’dan maaş alırken bir dönem kesintisiz bir şekilde sonra cumhuriyet hükümetinden maaş almaya başlamıştır. İstihbarat geleneğimizde kesintisiz bir şekilde tarihsel bir süreçte devam etmiştir. Cumhuriyet’in kurduğu istihbarat servisinin ilk başkanı ilk reisi mahın Şükrü Ali Ögel Bey aynı zamanda Teşkilat-ı Mahsusa’dan ve Mim Mim Grubu’ndan gelmektedir. Kadroların çoğu gene o kadrolardır. İyi bir istihbaratçının yetişmesi seneler sürer,eğitimin dışında bir de hayat tecrübesi, iş tecrübesi de gerekir. Bu kişilerin çoğu kurmaydır. II. Meşrutiyet’in ilanından itibaren, 1908’den itibaren Balkan Savaşı’nı yaşamışlar, Trablusgarp’ı yaşamışlar. 1. Dünya Savaşı, Çanakkale, Suriye, Kafkasya… Bu adamlar nasıl yetişti diye hayretler ediyorum. İmparatorluğu şahlandırıyorlar ve bu kadro Osmanlı Ordusu’nu reforme ediyor gençleştiriyor. Daha önceki bürokrasinin tepesini tıkayan kadronun hatta eğitim düzeyi aşağıdan gelenlere göre daha düşük olan kadronun deyim yerindeyse satırla doğranarak tasfiyesinden sonra olmuştur. Kurtuluş Savaşı’ndaki yaş ortalaması zabitanın yaş ortalaması ise Çanakkale’nin bile en az 7-8 yaş altındadır. Dolayısıyla ordumuzun deformasyonu da oradan gene Osmanlı’dan başlayarak geliyor. Ateşle sınanmış hani çeliğe su vermek gibi dövüle dövüle çelik olmuş bir kadrodur. Baskın Kardeşler, Balkan Savaşı sırasında İngiltere’nin her zaman yaptığı gibi Balkanların önemini kavradığı için bir sivil toplum kuruluşu kuruyor kendi emrinde. Balkan Komitesi diye bir şey. Bu komite Balkanlar’da Osmanlı aleyhine çok ciddi siyasi faaliyetler bulunuyor, kamuoyu oluşturuyor. Ufak tefek örgütlenmeler yapıyor. Ve Osmanlı’nın Balkanlardaki siyasi manevralarını engelleyecek, etkileyecek işler yapıyor. Osmanlı Devleti ama o zaman gene Teşkilat-ı Mahsusa kurulmadan önce bile belirli bir elçilikler ve onların içindeki istihbarat unsurları kanalıyla bunları çok yakın izlemeye alıyor. Ve bunlar aslında Osmanlı Devleti’nin projektörünün altında sonunda 1.Dünya Savaşı’na doğru gelindiğinde Balkanlar’da Bulgaristan ve şey Romanya çok önemli iki ülke oluyor. Çünkü Almanya ile ittifakın arasını kesecek iki devlet bu karşı tarafa geçerlerse Baskın Kardeşler Bulgaristan’da Romanya’da yoğun faaliyet yürütülürken çok ciddi bir şekilde engel olmaya başladıkları anlaşılınca teşkilat bunların vurulması kararını veriyor. Vurma görevi işte o fedai kadrosundan Osman Nevres’e veriliyor çünkü Hasan Tahsin’e Bulgaristan’a gitmesi emredildiğinde gitmiyor. Osman Nevres’in kimliği Romanya’ya giden Hasan Tahsin’in kimliği ile ötekiler arasındaki mubahiyet eski deyimle, yeni deyimle ise uyuşmazlık, aykırılık. Osman Nevres Bükreş’e gönderileceği zaman infaz edilmiş olan Hasan Tahsin’in kimlik bilgilerini kullanarak gönderilmiş pasaportu o isme çıkarılmış.” sözlerini kullandı.
Alparslan Ertuğ ve İbrahim Baran ile ‘Mevzu Derin’in tamamını SuperHaber YouTube kanalında izleyebilirsiniz…